UZUN SÜRE ISLAK MAYOYLA KALMAYIN
Deniz ya da havuzdan çıktıktan sonra mayonuzu değiştirin, kalabalık saatlerde, hijyeninden emin olmadığınız havuzlardan uzak durun, günlük duş alın? Uzmanlar, tatile çıkmaya hazırlanan kadınları uyarıyor
Hamileler ve menopoza girenler başta olmak üzere kadınlar, yaz aylarında pek çok hastalık riskiyle karşı karşıya.
Kadınlara uyarılarda bulunan Türk-Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve
Bu hastalıklardan birinin, kadınların jinekoloğa başvurma nedenlerinin başında gelen vajina iltihabı olarak da bilinen vajinit rahatsızlığı olduğunu anlatan Ünlü, vajina iltihabının vajinada akıntı, kaşıntı ve yanma ile karakterize bir rahatsızlık olduğunu söyledi.
Ünlü, vajinitenin sıklıkla vajinal enfeksiyonlara neden olduğunu, enfeksiyon etkeninin mantar, parazit veya bakteri olabileceğini belirtti. Sıcakların artmasıyla beraber serinlemek için girilen deniz ve havuzların vajinal enfeksiyonlara sebep olabileceği endişesinin, tatil hazırlıkları yapan hanımları tedirgin ettiğini ifade eden Ünlü, yaz aylarında vajinit bulgularıyla gelen hastalarda hafif bir artış olmasına rağmen, bu artışın zannedildiği kadar büyük oranda olmadığını dile getirdi.
Ünlü, bu artışın sebebinin yaz aylarının getirdiği hijyen koşullarındaki olumsuzluklar, aşırı sıcaklar ve terleme olabildiğini vurguladı.
''Vajinal enfeksiyondan korunmak için öncelikle, temizlik ve klorlaması yeterli olan havuzlar tercih edilmeli, su sirkülâsyonu yetersiz ve kalabalık havuzlardan uzak durulmalıdır. Çünkü bu tip havuzlar yalnızca vajinal enfeksiyon değil, birçok başka enfeksiyon hastalığına da sebep olabilir'' diyen Ünlü, bunun dışında vajinal enfeksiyonlardan korunmak için vajina florasını ve dengesini bozacak şeylerden uzak durulması gerektiğini belirterek, floranın bozulmasının, yalnızca vajinal enfeksiyona neden olmayacağını aynı zamanda cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanmayı kolaylaştıracağını söyledi.
SENTETİK DEĞİL, PAMUKLU İÇ ÇAMAŞIRI
Prof. Dr. Ünlü, kadınların yaz aylarında özellikle şu unsurlara dikkat etmeleri gerektiğini belirtti:
''-Deniz ya da havuzdan çıktıktan sonra ıslak mayonuzu değiştirin.
-Kalabalık saatlerde, hijyeninden emin olmadığınız havuzlardan uzak durun.
-Günlük duş alın.
-Duşlarda PH'ı nötral duş jellerini tercih edin.
-Sentetik değil, pamuklu iç çamaşırı kullanın ve muhakkak günlük olarak değişin.
-Dar pantolonlardan uzak durun.
-Vajinanın içini yıkamayın, vajinal duş ürünleri önerilmedikçe kullanmayın.
-Sentetik ve havasız bir ortama neden olan günlük pedleri kullanmayın.
-Vajinada yanma, kötü kokulu akıntı, kaşıntı, idrar yaparken yanma gibi şikâyetler varlığında doktorunuza danışın.''
Bu koşullara riayet ettikleri sürece gebelerin de yaz aylarında havuz ve denizden yararlanmalarında hiçbir sakınca bulunmadığını belirten Ünlü, ''Düşme, kayma gibi kazalara karşı önlem alarak, doğuma kadar denize girebilirler. Hatta yüzme, tüm kasları çalıştırarak, kan dolaşımını arttıran, doğumu kolaylaştıran, sırt ve bel ağrılarını azaltan bir egzersiz olarak gebelere önerilebilir'' dedi.
