NEBİL ÖZGENTÜRK ’’MAALESEF OTOSANSÜR UYGULUYORUM’’
Nebil Özgentürk, Türkiye’de bir korku imparatorluğu olduğunu, belgesel hazırlarken kendi kendini sansürlemek zorunda kaldığını söyledi.
Gazeteci yazar Muaz Kalaycı’ya konuşan Nebil Özgentürk, “özgür olmadığını” belirtti.
Muaz Kalaycı’nın “Belgesellerde sansüre yer var mı?” sorusunu yanıt veren Özgentürk, şunları söyledi:
“30 yıl önce başladım belgesel yapmaya. Yani 90'lı yıllarda. Belgeselleri televizyon kurumlara bağlı yapıyorduk o zamanlar. Televizyon kurumunun patronunun veya genel yayın müdürünün içerisinde bulunduğu atmosfer ve o dönemdeki iktidarla olan ilişkiler bunu belirliyordu ve ben sansürlenmemek için otosansür uyguluyordum. Bugünlerde sosyal medyanın özgürlüğü başladı. Ben sosyal medyada belgeselimi gösterirken özgür davranabiliyorum ama her an sosyal medyamdaki satırlarımdan dolayı hapse atılmamı, hakkımda dava açılmasını gerektirebilecek durumlar oluşacağını bilerek tabi ki ürkeklik yaşıyorum. Ama ben Nazım Hikmet'i, Yaşar Kemal'i, Atilla İlhan'ı, mağdur insanları anlatırken tabi ki daha ferah davranmalıyım, daha özgür davranmalıyım, onların mağduriyetini anlatmalıyım. Tuhaf bir tedirginlik ve korku imparatorluğu atmosferi olduğu için doğrusu çok büyük bir özgürlük olduğunu düşünmüyorum. Ama elimizden geleni yapıyoruz.”
BUGÜNLERDE ÇOK ÖZGÜR OLDUĞUMUZU SÖYLEYEMEYİZ
“Ben daha geçen pazar Habertürk için 11 günlük bir ''Almanya'ya Göçün Hatıra Defteri'' belgeselini bitirdim. Yani orada da her şeyi yazamadım tabi ki. Çünkü Habertürk'ün dengeleri var. Ben Halk TV'de canlı yayınlara katılıyorum. İçimden geleni söylüyorum ama neyin söylenmemesi gerektiğini aklım ve kalbim hissettiriyor. Yani çok özgür bir ortam olmadığını da hissediyorum. Çünkü ertesi gün televizyon kapatılıyor. 3 gün sonra televizyona ceza yağıyor. Bunları bilerek daha dikkatli konuşuyorum. Bugünlerde çok özgür olduğumuzu tabi ki söyleyemeyiz.”
SİYASETÇİLER SON 5 YILDA ÇOK BÜYÜK HATALAR YAPTI
Türk toplumunun toplumsal bir barışa ihtiyacının olduğunu belirten Nebil Özgentürk, şunları söyledi:
“Toplumsal barışa eskisinden daha fazla ihtiyacımız var. Çünkü siyasetçiler çok büyük hatalar yaptılar bu son 5 yılda. 2015 daha yumuşak bir dönemdi. Özellikle iktidardaki siyasetçiler çok sertleşti. ‘Bizden olan, bizden olmayan’ diye bir cümle kullanıldı. 'Bertaraf, taraf' diye bir başka cümle daha kullanıldı. Böyle cümleler kullanıldığı zaman toplumsal barışın yol başlangıcı bile başlamıyor. Yani yolun başına bile gelemiyoruz. O yüzden ‘Benim dünyama uyacaksın.’ diyen, bir devleti yöneten insanların ortamında toplumsal barışı sağlamanın imkânı kalmadı. Bugünlerde bu öfke dili, bu sert dil beni çok mutsuz ediyor.” Kaynak: Odatv.com