DÜNYA YIKILSIN,ONU BİR DAHA KURARIM!
?10? adını verdiği yeni bir albüm çıkaran Fulden Uras, hem ruhsal hem de sağlık açısından çok zor günler geçirdiğini ama hiçbir zaman moralini kaybetmediğini söylüyor: Dünya yıkılsa, o dünyayı bir daha kurarım.
Dört yıl aradan sonra '10' adını verdiği yeni albümüyle müzik piyasasına geri dönen Fulden Uras, albümünde kendi söz ve müziklerinin yanı sıra Serdar Ortaç ve Orhan Gencebay gibi ünlü isimlerin eserlerini de seslendiriyor. En az beş-altı şarkısının hit olacağına inanan Uras'la yeni albümünü ve göz önünde olmadığı dönemde yaşadığı sağlık problemini konuştuk.
Üç-dört yıldır sesiniz soluğunuz çıkmıyordu, nerelerdeydiniz?
2006'da bir albüm çıkarttım, fakat şirketle sorunlar yaşadığım için, klip de çekmeme rağmen albümü toplattım. Ve artık albümlerimi kendim yapmaya, hiçbir şirkete vermemeye karar verdim.
GÜNAHI VE SEVABI BENİM
Niye toplattınız?
Çünkü karşımdaki insanlar sözlerini tutmadı. Ne onlar albümle ilgili bir şey yapabilirdi artık, ne de benim onu yapacak gücüm vardı. Moral olarak sıfırlandığım bir dönemdi. Yazık oldu o albüme de, şarkılara da, emeğe de... Sonra aynı sorunu tekrar yaşadım. Her şey çok güzel gidiyordu ama sonra o şirketle de sorunlar yaşadım. Yani bir aksilik dolaşıyordu başımda, bunun farkındaydım ama yüzleşmek istemiyordum. Ruhsal açıdan da o kadar kötü bir dönemden geçiyordum ki... Kötü giden bir şeyin üstüne gittim, daha da kötü gitsin diye belki de...
O zaman bu albümünüze çok titizlenmişsinizdir...
Evet, öyle oldu. Albümdeki tüm şarkılar tekrar tekrar yapılmıştır. Her şey içime sinsin istedim, her şeyi kendim karşıladım. Sadece dağıtımını bir şirkete verdim. Yani bu albümün tüm günahından sevabından, her şeyinden ben sorumluyum. Ama biliyorum; her şey çok iyi olacak. Bu albüm bir tane şarkıdan ibaret değil. Bu albümde patlayacak en az beş-altı şarkı var
"Ruhsal açıdan kötü bir dönemdeydim" dediniz. Özel hayatınızda mı kötü şeyler yaşamıştınız?
Özel hayatım beni hiçbir zaman yıkamaz. Ben o konuda kendime çok güveniyorum, çünkü güçlü bir kadımın. Kötü bir dönemimdi, çünkü annem hastalandı. Onun hastalığı beni yıktı, çok kötü şeyler yaşadım. Hayattan koptum açıkcası. Ama o da artık daha iyi, ben de kendimi topladım. Her şeyin başı moral. O olmadan hiçbir şey halledemezsin, o varsa her şeyi halledersin. Dünya yıkılsın, ben bir daha kurarım o dünyayı.
O dönemde hiç gündeme gelmediniz. Bilinçli olarak kendinizi geri mi çektiniz?
Tabii ki çektim. Elimde bir albümüm yok, bir dizide, filmde oynamıyorum; ne işim var benim medyada.
Ama halk, hiçbir şey yapmadan bir şey yapıyormuş gibi ortada gözüken insanlara alıştı...
Ben, o kalabalığın içinde olmak istemiyorum. Ben haftada bir gece dışarı çıksam, onun acısı üç gün çıkar benden. Ama insanlar yedi gün geziyorlar, nasıl yapıyorlar bilmiyorum.
Albümünüzde üç de Serdar Ortaç şarkısı var. Nasıl aldınız bunları?
Albüm bitmişti, 10 gün içinde çıkarmayı planlıyordum ama bir gece sabaha karşı 04.30 gibi uyandım ve 'Bu albüm Serdar olmadan olamaz' dedim. Çünkü Serdar benim uğurum. O saatte kendisini arayamayacağım için hemen bir mail attım ve "Serdar, albümüm bitti ama sen olmadan çıkmayacak" dedim. Sabah uyandığımda bana 13 tane şarkı yollamıştı.
Siz imajınızı da değiştirmişsiniz...
Aslında ben iki yıldır bu şekilde dolaşıyorum. Saçlarım hep kısaydı, bir değişiklik yapıp uzattım. Ama yarın gidip, yine kestirebilirim. Yani bunları imaj olsun diye yapmadım. İmaj bence insanlarda eğreti duruyor. Mesela 30-35 yaşına kadar hiç dans etmemiş birinin, 30 yaşından sonra dans dersi alıp da sahnede dans etmesi öyle komik ve sakil duruyor ki, hiç yakışmıyor. Ama insanlar bunu görmüyor. Ben onu yapmak istemem, çık şarkını söyle. Bence bu, insanlara çok daha sıcak geliyor.
