6 YIL ÖNCE YAZMIŞTIK... ZERRİN ÖZER KORKUNÇ TECAVÜZÜ KİTABINDA İTİRAF ETTİ
Zerrin Özer?in yaşadığı tecavüz olayını 6 yıl önce Türkiye?nin en çok okunan magazin internet sitesi magazinci.com ortaya çıkardığında sanatçı gülerek haberi yalanlamıştı. Aradan yıllar geçti. Zerrin Özer hafızasında kara bir leke olarak kalan ?tecavüz? olayını kitabında anlatarak kamuoyuyla paylaştı. Böylece bizim doğru haber verdiğimizi de ?Bir Sarışın Küçük Kız? adlı kitabıyla onaylamış oldu.
Pop müziğin güçlü yorumcularından Zerrin Özer, uzun zamandır üzerine çalıştığı, "Bir Sarışın Küçük Kız" adlı kitabını çıkardı. Herkesin merakla beklediği kitapta Özer, yaşadığı acıları, mutlulukları, aşkları, ailesi ve genç kızlığını karartan tecavüz olayını anlatıyor. Ayrıca kitapta ünlü sanatçının bir de mektubu yer alıyor. "Herkesin hayatıyla oynadın" sözleriyle başlayan mektubun kim için yazıldığı merak konusu.
İşte o satırlar
O kadar ucuz ve küçüksün ki, yaptıklarını tek tek yazmaya kalktığımda kitabın ne kadar kirlendiğini görüp vazgeçtim. Yaralamadığın, canını yakmadığın insan kaldı mı? Enerji vampiri gibi emip sömürüp posasını fırlattın, kalbini kanattın, hayatıyla oynadın herkesin. Kim bir şeyi başaracak olsa engelledin, ayağını kaydırdın. Kendinden bu kadar mı nefret ediyordun? Hayatın boyunca uğraştın benimle. Her yere peşimden geldin. Gece yarıları insanlara telefon açıp "Ben niye Zerrin gibi olamıyorum?" diye sordun. Hastanede beni sorup iyi haberlerimi aldığında suratın düştü, kucağına verdikleri yeni doğmuş bebeğin bile durdurmadı ihtirasını. Yazık! İşlerimi engelledin, ekmek paramla oynadın. Yok etmeye çalıştın beni, Yemedin içmedin, "Ben bu Zerrin?i nasıl bitiririm" diye düşündün. Ama atladığın bir şey vardı. Halkın beni sevdiğini unuttun.
Senin işin gücün patronlarla yöneticilerle, benimse işçilerle yönetilenlerle. Bütün kötüler gibi iktidarla işbirliği yaptın insanları ezmek için. Sen benim gibi olabileceğini nereden çıkardın?
Sezen Aksu?ya öfke
?Mireille Mathieu? o sıralar çok meşhurdu. Aranjörü bana aynen şöyle demişti; "Mireille Mathieu?nün sesini stüdyoda güzelleştiriyoruz. Oysa senin sesin çıplakken güzel. Burada kal bizimle çalış..." Ama ben kabul etmedim. Türkiye?ye döndükten sonra çok geçmedi Tülay Ablam bir gün gözü dönmüş bir halde hışımla girdi eve. "Çabuk kalk muayeneye gidiyoruz" dedi. Kalakaldım öyle, Tülay Ablam saçlarımdan tutup başımı duvara çarpmaya başladı. Annem ise "Benim kızım ordunun içine girse yine korur kendini hiçbir yere gitmiyorsunuz" dedi. Meğer Sezen Aksu, Paris?te Mireille Mathieue?nun aranjörüyle birlikte olduğumu söylemiş ablama. Dünyada öldürülecek iki tane insan varsa ve bana öldür içeri girmeyeceksin deseler öldürmek isteyeceğim iki kişiden biri sen olursun dedim Sezen?e... Hiçbir karşılık vermedi, ağzını büzüp ağlayarak çıktı odadan.
Sorunlu bir aile
Çocukluğumu düşününce, sürekli kavga eden bir anne baba geliyor aklıma. Tarabya Oteli?nde kaldığımız günlerden birinde, annem ile babam yine çok kavga etmişlerdi. Annem, kendini camdan atmaya kalktı. Babam son anda kurtardı onu. İlkokula gidiyordum henüz. Bir çocuğun annesini intihar etmek üzereyken görmesi anlatılamayacak kadar korkunç bir şeydir. Annem hayatımı çaldı benim. Onun oynattığı kişiliksiz bir kukla gibi yaşadım. Delice hükmeden bir anneydi. Kendimi bildim bileli bu duygularla yaşadım ve hálá kurtulamıyorum etkisinden.
