SALİF KEİTA İSTANBUL?A GELİYOR
Batı Afrika?nın geleneksel şarkılarını 70?li yıllarda efsane haline gelen Rail Band ve Ambassadeurs gruplarıyla tüm dünyaya sevdiren, 1987 yılında yayınladığı ilk solo albümü ?Soro? ile ülkesi Mali?nin ve Afrika?nın sesi olan Salif Keita bir konser vermek üzere 3 Nisan?da İstanbul?a geliyor.
Salif Keita Batı Afrika'dan dünyaya yayılan ses
Salif Keita kırk yılı aşkın bir süredir, ülkesi Mali'nin sesi olarak ekibiyle yenilik peşinde kaydettiği albümleri ile Afrika müziklerini dünyaya ulaştıran öncü bir müzisyen olarak tanınıyor. Seyahatleri ve yurtdışındaki çalışmalarıyla Batı Afrika'nın Mande köklerini hiçbir zaman bir kenara bırakmayan ve kendi kültürünü tüm dünya ile paylaşan bir sanatçı olarak ün yapmış durumda.
Öncü bir şarkıcı ve besteci olarak Salif ilk tecrübelerini avangart bir grup olan The Rail Band ile kazandı ve 70'lerin en ünlü orkestralarından biri olan Ambassadeurs ile ününe ün kattı. 70'lerin bu iki ünlü Mali Orkestrasıyla çalıştıktan sonra 1987 yılında ilk solo albümü
'Soro' ile dünya müziği kategorisinin yükselen yıldızları arasına girdi.
Her ikisi de klasikleşen 2002 yılı albümü 'Moffou' ve 2005 yılı albümü 'M'Bemba' ile yakaladığı uluslararası başarıdan sonra akustik üçlemesinin son halkasını Universal Jazz etiketiyle yayınladığı son albümü 'La Difference' tamamlıyor.
Çoğunu Paris'te kaydettiği yepyeni şarkılarıyla kariyerinin en enerjik albümlerinden birine imza atan Keita, Paris dışındaki kayıtların bir kısmını Mali'de Bamako'daki Le Moffou adını verdiği kendi stüdyosunda gerçekleştirdi. Sanatçı Nijer nehri kıyısındaki Djoliba, Los Angeles ve Beyrut'ta albüm kayıtlarını tamamladı.
"Ben beyazım ama kanım siyah"
Salif Keita geleneksellik konusunda tutucu olmak yerine müzik konusunda evrimleşmeye inanan ve özellikle teknolojinin imkanlarından yararlanan bir müzisyen olarak kabul ediliyor. Güçlü bir sanatçı olduğunu hem sözleriyle hem müzikleriyle tüm şarkılarında gösterdiği belirtilen Keita, ister Malinka, ister Bambara dilinde veya Fransızca olsun sesinin söylediği her dilde gerçek duyguları yorumlayabilme yeteneğine sahip olduğu vurgulanıyor.
Salif Keita Afrika'nın gurur duyduğu, Afrika'yı en iyi temsil eden dünya müziği sanatçılarından biri olarak gösterilirken, bir Albino olarak dünyaya gelen Keita, büyüdüğü topraklarda çocukluktan yetişkinliğe geçerken beyaz teniyle lanetli bir hastalığa yakalanmış gibi görülmesi hakkında şunları söylüyor :"Ben bir siyahım, tenim beyaz ve hoşuma gidiyor, bu benim farklılığım, ben beyaz bir adamım ama kanım siyah, bunu seviyorum, bu güzel bir farklılık". Keita bir anlamda 'La différence', albümünün ilk single'ı ve isim şarkısında bu söylediklerini bir şarkıyla anlatmış oluyor. Bu şarkının dışında albümde albino bilinçliliğini artırmak üzere çağrıda bulunan sanatçı kendi ülkesi adına çevre bilinçliliği konularına da dikkat çekiyor.
Evrensel mutlulukiçin bir manifesto
Salif'in albümündeki birbirinden yetenekli müzisyenlerin çoğu uzun yıllar sanatçıyı yalnız bırakmamış isimler olarak sayılıyor. Bas gitarda Jannick Top, çello'da Vincent Segal, Gaffou şarkısına eşlik ederken, Ibrahim Maalouf'un trompeti Samigna şarkısıyla karşımıza çıkıyor.Kante Manfila ve Ousmane Kouyate'nin gitarları Mamadou Kone'un perküsyonuna San Ka Na adlı şarkıda birlikte eşlik ediyor. Guy N'Sangue'ın bas gitarı Djélé adlı şarkıda ve Seb Martel ve Bill Frisell gitarları Folon şarkısında albümü renklendiriyor.
Müzik yorumcularına göre Seydou şarkısındaki yumuşaklık, La Difference, şarkısındaki içtenlik, Folon şarkısındaki derinlik ve San Ka Na adlı şarkıdaki melankoli albüme çok farklı zenginlikler katıyor. Ancak albümdeki müzisyenler birlik duygusuyla Salif'in etkileyici sesine ve sanatına katkıda bulunurken, albümün isim parçası "herkesle mutluluğunu paylaşan ve evrensel mutluluk için gerçek bir manifesto sunan bir eser olarak değerlendiriliyor.ANKA