CAN SARIÇOBAN’IN ’’BLACK STAR’’ ADLI SERGİSİ GAMA ART GALLER’DE!
Dünyaca ünlü Fotoğraf sanatçısı Can Sarıçoban’ın büyük boyutta yedi ayrı eserinin yer aldığı ’’Black Star’’ adlı solo sergisi, Beyoğlu Gama Art Gallery’de sanatseverlerin izlenimine açıldı. Doğa ve insanın sorunlu zaruri ilişkisini sorgulayan sergi altı Kasım tarihine kadar izlenebilir
Can Sarıçoban, 8. Solo sergisi Black Star’da birlikte var olabilen ya da birlikte yok olacak olan doğa ve insanın sorunlu ama zaruri ilişkisini incelerken, gelişen teknolojinin kapitalist düzenle bir olup büyük bir canavara dönüşerek, dünyanın tüm kaynaklarını yutmaya başladığı sistemi sorguluyor/sorgulatıyor.
Sanatçı, üç ana renk filtre ile art arda çektiği fotoğrafları bir araya getirerek; kendi içlerinde net olan, ancak üst üste bindiklerinde flu bir yapıyı ortaya çıkaran eserlerin yer aldığı proje üzerinde yaklaşık on ay çalıştı. Çekimler, farklı bitki örtü ve dokuların bulunduğu Karadeniz ve Ege kıyılarında dört ayda tamamlandı.
Sanatçının ‘’Black Star’’ projesinde yer alan The Modher Nature adlı eseri 4-7 Kasım tarih aralığında gerçekleşecek olan İstanbul Sanat ve Antika Fuarı Gama Art Galler standında, ‘’The Final Fantasy’’ adlı eseri ise Aralık ayının ilk haftası ABD Context Art Miami Fuarı’nda sanatseverler ile buluşacak.
Can Sarıçoban’ın Anlatımıyla;
Apriori olan doğallıktan, yapay beşeriliğe doğru yol kat ederken kendisini doğadan ayırarak izole etmeye çalışan insanlık; insani olanı vahşi olanla yanlış bir şekilde harmanladığı andan itibaren sorunlar baş göstermeye başladı. Çoğunluğun, her iki tarafın da olumsuz özelliklerini gösteren bir yapıya bürünmesi sonucu, kendi kendisini yok eden, hırslı ve açgözlü bir bencillik ortaya çıktı. Gelişen teknoloji, kapitalist düzen ile bir olup büyük bir canavara dönüşerek, dünyanın tüm kaynaklarını yutmaya başladı. Risk toplumunun, yok olmak için artık büyük savaşlara ya da salgın hastalıklara ihtiyacı yoktu. Hızla artan ve fakirleşen nüfus ile nüfusun artan arz-talepleri daha ucuz üretim ihtiyacı doğururken, popülist politikacıların, büyük şirketlerin işine gelen post-truth anlatılarıyla birlikte doğa yeniden hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde harap edilmeye başlandı. Oysaki doğal yapının bu kontrolsüz yok edilişi beşeri yapıyı da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya getirecekti.
Sanatçı / Yazar Hakkında; 1987 yılında İstanbul’da doğan Can Sarıçoban 2008’de Kimya lisans eğitimini tamamlayarak staj yapmak üzere Almanya’ya gitti. Bir süre sonra Paris’e yerleşmeye karar vererek taşındı.
Paris’te Cours de Civilisation Française’de dil eğitimi, CLCF’te sinema eğitimi aldı.
Magnum Photos ve ünlü moda fotoğrafçısı Paolo Roversi tarafından desteklenen SPEOS adlı fotoğraf okulunda yüksek lisans eğitimini tamamladı.
Öğrencilik yıllarında geçimini Paris Moda Haftası’nda backstage fotoğrafçılığı yaparak sağlayan sanatçı, 2013 yılında Paris’in çeşitli parklarından oluşturduğu Le Paysage de la Solitude adlı ilk kişisel sergisini Paris B&B Galerie’de açtı.
2014 yılında İstanbul’a dönerek Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi fotoğraf bölümünde özel öğrenci olarak doktora dersleri aldı.
Aynı yıl Gama Art Galleri sanatçıları arasına katılan Can Sarıçoban’ın eserleri gerek ülke içinde gerekse uluslararası sanat etkinliklerinde sanatseverlerin ilgi odağı oldu.
2013-2020 yılları arasında Türkiye ve Dünyanın birçok ülkesinde fotoğraf sanatının en iyi örnekleriyle eserleri sergilendi.
Fotoğraf ve yazı çalışmalarının yanı sıra akademik kariyerine YTÜ felsefe bölümünde devam eden Sarıçoban, çeşitli seminerlere konuşmacı olarak katıldı, birbirinden farklı dergilerde yazıları yayınlandı.
İkinci romanı Diyalektik Rüyalar’ı 2022 başlarında okuyucu ile buluşturmaya hazırlanan Can Sarıçoban’ın ilk romanı Düşler Ve Hiçlik, 2020 yılında yayınlandı.www.cansaricoban.com