EFSANE OYUN ’’KÜHEYLAN’’IN DEV OYUNCU KADROSU...
Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu ve Piu Entertainment ortak yapımı ile sahnelenecek efsane oyun "Küheylan"ın dev kadrosu provalara tüm hızıyla devam ediyor...
Tony Ödülleri’nde En İyi Tiyatro Oyunu seçilen “Küheylan”, Barış Erdenk’in rejisiyle provalarına devam ederken, oyunda başrolleri; Kerem Alışık (Martin Dysart), Emir Özden (Alan), Hatice Aslan (Dora), Devrim Nas (Frank), Açelya Devrim Yılhan (Hesther), Gizem Katmer (Jill), Dilara Ük (Hemşire), Bertan Dirikolu (Dalton), Sercan Batık (Atlı) ve Oğuzhan Keskin (Maya) paylaşıyor.
Biletix ve Passo tarafından satışa sunulan Küheylan”ın 10 Şubat’ta gerçekleşecek olan prömiyer ile 21 Şubat oyun biletleri tiyatro seyircisinin gösterdiği yoğun ilgi sonucu kısa bir süre içinde tükendi ve 22 Şubat ile Mart ayı oyunları satışa açıldı.
“Amadeus”un yazarı Peter Shaffer tarafından kaleme alınan, 1970’li yıllarda Türkiye’de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde büyük tiyatrolar tarafından sahnelenen ve sinema uyarlaması yapılan oyun,10 Şubat 2023 tarihinde, HDI Sigorta’nın katkılarıyla, Zorlu PSM’de prömiyerini gerçekleştirecek.
“KÜHEYLAN” OYUN TAKVİMİ;
· 10 Şubat Cuma / Zorlu PSM / 20.30
· 21 Şubat Salı / Zorlu PSM / 20.30
· 22 Şubat Çarşamba / Zorlu PSM / 20.30
· 7 Mart Salı / Zorlu PSM / 20.30
· 11 Mart Cumartesi / Zorlu PSM / 20.30
· 21 Mart Salı / Zorlu PSM / 20.30
KÜHEYLAN KONU:
Psikiyatrist Dr. Dysart arkadaşı olan yargıcın ricası üzerine 17 yaşındaki Alan’ın tedavisini istemese de üzerine alır. Alan, hafta sonları çalıştığı yerde demir bir çubukla sekiz atın gözünü kör etmiştir. Anne babasına göre atlara çocukluğundan beri hayran olan Alan’ın yaptığı akıl almaz bir vahşettir. Hastaneye yatırılan Alan’ın vakası Dysart’ın kariyerinde de hayatında da bir dönüm noktası olacaktır. Dysart, Alan’ı bu vahşi eylemi yapmaya iten sebepleri bir dedektif gibi açığa çıkartırken istemese de mesleğinin faydasını ve zararlarını sorgulamaya başlar. Tedavi ilerledikçe Dysart’ın mesleğinin değil bizzat hayatının temelleri de sarsılmaya başlar. Alan’la her konuştuğunda kendinden ve zihnindeki sorulardan kaçmakta zorlandığını fark eden Dr. Dysart, normal olan ve olmayan, siyasi ve dini baskı gibi kavramların tümünü yeniden düşünmek zorunda kalacaktır. Doktorun kendine sorduğu en önemli soru ise oldukça can alıcıdır: Kendisinin hiç sahip olmadığı bir tutkuya sahip olan bu genci iyileştirirse Alan hala Alan olabilecek midir? Yoksa tutku duyamayan biri, boş bir kabuktan mı ibarettir?