Kültür Bakanlığı tarafından yazım desteği de alan kitap, aslında iki isim arasındaki savaşı konu ediyor. Hepimizin içinde iyi ve kötü tarafların yer aldığını belirten yazar “kendi içinizdeki beyaz ve siyahın savaşını okuyacaksınız. Bu bir kendini arayış öyküsü ve bu arayışta rüyalar en büyük yol göstericiniz ” diyor.

KİTAPTAN

Bir hikâye nasıl başlardı ki ya da bir roman? Masal olsa işin kolay... Bir varmış, bir yokmuş dersin ve başlarsın. Oysa öyküler, hikâyeler, romanlar hep bir sıfır yenik başlar. Aslında Elif’in hikâyesi nerede başlıyordu, bundan yazar bile emin değildi. Bir varoluş karmaşası, bir varlık hikâyesi. Rüyalarla başlasa yanıltacaktı okuru, çocukluktan başlasa sıkılacaktı okuyan. O zaman bazı ilişkiler gibi akışına bırakılmış olsun satırlar. Biraz karmaşa olsun, biraz açıklama, biraz rüya olsun, biraz da isyan... Hepsinden azar azar ekleyelim ve Elif Gaspara Tunç’un hikâyesinin perdesini yavaşça aralayalım. Gerçekleri masallara, masalları rüyalara, rüyaları Hüsn-ü Aşk Mesnevisi’ne yoralım. Kafanızı karıştırmayı başardıysa yazarımız; buyurun efendim, kısa romanımıza adımınızı sessizce atın...

KİTAP ARKA KAPAĞINDAN

Bazı cümleler akıldan, bazı cümleler yürekten dökülür. Elinde tuttuğun bu kitabın cümleleri akıl ile duyguların, yürek ile beynin ve ruhun derinliğinden dökülüyor. Yeni dünya edebiyatını anlamak için güçlü bir başlangıç…  Aret Vartanyan