AŞK ZAMAN, AŞK MEKAN DEĞİŞTİRİYOR... ?MEHDİ? GELİYOR...
İlk romanı ??Hazel?? ile başarılı bir satış yakalayarak listelerde üst sıralara yerleşen Tayfun Şahin?in yeni romanı ??Mehdi?? 16 Kasım?da raflara çıkıyor. İnsan, Allah ve vatan aşkının kaleme alındığı Hazel ? Mehdi ? Başkan üçlemesinin ikincisi olan Mehdi, 2050 yılında başbakan olacak bir çocuğun hayat hikayesini anlatıyor. Hazel?in devamı da olan romanda ölüm sonrası hayat ile ilgili kesitlerede yer veriliyor.
10 yaşlarında Urfa'da bulunan ve babası Ali Aşiroğlu'nun vasiyeti üzerine İstanbul'a getirilen Mehdi, çocukluğundan beri manevi koruyuculuğunu yapan İbrahim Efendi'den ilim dersleri almaya devam ederken Yusuf isimli biri ile arkadaşlık kurar. Yusuf Cebrail (as)'in kendisidir. Mehdi aynı zamanda yeni yüzyılın kutbudur. Bunun işareti olarak omuzunda bir mühür taşımaktadır. Mehdi yaşamına devam ederken ölümünden sonra Berzah Alemi'nde yeni hayatına başlayan Ali ise halen yarım kalan aşkı Hazel'i aramaktadır. İbrahim Efendi’nin aracılığı ile iletişim kurduğu dünya hayatını gördükçe bıraktıklarının planladığı gibi gitmediğini görür. Mehdi bir gün suikasta uğrar. Saldırıda çok ağır kayıplar verilir. Hikayenin en önemli noktası, dört büyük meleğin yeryüzüne indiklerinde Mehdi için yaptıkları olacaktır.
İşte Mehdi’den kestiler...
Haşmetli dev kapının iki kanadı birden açıldı. Gözleri kör edecek kadar kuvvetli bir ışık içeri sızdı. İçeri gireni gören her başın saygı ile eğildiğini gördü. Aynı ses o ismi zikretti...
''Alemlerin Sultanı, Hazreti Muhammed (S.A.V)''
Aklını oynattığını hissetti. Sultan'ın sureti belirdiğinde aralarında sadece bir karış mesafe kalmıştı. Sesi titriyordu...
''Ama siz...'' diyebildi...
Kolunu tutan bir el sözünü tamamlamasını engelledi. Elin sahibine baktığında İbrahim Efendi'yi gördü. Gözleri doldu. Artık biliyordu, bu ne bir Şeytan aldatması ne de bir rüya değildi. Eğildi, Sultan'ın elini öptü. Sultan makamına oturduğunda herkes etrafında toplanmaya başladı. İbrahim Efendi'ye baktı.
''Neredeyiz efendim?''
''Burası yerle gök arasında, insan gözünün görmediği, zamansız, mekansız Berzah Âlemi…''
Sultan'ın karşısında bulundular. Sultan ayağa kalktı, konuşmaya başladı.
''Sizler Allah tarafından yeryüzüne birer görev için gönderildiniz. Allah sizden razıdır, bende sizden razıyım. Şimdi size yeni yüzyılın kutbunu tanıtacağım.''
Sağ elini açık bir şekilde havaya kaldırdı. Yere indirdiğinde iki âlem arasındaki bütün perdeler kalktı. 10 Yaşlarında bir erkek çocuk, elinde Zülfikar ile ucu bucağı görünmeyen bir meydanda masmavi gözlerini ufuklara dikmiş bakıyordu. Sultan'ın mübarek sesi yine duyuldu...
''Allah O'na, Fatih'in kudretini, Ömer'in adaletini, Hamza’nın cesaretini, Ebubekir’in sadakatini, Ali’nin ilmini, Mustafa'nın zekasını, Süleyman'ın ihtişamını, benimde şefkatimi verdi. O, Ali oğlu Mehdi'dir''
Ali gözlerinde yaşlar, dünya gözü ile göremediği oğluna bakıyordu. İbrahim Efendi'ye baktı, yarı ağlamaklı bir ses ile mırıldandı.
''O benim oğlum...''
Yıl: 2020 - Şanlı Urfa
Yeryüzü mahşer gibiydi. Mirza'nın elinde iki silah, hareket eden her şeye ateş ediyordu. Mehdi kan dolu avuçlarını semaya kaldırdı. Gözbebekleri yaşların içinde kaybolmuştu... Son gücü ile seslendi...
''Yusuf! Yusuf yetiş! Yusuf!''
Cebrail (as) belirdi semalarda, iki dev kanadı açık…
Elinde Hazreti Ali’nin Zülfikar'ı…
Hemen arkasında Mikail (as), yerle gök arasında bir yerde. Dönmeye başladı kendi ekseninde… O döndükçe rüzgarlar toplandı etrafına…
İsrafil (as)'in dudakları ile Sur arasında artık sadece milimler mesafe…
Ve Azrail (as),
Yaratıldığı günden beri hiç olmadığı kadar acımasız… Daha Zülfikar inmeden söküp alıyor ruhları…
Bir ses yankılanıyor kainatta,
‘’Arş üzerindeki hakimiyetime yemin ederim ki, benim sevdiğime dil dahi uzatana ben harp ilan ederim!’’
Ve Cebrail (as)'in şefkat dolu sesi…
‘’Yetiştim dostum, sen iste hepsini helak edeyim, sen iste bu dünyayı tersine çevireyim… Sen iste dostum, senin için gökleri yere indireyim…
Mehdi sağ elini kaldırdı, işaret parmağını uzattı.
''Ben annemi istiyorum.''
Cebrail (as) başını çevirdi. Azrail (as) görev için bekliyordu. Nemli gözlerle seslendi dostuna.
''Yapma...''