Ama müzik piyasası değişti; görsellik ve şovlar çok ön planda olmaya başladı...
Şovu bıraksınlar, profesyoneller yapsın. Sen bunu yapamıyorsan, o elbiseyi giymeye çalışma üstüne. Çirkin duruyor, bol ya da dar geliyor. Ben yapmam en azından, öyle bir şeye cesaret edemem hayatta.
SAHNEYİ TEK BAŞIMA DOLDURURUM
'Cesaret etmem'in yanı sıra 'İhtiyacım da yok' diyorsunuz galiba...
Kesinlikle yok. Ben zaten tek başıma o sahneyi doldurabilecek güce sahibim, bir de dans etmem gerekmiyor. Hepimizin yaptığı iş şov. İki laf söylersin, iki konuşursun, sahne bambaşka olur.
Geride durduğunuz dönemde unutulduğunuzu hissettiniz mi?
Hiçbir zaman sahte, yani sanat camiasından dostlarım olmadı benim. Özellikle müzik piyasasına girdikten sonra hiç dostum olmadı. Çünkü kimse sana omuz vereyim, elini tutup seni kaldırayım diye bakmıyor. Tersine herkes paçandan çekmeye çalışıyor. Oysa ben, hâlâ herkesi kendi gibi gören çok iyi niyetli bir insanım. Bu aptallık da olabilir, saflık da... Zaman zaman çok üzülsem de, kısa vadede kaybetsem de, uzun vadede ben kazanacağım.
Herhalde genelde 'Fulden hasta bir kız'dır o imaj. Hastalık üstüme yapışmış bir durumda. Ama ben artık o imajı yıkıp, evlerinin kızı olmak istiyorum.
Niye böyle bir şey oluştu, çok mu hastalık geçirdiniz?
Son bir buçuk senede çekilen fotoğraflarımı göstersem, kimse bu halime geri döndüğüme inanamaz.
Neler yaşadınız?
Neler yaşamadım ki... Bağırsağım ve akciğerlerimle ilgili sorunlarım zaten vardı ama bir buçuk yıl önce geçirdiğim küçük bir trafik kazası yüzünden olduğum küçük bir ameliyat sırasında hastane mikrobu kaptım. Bu mikrop, beyin sapıma yerleşmiş. Bu farkedilince yüzümün altını resmen yıkadılar. Ameliyattan yüzüm bir yastık büyüklüğünde çıktım. O yüzün bir daha bu hale gelebilmesi için çok uğraştım. Aylarca hastanelerde antibiyotik tedavileri gördüm, iğneler oldum. Şimdi hâlâ yüzümde şişlik var ve yüzümün sağ tarafı hâlâ uyuşuk. Dudağımın altına dokunduğumda gözümün altında hissediyorum. Yüzümdeki bütün sinirler yer değiştirmiş durumda.
Hiç isyan ettiniz mi?
Hayır, hiç isyan etmedim. Tersine anneme, kardeşlerime ben moral veriyordum. Aslında benim için yüzüm çok önemli, sivilce çıktığında bunalıma girerdim ama ben o halde aylarca dolaştım. Çünkü Allah her şeyin sabrını veriyor. Ben hep Allah'a sığınırım. Allah'ın iyi bir kuluyumdur. O da hep benim yanımdadır, beni her şeyden sıyırıp alır.
Hayır, hiç düşünmedim. Aslında ben çok uğurlu bir insanım. Hayatıma giren herkese uğur getirmişimdir. Kiminle çalışırsam çalışayım, benden sonra işleri açılır.
Ama son dönemlerde kendinize uğur getirememişsiniz herhalde...
Sağlık konusunda biraz şanssızım, küçüklüğümden beri büyük sorunlar yaşıyorum. Ama dediğim gibi Allah her şeyin sabrını veriyor. Ben 24 saatin 18 saati elimde tesbih, dua ederim. Hiç kimse bilmez mesela bunu, kimsenin de gözüne sokmam. Ne istersem Allah'tan isterim. Kul kim oluyor ki bana bir şey verecek. Yanlış anlamayın; günümüzün politik şartlarından dolayı böyle konuşmuyorum, tamamen içimde ne varsa onları anlatıyorum.
"Özel hayatım beni yıkamaz" dediniz. Bu, yaşadıklarınızdan sonra güçlü kalmayı öğrenmenizden mi kaynaklanıyor, yoksa hep mi böyleydiniz?
Hep böyle değildim ama hem yaşla, hem de yaşadığın ilişkilerle beraber büyüyorsun. Ayrıca en canından birini kaybediyorsun, 40'ıncı gün o acı senden uzaklaşmaya başlıyor. Ayrılık acısı mı yıkacak! Evet, her ayrılık bir ölüm acısı gibi ama hepsinin bir tedavisi var.