AHMET KAYA?NIN ?LİNÇ? EDİLDİĞİ ?O GECE? DE NELER YAŞANDI?
Şarkıları resmen olmasa da ?yasaklı?? Radyolarda çalınma oranı varla yok arasında.
Dillerde marş olan ?Şafak Türküsü? ise, AK Parti?nin Doğu?dan başlattığı ?Referandum? kampanyasının şarkısı yapılman isteniyor?
"Yaşamak ne garip" diyordu bir şarkısında Ahmet Kaya?
Gerçekten, yaşamak gibi, yaşananlar ne garip!
10 yıl önce MGD gecesinde yaptığı bir konuşma nedeniyle neredeyse "linç"ten kurtulan Ahmet Kaya, bugün Hükümet olan Ak Parti'nin kampanya şarkılarıyla Anadolu'da sesi yankılanıyor?
Sesi kesildikten sonra yani?
Peki "O gece"de neler olmuştu?
Ahmet Kaya'yı Paris'te vatan hasretiyle yanıp tutuştuğu sürgüne, oradan da ölümüne neden olan süreçte neler yaşanmıştı?
MGD'nin geleneksel olarak verdiği Princess Hotel'deki ödül töreninin en yakın tanıklarından biriyim?
Ahmet Kaya'ya yapılmak istenen "psikolojik linç"in de hasbelkader "engel olmaya çalışanlardan" biri olarak?
Farklı şeyler anlatıldı, farklı rivayetler oldu "Ahmet Kaya'lı O gece"ye dair.
Ahmet Kaya, açıklanan ödülünü almak için sahneye gelir. Etrafında bütün medya üst düzeyi ve sanatçı dostları (!) var.
Türkiye'deki ortam, dönem itibariyle de "hassastır".
Birinci perde:
Konuşmaya başla Ahmet Kaya: "Bir albüm yaptım, Kürtçe bir şarkı okudum. Ona da bir klip çektim. Burada, bütün TV yöneticileri var. Yayınlarsınız artık. (Gülümseyerek), Yayınlamazsanız görüşürüz!"
Ödülünü alır, "Kafama sıkar giderim" şarkısını söylemeye başlar.
Ağzından çıkan dillerdeki şarkısı değil, sanki "kendi sonunu hazırlayan" fermanı! gibidir.
Salondaki bir grup, o birkaç dakika içinde "Yayınlamazsanız görüşürüz!" sözüne kılıfı bulmuştur bile!
"Vay ne demek istedi", "Yuh!", "İstemiyorsan terk et git"?
Daha neler neler?
Sözcük ve hakaretlerle birlikte çatal-kaşıklar sahneye doğru uçuşmaya başlar.
Şarkısını kesmeyen Kaya, hiç ummadığı ve beklemediği bu çıkış karşısında, şarkısının sonunda asıl bazıların rahatsız eden sözcükleri kullanır.
"Kürt realitesini kabul etmeyenin kafasına vura vura kabul ettireceğiz!"
Okların yay'dan çıktığı, binbir hakaret ve küfürün yaşandığı, ortalığın toz duman olduğu bir andır bu an?
Serdar Ortaç sahneye fırlar ve "10 yıl Marşı" ile tepkilerin doruğa ulaşmasına ne yazık ki katkıda bulunur!
Ahmet Kaya'nın sahneden salondaki 15 metrelik masasına ulaşması bir ömür kadar uzun gelir.
Gece biter, "an gelir" tutuklanır? "An gelir" hapse atılır, ama can güvenliği nedeniyle bırakılır?
"Çekip giderim" dediği o geceden sonra, gerçek olur, Paris'e gider ve sürgün hayatı başlar onun için?
Bundan sonra şarkıların adı, "hasrettir", "memleket sevdası"dır. "Benim ülkem"dir artık.
An gelir, "sevdiklerine, memleketine hasret" ölür Ahmet Kaya, Paris'te tam 10 yıl önce?
Ve ne gariptir ki gün gelir, "Şafak Türküleri" söylenir propaganda meydanlarında?
Ahmet Kaya'dır artık 12 Eylül'lerin karşı şiarı, "Açılım" şarkılarının mimarı.
Sahi 10 yıl önce "Ne dedi? Ahmet Kaya?"
Ve ne olmuştu ölmesini gerektirecek?