AZARBEYCAN?IN ÜNLÜ TÜRK MİMARINDAN ALBÜM
Mimarlık kariyerinin en ortalık yerinde ?birdenbire? albüm yapmaya karar veren bir genç mimar? İstanbul sevdalısı bir seyyah? Sonsuzluğa emanet ettiği tüm ruhların hâlâ yasını tutan bir duygusal adam? Beklettiği, dinlendirdiği, demlendirdiği şarkılarını bir kayığa bindirip ?nihayet? yüzdürmeye karar veren bir müzisyen? Emre Aslan.
Uzun yıllardır İstanbul’un birçok tanınmış mekânında, kendi kurduğu gruplarla performans sergileyen Emre Aslan’ın alternatif pop tarzında, 11 şarkıdan oluşan “Birdenbire” isimli ilk albümü 3 Adım Müzik etiketiyle ocak ayında raflardaki yerini aldı.
Bütün söz ve müziklerin Emre Aslan’a ait olduğu albümün prodüktörlüğünü Alper Gemici yaptı. Albümde Ozan Tügen (cura), Uğur Gülbaharlı (piyano), Ceren Tügen Akyıldız (düet), Sinan Kaynakçı (Pinhani)(gitar) gibi usta müzisyenler konuk olarak yer aldı. Babajim İstanbul ve İskender Paydaş stüdyolarında kaydedilen albümün miksleri Mars Ankara stüdyolarında Mehmet Uğur Memiş, masteringi ise Çağlar Türkmen tarafından yapıldı.
İstanbul, Antalya, Moskova, Bakü, Los Angeles gibi birçok farklı şehirde, seyahatlerde, 2003-2013 yılları arasında yazılmış enerjik ve umut dolu şarkılardan oluşan albüm, son yıllarda müzik dünyasının içine girdiği melankolik ruhtan alabildiğine uzak bir yapıda hazırlandı. Albümde piyano, çello gibi Klasik Batı Müziği enstrümanlarının yanı sıra ut, klarnet, cura, darbuka gibi Türk Müziği enstrümanları da kullanıldı.
Albümle aynı adı taşıyan “Birdenbire” şarkısının video klibini Evren Arasıl, imaj fotoğraflarını İbrahim Özbunar çekti. Klip ve fotoğraflar için stil danışmanlığını ise ünlü modacı Hatice Gökçe yaptı.
Defne Joy Foster için ağıt…
Emre Aslan’ın, arkadaşı Defne Joy Foster ve “geride kalan” oğlu için bestelediği ve sadece bir piyano eşliğinde seslendirdiği şarkısı Defne, gösterişten uzak haliyle albümün en dramatik ve duygu yüklü şarkısı oldu. “Bu şarkıya düzenleme yapmaktan özellikle kaçındık. İstedik ki en yalın haliyle sunalım şarkıyı; allayıp pullamadan, süslemeden… Bir şarkıdan ziyade bir ağıt aslında… Defne’yi anmak için yakılmış ve selam iletmek için uzaklara…”
İstanbul aşığı bir mimardan, iki farklı İstanbul şarkısı…
İstanbul için iki tane şarkı yazan ve albümünde yer veren genç sanatçı; ”Ben İstanbul aşığı bir mimarım. Doğduğum bu efsunlu kent için endişelenen, geldiği ve getirildiği nokta için hüzünlenen bir İstanbulluyum. Şarkılarımdan birinde “Kimse senin derdini anlamadan, herkes sana şarkı yazıp durmuş.” diyorum mesela... Üzülüyorum çünkü İstanbul’a, acıyorum haline... Çoğu insanın yapmadığını yapıyorum, empati kuruyorum esasında.” sözleriyle ifade ediyor hislerini.
Diğer şarkıda ise İstanbul’u enerji yutan, hayat ışığını emen şuh bir kadın olarak tasvir eden şarkıcı “İstanbul zor bir şehir… Sana iyi gelmediğini bildiğin halde bir türlü ondan kopamadığın tutkulu bir âşık.” sözleriyle ortaya döküyor İstanbul’un karanlık yüzünü. İstanbul’un ağzından yazdığı Şehr-i Zişan şarkısında “Binlerce yıllık yaşıma rağmen, ihtiyacım var senin birkaç yılına…” diyor ve ekliyor “Zaten İstanbul bu yaşa nasıl geldi sanıyorsun? Senden, benden çalarak...”