’ADRİANA LİMA’NIN KULAKLARINDAN ALEV ÇIKTI’
Emre Saygı’nın hazırlayıp sunduğu, Türkiye’nin ilk interaktif talk show programı ’Hadi Be’nin konuğu, şu sıralar ’İyiliğin Bilim Hali’ ve ’İyiliğin Hareket Hali’ adlı kitaplarıyla adından söz ettiren Metin Hara oldu.
"Eş kitap, Türkiye’de bir ilk"
'İyiliğin Bilim Hali' ve 'İyiliğin Hareket Hali' kitaplarını okurla buluşturan Metin Hara, “Bildiğim kadarıyla bu Türkiye’de bir ilk, eş kitap... Aslında dört kitap birden yazdım. ‘Aşkın İstilası’ serisi üçlemeydi. ‘Yol’ birincisiydi, ‘Dem’ ikincisiydi. Bir senedir üçüncüsünü yazıyorum. Bu kitapları yazdım. Yazmaya devam ettiğim bir çocuk kitabı var. Onun dışında bir de romanım var. Boş kaldıkça yazmaya çalışıyorum sürekli” şeklinde konuştu.
"Aslında iyilik kazanıyormuş"
Metin Hara, aynı anda satışa sunduğu 'İyiliğin Bilim Hali' ve 'İyiliğin Hareket Hali' adlı kitaplarını şöyle anlattı: “Burada çıkış noktası, insandaki bir sıkıntıyı çözmek. İyilik yapmak isteyenlerin, iyi olmaya çalışanların karşısında iki tane sav gördük. Biri; ‘Ya insanlar kötüdür, bunu artık anla, insan doğası böyledir’ diyenler. Diğeri de; ‘Ya sen mi değiştireceksin dünyayı, ben mi değiştireceğim? Bu çarklar böyle ve değişmez’ diyenler. Aslında bu iki kitap da hepimizin içinde olan bu soruya cevap olmak için yazıldı. ‘İyiliğin Bilim Hali’nde 210 tane bilimsel çalışma var. Ve bu bilimsel çalışmaların her biri aslında tek sayfa. Herkesin anlayabileceği bir dilde. Mesela 80’inci madde ‘âşık olmanın bilim hali’. Oradaki hormonal değişikliği anlatıyor. Bir başka madde ‘hayvanlar ve ahlak ilişkisi’. Burada da hayvanların iyi insanları seçtiğini gösteriyor. İnanılmaz bir şey. Yani bu kitapta 210 tane bilimsel çalışmayla iyi olmanın, daha sağlıklı, daha kolay, kariyer açısından daha iyi ve daha başarılı olmanın anahtarı olduğunu gösteriyoruz. Hani hep ‘Kötüler kazanır’ denir ya aslında iyilik kazanıyormuş. Bize tıp ve bilim bunu söylüyor. Kitaplarım, herkesin erişebileceği bir fiyatta. Zaten biz kitapların gelirini TOG Vakfı’yla paylaşma şansını elde ettik. Gençlerin daha fazla şansa sahip olabilmesi için.”
"Kızları üzerime atlıyor"
Emre Saygı, Metin Hara’ya üzerinde 'doğru' ve 'yanlış' yazan iki kart verdi, okuyacağı cümleler karşısında kendisi için uygun olanı kaldırmasını istedi. Ünlü yazar, “Bindiğim uçak türbülansa girdiği zaman çaktırmadan hosteslerin beden dilini izleyip 'düşüyor muyuz' sorusuna yanıt ararım” cümlesine 'yanlış' kartını gösterdi. "Birine yemek yaptığımda yaktığım tarafı misafirim görmesin diye tabağa bakacak şekilde yerleştirir, kusurunu gizlerim" ve "Çocukluğumda alerji problemimden dolayı sıkıntı çektiğim yıllarda ‘bu hayat böyle nasıl geçecek’ diye düşünürdüm" cümlelerine 'doğru' dedi. "Zaman zaman hakkımda çıkan haberleri okuyup kendime ‘Vay be Metin, nereden nereye’ diye hayıflanırım" cümlesini 'doğru' ya da 'yanlış' değil, 'İkisinin arasında' diye yanıtladı. “Bazen oturup ‘benden nasıl bir baba olur?’ sorusunu kendime sorup gelecekte çocuğumla yapmak istediğim şeylerin hayalini kuruyorum” cümlesi karşısında 'doğru' kartını gösterip "Kesinlikle yapıyoruz bunu. Şöyle söyleyeyim; şu anda birlikte olduğum kişinin iki kızı var, gittiğim anda üzerime atlıyorlar, eğleniyoruz" dedi.
