BİR GAZETECİNİN YAŞADIĞI ?ACI GERÇEK?LER...
15 Aralık 2008 Pazartesi | 20:53
Bir zamanlar, bir gazeteci varmış? Bu gazeteci, geçen yıllar boyunca yılmadan, usanmadan çalışmış didinmiş?
Bir zamanlar, bir gazeteci varmış? Bu gazeteci, geçen yıllar boyunca yılmadan, usanmadan çalışmış didinmiş?
Başarılı olmuş ki, çeşitli gazetelerde sırasıyla muhabirlik, sayfa sekreterliği, haber müdürlüğü, yazı işleri müdürlüğü, yayın koordinatörlüğü ve genel yayın müdürü yardımcılığı yapmış.
Bir ara televizyonculuğa da el atan deneyimli gazeteci, yaptığı haber programlarıyla ses getirmiş.
Daha sonra, Takvim Gazetesi'ni kuran ekibin 'ikinci kaptanı' olan gazeteci, 12 yıl boyunca gazetesinin logosundan her santim sütununa kadar emek vermiş.
Takvim Gazetesi, tiraj rekorları kırarak 3 büyük gazete arasında anılmaya başlamış.
Bu gazeteci meslektaşlarını, 'hep çalışanlar ve hep çalışır gibi yapanlar' olmak üzere ikiye ayırırmış.
Bu arada, gazetenin genel yayın müdürü değişmiş.
Gazetenin içinden çıkan yeni müdürle ağabey-kardeş havasında çalışmışlar ve başarılarını sürdürmüşler.
Ancak, günlerden bir gün, aniden gazetenin yönetiminden alınmışlar.
Eski müdür, kendisine verilen 2 metrekarelik odasında vaktini gazete okuyarak geçirmiş.
Sayfa hazırlamaya devam eden eski koordinatör ise yaşadıkları büyük haksızlığa duyduğu üzüntüyü, sıkıntıyı içine atmış. Kendisini adeta yemiş, bitirmiş. Sonunda da görevi başında hastalanmış.
Usta gazeteci, uzun süren tedavisi sırasında 'meslek ahlakına' yakışmaz deyip, iş yerinden affını istemiş.
Yönetim de kendisini, Basın İş Yasası'nın 12. maddesine (iyileştiğinde tercihen işine geri alınır) göre uğurlamış.
Gazeteci, geçen süre içerisinde eski sağlığına kavuşmuş.
Eski iş yeri ise 'kanunen' ve 'tercihen' işe tekrar alınması gereken gazeteciyi hiç arayıp sormamış.
Bu durumu onur meselesi yapan usta gazeteci, onca bilgi birikimi ve iş tecrübesi ile baş başa bırakılmış.
'Hep çalışır gibi' yapan, ancak, resim altı yazmaktan aciz olan, attığı başlığı kendisi bile anlamayan, yaptırdığı sayfaları tanıyamayan 'çakma gazeteciler' ise koltuklarına daha sıkı sarılmış?
Bu tür 'şovmen'leri gazeteci zanneden patronlar ise ipe un sermeye, boşa para savurmaya, akıntıya karşı kürek çekmeye devam etmiş. Gazeteleri de günden güne eriyip tükenmiş?
Bu masal da böyle gelmiş böyle sürecekmiş?
Masalcı: Aşkın Gönüler
Diğer gündemdeki haber Haberleri
TümüYukarı