KENTLİ OLABİLMEK
Zafer Arapkirli yazdı.
40 yıllık gazeteci-Yazar..
Söze hacet kalmadı derler ya.
Okuyucu kara versin...Bu satırlara.
"50-100 belki de 150 kişinin birlikte aynı çatı altında yaşadığı, apartman adı verilen konut türünde, (misal) kendi özel villanda davrandığın gibi davranamazsın.
Öyle hareket edemezsin.
Mesela, o sert tabanlı pabuçlarla merdivenlerden
inip çıkarken ayağını zemine “basmak” yerine “vurmak” olmaz.
Bunu artık öğren.
Paldır küldür inip çıkmamayı öğren artık
Çocuklarına da öğret.
Çünkü en ilkel ve vahşi hayvanlar bile,
yavrularına “doğru” yaşam tarzını öğretirler doğada
Başkalarıyla yaşamı paylaştığın bir ortamdır apartman..
İstediğin saatte istediğin gibi yaşayamazsın.
Uyku saatlerine insanların dinlenme saatlerine riayet etmesini öğren artık.
Zorunlu haller (inşaat-tadilat vs.) dışında
gürültü yapamazsın. Hasta olan vardır,
çocuğunu uyutan vardır.
Yaşlı insanlar olabilir iki adım ötende
Bunları düşüneceksin.
..................................
Kendi dairende bile içerideki odada birisi uyuyorsa sessiz olacaksın.
Apartmanın ortak alanı da,
bir nevi öteki dairelerin “içerideki oda” sayıldığı bir ortamdır.
Duvarlar ve kapılar ses geçirmez değil. Biliyorsun
Günün herhangi bir saatinde
ortak alanlarda yüksek sesle konuşmak,
bağırmak, saatlerce sohbet etmek,
kahkaha atmak, evdekiler duymasın
diye oralarda telefon sohbeti yapmak
,sigara içmek, hayvan otlatmak (mama vermek)
yavrularınla oyun oynamak gibi şeyler medeni yaşam kurallarına aykırıdır.
.........................................
Bak, ben kendi dairemde (evet, kendi dairemde)
bile gece yarısı ihtiyaç gidermeye
kalktığımda terlik giymiyorum ki aşağıdakilere ses yapmasın.
Yurtdışında, 20 yıl iki katlı müstakil
villada yaşadım. Kendi evimde bile gece
vakti ayaklarımın ucuna basarak yürürdüm ben.
Çünkü öyle eğitti bizi rahmetli anam babam.
“Aşağıdakiler – yukarıdakiler – yandakiler” diye kavramlarla büyüdük biz.
Bunları sen de öğren artık, .....
Gece geç vakitte dışarıdan geldiğinde,
arabanın kapılarını daank duuunk diye çarpmayacaksın.
Kurulunca ya da çözülünce caaark caaark cuuurk
diye bağıran o lanet olasıca alarmın ile oyuncak gibi oynamayacaksın.
Bak, ben sabahın 03’ünde 04’ünde
bile bavulla bir yere gideceksem,
tekerlekleri ses yapıp da milleti uyandırmasın
diye sırtımda taşıyacak kadar düşünüyorum seni ve herkesi.
Sen de öyle yapacaksın.
Arabanı park ederken
(eğer tek harekette beceremiyorsan)
gerekirse 3-4 hamle fazla yapıp,
2 çizginin tam ortasına koyacaksın, ki öteki insanlar kapılarını rahatça açabilsinler
Girip çıkarken senin yedi ceddinin “kulaklarını” çınlatmasınlar.
Bunları ve pek çok şeyi öğrenmenin zamanı geldi ve geçti artık
Seni neden mi yeriyorum.
“Yukarılayacak” halim yok ya?
Mağara insanımısın.???
Geliş biraz...Evril artık
Kentte yaşıyorsun.
Kentli ol azıcık.
Kibar bile yazdım...
Zafer Arapkirli"
Mustafa HOLOĞLU
Rüzgarın OĞLU