HAMİLELERE GÜNEŞ UYARISI
Prof. Dr. Ünlü, yaz sıcaklarında hamilelerin çok dikkat etmesi gereken bir konunun da yeterli sıvı alımı olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Bulantı ve kusmaların yoğun olduğu dönemleri atlattıktan sonra özellikle yaz aylarında günde üç litreye yakın sıvı tüketmek gebelikte gelişebilecek birçok problemin önüne geçecektir. Sıcak havalarsa, sıvı alımının önemini daha da arttıracaktır. Kabızlık, basur ve idrar yolu enfeksiyonu yeterli sıvı alımıyla önüne geçilebilecek problemlerin başlarında gelmektedir. Anne karnındaki bebeğin etrafındaki suyun esas kaynağı bebeğin kendisi olmakla beraber, annenin yeterli sıvı alımı da bebeğin su miktarında bir yere kadar etkilidir. Gebelerin güneş ışınlarının dik olarak geldiği 11.00-15.00 saatleri arasında güneşlenmemesi en doğrusudur. Gebelikte salınımı artan bazı hormonlar, gebelerin güneş ışığına hassasiyetini arttırmakta, özellikle yüz ve karın bölgesinde kahverengi gebelik lekelerinin oluşumuna neden olmaktadır. Bu nedenle, güneşe çıkarken yüksek koruma faktörlü kremler, güneş gözlüğü ve şapka kullanmak gereklidir. Yine açık renk ve dar olmayan pamuklu giysiler tercih edilmeli, günlük duş alınmalıdır.''
Yaz sıcakları, yetersiz sıvı alımı, terleme, hijyen eksikliği, uzun süre ıslak mayo ile kalmakla ilişkilendirilebilecek diğer bir rahatsızlığın da kadınlarda sık görülebilen sistit denilen idrar yolları iltihabı olduğunu anlatan Ünlü, ''Sistit, kadınlarda sık görülür, çünkü mesaneden idrarı dışarı taşıyan boru, kadınlarda çok kısadır. Bu da enfeksiyonun kolayca mesaneye yayılarak sistit oluşmasına neden olur. Sistit, sık ve ağrılı idrar yapma, idrar yaparken yanma şeklinde belirti verir. Bu şikâyetlerin varlığında hekime başvurmak önemlidir. Çünkü sistit tedavisiz kaldığında enfeksiyonun yukarıya çıkarak böbreklere yayılma ihtimali vardır'' dedi.
Sistit oluşumunun önüne geçmek için bol sıvı almak ve hijyene dikkat etmek gerektiğini ifade eden Ünlü, az sıvı almanın, birtakım kristallerin birikimine neden olarak enfeksiyonu kolaylaştırdığını söyledi.
Gebelikte salınan progesteron hormonunun, idrar akımını sağlayan düz kasları gevşeterek, idrar akımını yavaşlattığını anlatan Ünlü, ''Büyüyen uterusun bası etkisi de bununla birleşince, gebelerin idrar yolu enfeksiyonu geçirmeleri daha da kolaylaşır. Gebelikte gelişen idrar yolu enfeksiyonu ile erken doğumu ilişkilendiren çalışmalar mevcuttur. Bu nedenle gebelik süresince yeterli sıvı alımına dikkat edilmesi çok önemlidir'' diye konuştu.
''MENOPOZ HARARETİNİ KARAYILAN OTU İLE AZALTIN''
Ünlü, yaz aylarıyla birlikte menopoza girmiş kadınların yaz sıcaklarını sıkıntıyla geçirebileceklerini, çünkü zaten var olan ateş basmalarının sıcaklarla beraber artabileceğini, aynı zamanda terleme, çarpıntı, ruhsal değişikliklerin de yaşanabileceğini söyledi.
Bu gibi semptomlar, yaşam kalitesini olumsuz etkileyecek kadar şiddetli ve sık oluyorsa muhakkak doktora danışmak gerektiğini belirten Ünlü, ilaç kullanımının sakıncalı olduğu durumlar içinse diğer bir öneri olarak karayılan otunun (black cohosh) verilebileceğini ifade etti.
Yapılan çalışmaların, karayılan otunun ateş basmalarını oldukça etkin bir biçimde azalttığını gösterdiğini anlatan Ünlü, bunun dışında soya, keten tohumu ve ginseng bitkisiyle ilgili olarak ateş basmalarını azalttıklarına dair çalışmaların da mevcut olduğunu, bu ürünlerin de destek olarak kullanılabileceğini söyledi.