Tecavüzü anlattı
Çoğu zaman beynimde bir ip gerili olduğunu düşündüm. Akılla delilik arasındaki bir sınır çizgisi gibi. O ipin kopacağını, delireceğimi sanıyordum. Bu duygunun altında yatan şey uğradığım tecavüzdür. Çok iyi bildiğim bir şey var ki o gün içime başka biri girdi ve bir daha gitmedi. Eski Zerrin orada o yaşta öldü. Onu öldürmeyi çok düşündüm. Ciddi ciddi yok olsun bu adam dedim.
Sürekli küfrettim. Sadece telefonda değil, onu bir yerde görür görmez yanına gittim, küfrettim. O günden sonra bir daha hiçbir güne eskisi gibi başlayamadım. Hem geçmişimi aldı hem de geleceğimi. Kişiliğimi, düşlerimi, özgüvenimi, kadınlığımı paramparça etti. Dünyamı kararttı. "Çok mu önemliydi" demişti bekaretimi kastederek. İşini bitirip ayağa kalkınca. Ne amaçla söylenir böyle bir şey? Elini enseme atmasıyla yere devirip üzerime çıkması bir olmuştu. Sadece bağırmak için ağzımı açtığımı, ama sesimin çıkmadığını, donup kaldığımı hatırlıyorum. Hafızam silmiş gerisini. Coştukça coştuğunu hatırlıyorum üzerimde bir hayvan vardı sanki. Bu hayatta en ağrıma giden şeylerden biri de onu yerde öylece beklemek zorunda kalmak oldu. Üstümü başımı toparlayamadım, ayağa kalkamadım. Kaskatı olmuştum. Aklımdan karmakarışık şeyler geçiyordu. Yolda giderken "kimseye söylemeyeceksin bunu" diye tembihliyordu. Şuursuzca dinliyordum. Şöyle cümleler de kalmış aklımda, "Ona çok âşıktım, onu çok istiyordum, dersin..." Hangi düşünceyle, neleri hesap ederek söylemişti bunu?
Adını açıklamıyor
Televizyonda söylemeyi hiç istemezdim ama söyledim, ruhumu kurtardım. Geç kaldım söylemekte o kadar geç kaldım ki, senin ceza çekmeni o kadar istememe karşın, adını artık açıklayamıyorum. Haklarını hemen öğrenmişsin. Adını açıklarsam sen artık ispatlamamın çok zor oluşunu kullanıp inkar edebilir, hatta beni hapse bile attırabilirmişsin. O kadar şerefsizsin ki gözünü kırpmadan yaparsın bunu. Ama beni tutan hapse girmekten çekinmek falan değil ahláksızlığın, kalleşliği ve puştluğun bu kadarına artık dayanamam.
Ve seni bu sefer gerçekten öldürürüm. Adını işte bu yüzden açıklayamayacağım.
Tarkan?
Tarkan?la çok kısa sürede samimi olduk. Çok uzun bir süre boyunca her gün beraberdik. Onunla acı tatlı, hüzünlü, komik, bir sürü şeyi çok yoğun bir biçimde yaşadık. Adını koyamadığımız, aramızda yeşeren şeyleri söze dökemediğimiz, söze dökmekten kaçındığımız platonik bir şeydi. Dışarıdan bakıldığında da seziliyordu. Ajda Pekkan, "Sezen?den duydum Tarkan?la ikiniz platonik bir aşk yaşıyormuşsunuz" demişti. Tarkan?a da o senden çok büyük diyenler olmuş. O dönemde birlikte olduğu Elif de bizi haklı olarak kıskanmaya başlamıştı. Aramızdaki şey neydi bilmiyorum ama adı her neyse bu sevgiyi çok sevmiştim.
Zenci sevgiliye anne engeli
Annem zencileri hakir görür, nefret ederdi onlardan. Bense ezelden beri hayrandım zencilere. Zenci bir sevgilim olmasını her zaman dilemiştim. Oldu Charles. Çoğu zenci gibi onun bedeni de heykeli andırıyordu. Çok güzel bir ilişki yaşadık benimle evlenmek istedi ama olmadı. Kötü bir dönemime denk gelmişti.
Berhan Şimşek?le aşk
Bir dönem Berhan Şimşek?le beraberdim. Beni gerçekten sevdiğine inandığım ender insanlardan biridir. Çok değerlidir benim için. Sanıyorum insanın geçmişte kalan bir ilişkisini hala mutluluk duyarak anması çok sık yakalanan şans değil. Bugün dönüp geçmişe bakmam ve nefis bir ilişkiden dört dörtlük bir insandan söz etmem istense, Berhan?ı anlatırdım. Yıllar sonra ilişkilerime dönüp baktığımda bir tek Berhan?la evlenmediğime üzülmüştüm. Berhan?la evlenmemize annem karşı çıkmıştı. Annem Berhan?ın benimle evlenerek film şirketi kurmak isteyeceğini öne sürmüştü. Berhan bu dünyaya insan olmak nedir sorusuna verilmiş bir yanıt olarak gelmişti sanki. Onun her zaman çok mutlu olmasını isterim