İŞ SANAT’IN DİNLETİLERİNDE İLK KEZ İLHAN BERK ŞİİRLERİ SESLENDİRİLECEK
İş Sanat’ın sezon boyu edebiyatımızın usta yazarlarının eserlerini izleyicilerle buluşturduğu, yoğun ilgi gören dinletileri, İlhan Berk şiirlerinden derlenen "Sen Gel Bizi Yeni Vakitlere Çıkar" başlığı ile devam ediyor.
İlhan Berk’in çoğunlukla aşk, evren, doğa temalarını işlediği şiirlerinin, şairin uzun yıllar yaşadığı kent olan Bodrum dekoruyla sahneye taşındığı dinleti, ilk kez 17 Nisan Pazartesi, 20.30’da İş Kuleleri Salonu’nda seyirciyle buluşuyor.
Atilla Birkiye’nin düzenlediği, müzik yönetmenliğini Serdar Yalçın’ın üstlendiği, Mehmet Birkiye’nin sahneye uyguladığı dinletide hikâyeleri Metin Belgin, Bülent Emin Yarar, Hakan Gerçek, Aslı Yılmaz seslendirirken, Seda Subaşı (keman) ve Şemsa İdil Ural (çello) müzikle eşlik edecek.
Etkinlik ücretsiz olup, katılım için www.biletix.com.tr adresinden rezervasyon yapılabilir.
İlhan Berk Kimdir?
İlhan Berk, 1918’de Manisa’da doğdu. İlk ve ortaokulu Manisa’da tamamladı. Balıkesir Necatibey İlköğretmen Okulu’nu ve Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümü’nü bitirdi. Zonguldak, Samsun ve Kırşehir’deki liselerde Fransızca öğretmenliği yaptı. Ankara’da Ziraat Bankası Yayın Bürosu’nda çevirmen olarak çalıştı. 1969’da emekliye ayrıldı.
Kendini şiir ve yazılarına verdi. Manisa Halkevi Dergisi’nde yayınlanan ilk şiirleriyle bu şiirlerden oluşan “Güneşi Yakanların Selamı”nda (1935) görülen Nâzım Hikmet etkisi sonraki şiirlerinde kayboldu.
“İstanbul”, “Günaydın Yeryüzü”, “Türkiye Şarkısı” kitaplarındaki şiirlerinde geleceğe dönük toplumsal özlemleri dile getirdi.
1950’lerin ortalarında beliren genç şairleri etkiledi, onların bazı özelliklerinde de etkilendi.
İkinci Yeni akımına katıldı. “Köroğlu”, “Galile Denizi”, “Çivi Yazısı”, “Mısırkalyoniğne” kitaplarında bu dönemin şiirleri yer alır.
Bu dönemde şiirde anlam yaratmak için anlamsızlıklara yöneldi. Yalnızca anlamsızlığı savunduğu gerekçesiyle eleştirildi. Ardından şiirde konuyu tümüyle yok etme deneyine girişti.
“Aşıkane”de nesneleri aşırı biçimde vurguladı. Ama bu vurgu giderek kendi benliğine yöneldi. “Şenlikname”de şiiri iyice düzyazıya yöneldi.
Doğu şiirinin klasik kalıplarını denedi, beyit ve türkü biçimlerinden yararlandı.
Araştırmacı kişiliği, özgün duyarlılıkları ve buluşlarıyla 20. Yüzyıl Türk şiirinin en önemli isimleri arasında.