İstanbul'da yabancı olmak ve İstanbul'u sadece bir fotoğraf karesine sığdırmak mümkün mü? Şehrin kokusunu, neşesini, tarihini, mozaiğini, hüznünü tek karede yaşatmak ve bir yabancının gözüyle sunmak zor mu? 37 farklı ülkeden, 190 fotoğraf sanatçısı 950 fotoğrafla "Yabanci Gözüyle İstanbul 2008" fotoğraf yarışmasına  katıldı. Yedi ay sonunda uluslararası jüri üyelerinin titiz çalışmaları neticesinde, birinciliği Zulema Josa (İspanya), ikinciliği Maria Schnabl (Avusturya), üçüncülüğü Catherine Gautier-le-Berre (İsviçre) kazandı.

Tarihi Binbirdirek Sarnıcı'nda yapılan ödül törenine katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, böyle bir yarışmanın İstanbul'u tanıtmak için en etkili yollardan biri olduğunu söyledi. İspanyol genç mimar fotoğrafçı Zulema Josa ise ona birincilik getiren "Hüzün" adını verdiği fotoğrafına yazdığı şiiri ödül töreninde okuyarak, jüriye teşekkür etti. Josa, "Fotoğrafımın adı Hüzün. Bizim dilimizdeki melankoli tam karşılamıyor bu hali. Bir duruş gibi sanki. Bir kabulleniş hali. Hem keder var, hem acı, hem de rıza. Bu şehir herkesi kucaklayan bir yapıya sahip. Kozmopolit çünkü. Bu da biz yabancıların İstanbul'da kendimizi yabancı gibi hissetmemizi önlüyor. Rüyalarımda İstanbul'a geri döndüğümü görüyorum. İstanbul benim için kaybedilmiş bir aşk gibi. İmkansız bir aşk. Bu aşkın cevabı İstanbul'un melonkolisinde, tarihinde, duvarlarında, kubbelerinde, ışığında, onun yüzlerinde ve denizinde gizli... "Fotoğraf için bir de şiir yazdım: 'Tramvayın tıkırtısı içinde, sessiz hüznümü ısıttı güneş camın ötesinden. Ardında zamanın duvarlarını bırakan köprünün üstünden geçerken sabır ve varoluşun kabullenişi arasında. Denizi izlerken hiçbir yerin çokluğunu atıl bekleyen varoluş... Hüzün, imkansızlığın güzelliği, ruhun derinliklerine dokunur...' dedi.

Yabancı Gözüyle İstanbul 2008 yarışmasının jürisinde Hayrettin Karateke, Ersin Kalkan, Edip Pınarlı, Sebati Karakurt, David Katzenstein, Sydney Lewis, Arthur Thevenart yer aldı...