ÖDÜLLÜ OYUN ’’KÜHEYLAN’’ ŞUBAT’TA SAHNEDE
"Küheylan"ın çarpıcı hikâyesi sahnelerde seyirciyle buluşmaya devam ediyor. Sahnelendiği günden bu yana kapalı gişe devam eden "Küheylan", görkemli prodüksiyonu, çarpıcı hikâyesi, etkileyici kostüm ve maske tasarımlarıyla 3 Şubat’ta Maximum Uniq Hall’da sahnelenecek. Peter Shaffer tarafından kaleme alınan, 1970’li yıllarda Türkiye’de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde sahnelenen ve sinema uyarlaması ile de ilgi uyandıran efsanevi oyun "Küheylan"ın biletleri Biletinial’da..
Sahnelendiği günden bu yana kapalı gişe devam eden “Küheylan”, görkemli prodüksiyonu, çarpıcı hikâyesi, etkileyici kostüm ve maske tasarımlarıyla 3 Şubat’ta Maximum Uniq Hall’da tiyatroseverlerle buluşacak. “Amadeus”un yazarı Peter Shaffer’ın gerçek bir olaydan esinlenerek kurgulayıp kaleme aldığı, Broadway’de 1200 kez sahnelenen ve Tony ödüllü başyapıt “Küheylan”, Barış Erdenk rejisi ile sahneye taşınıyor.
Başrollerini Kerem Alışık, Emir Özden, Hatice Aslan, Devrim Nas, Açelya Devrim Yılhan ve Gizem Katmer’in üstlendiği efsanevi oyun, Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu ve Piu Entertainment ortak yapımı ile sahneleniyor.
Görkemli prodüksiyonu ve çarpıcı dünyasıyla izleyenleri derinden etkileyecek Küheylan, standart tiyatro oturma düzeninin yanında, sahne üzeri koltukları ile unutulmaz bir seyir deneyimi de sunuyor.
Yenilikçi ve cesur bir oyun
Yenilikçi ve cesur bir oyun olarak nitelendirilen Küheylan, insanın kendisiyle yüzleştiği birçok soru soruyor, sordurtuyor…
“Küheylan”, tutkularının esiri olup gerçekleştirdiği korkunç bir olaydan ötürü hastaneye yatırılan 17 yaşındaki Alan Strang (Emir Özden) ile onu analiz eden ve iyileştirmeye çalışan psikiyatrist Martin Dysart’ın (Kerem Alışık) hikâyesini konu alıyor.
Var olan bir tutku yok edilebilir belki ama olmayan bir tutku ortaya çıkarılabilir mi? Normal nedir? Normali tasarlayan kim? Biz sadece toplumun tasarladığı bir birey miyiz? Toplum bizi neye göre tasarlar? Alışılmışın dışında bir doktor-hasta ilişkisinin gözler önüne seriliyor.
Alışılmışın dışında bir doktor-hasta ilişkisinin gözler önüne serildiği, Dysart ve Alan'ın bu çarpıcı, sert ve şiirsel hikâyesinde Dr. Dysart kendisine şu can alıcı soruyu sorar:"Kendisinin hiç sahip olmadığı bir tutkuya sahip olan bu genç iyileşirse, Alan hala Alan olabilecek midir? Yoksa tutku duyamayan biri, boş bir kabuktan mı ibarettir?"