"Sadece o gülümsemeye tanık olmak için 2,5 günde 8 uçuş yaptım"
Metin Hara, instagram’da paylaştığı, helikopterde Adriana Lima’yı öperken çekilmiş fotoğrafın hikayesini anlattı:
"Burada helikopterdeyiz. İnsanlar o kadar garip ki, binlerce gerçeği yansıtmayan, inanılmaz komik komplo teorileri çıktı. 8 ayda hiçbirinin gerçek olmadığı da anlaşıldı. Birisi, bu fotoğraf için 'Taktığımız kulaklıkların markası bsizin sponsorunuz. Bu fotoğraf da onun reklam çekimi' dedi, inanamadım. Hakikaten bu yaratıcılık sinema endüstrisinde kullanılabilir. Buradaki hikaye şu; o (Adriana Lima) ailevi bir durumdan dolayı çok üzgün, zor bir dönem yaşıyor. Ben cuma sabahı buradan çıkıyorum, 12 saat uçuş yapıyorum, oradan 4 saat arabayla başka bir şehre geçiyorum, o sırada onu arıyorum ‘Ben bu şehirdeyim’ diye. Hamptons orası. O da 'Ben başka bir yere uçuyorum, neredesin? Helikopter pistindeyim' diyor. Ben de helikopter pistine gidiyorum. Şokta tabii. Kıta değiştirilmiş, 16-17 saatlik yolculuk. Ona sarılıyorum. ‘Senin burada olduğuna inanamıyorum’ diyor. Birbirimizi gördüğümüz için mutluyuz. Oradan bir saat uçuyoruz, sonra 6 saat tekrar başka bir yere uçuyoruz. Onun bir yerde işi var, orada 3 saat kalıyoruz, sonra 7 saat uçuyoruz, 3 saat yan yana kalıyoruz. Ben oradan Detroit’e, sonra New York’a, oradan da İstanbul’a uçuyorum. Hepsi iki günde oluyor. Bizim adımıza çok güzel, çok romantik bir an var o fotoğrafta. Çünkü gerçekten sadece o gülümsemeye tanık olmak için ben 2,5 günde 8 tane uçuş yaptım. Ve cuma sabahı çıkıp pazar sabahı buraya geri döndüm. O yüzden bu kadar saf ve bizim adımıza bu kadar değerli bir şeyin altına böyle şeyler yazılması hakikaten garip."
"8 aydır basın üzerimize geliyor"
35 yaşındaki yazar, “Adriana’nın en sevdiğin huyu nedir?” sorusunu şöyle yanıtladı:
"Ben maddi anlamda çok zengin bir insan değilim. Bütün bu sıfatların ötesinde benim ona sunduğum değeri görebilmesi, onun geldiği kültür için çok büyük bir eylem. Biz Türkler olarak biraz daha dokunmatiğiz, daha samimiyiz. Daha duygusal ilerleriz. Tabii o tarafta işler biraz daha rakamlar ve sistem üzerinden ilerliyor. Bütün bunlara rağmen ve ne yazık ki adımıza yapılan bine yakın habere rağmen ne olursa olsun benim yanımda olacak, ne olursa olsun Türk insanına sahip çıkacak ve her yerde bu yaşadığımız sıkıntıları yansıtmayıp sessizlikle karşılayacak kadar güçlü, ilkeli, değerli, duygusal, içten olması benim için değerli. Çünkü biz neredeyse 8 aydır uluslararası bir zorbalık yaşıyoruz bu ülkede. Ve her konuda. Arabamıza çarpılmasından hiç söylenmeyen demeçlerle TT olmamıza kadar. Sürekli yalan haber yapılıyor. Ve bu artık tabii ki ona da yansıyor. Ne yazık ki yurtdışında böyle bir haber durumu yok. ‘Birlikteler, mutlular, Türk yazar’ diye yazılıyor. Burada olanlar onu da üzüyor. ‘Aldattı’ dediler, bir sürü şey dediler. Yani kişinin itibarını zora sokacak şeyler yapılıyor."
"Adriana ile çok eğleniyoruz"
Metin Hara, “Adriana’yla birlikte yapmaktan en çok zevk aldığınız şey nedir?” sorusuna, "Onun iki kızı var. Onlarla birlikte oyunlar oynamayı çok seviyoruz. ‘Pie face’ denilen bir şey var, yüze pasta yapıştırıyorsun. Mesela ben çocukları örgütlüyorum, genelde ona şaka yapıyoruz. Korkutuyoruz. Adriana’ya pasta yapıştırdığım da oldu, daha komik şakalar yaptığım da oldu. Bana göre hayatı hafifletmek, biraz çocuksulaşmak onunla çok değerli. Ve o da hiçbir koşulda beni yalnız bırakmıyor" yanıtını verdi.
"Atom yedirdim, kulaklarından alev çıktı"
35 yaşındaki yazar, Adriana Lima’ya acı mezeyi nasıl yedirdiğini gülerek anlattı: Vir Türk yemeği var, atom diye. Bilirsiniz mezelerden birisi. Biz atomu yemenin usulünü biliyoruz. İnce ince kesersin, karıştırır ekmeğe sürersin. ‘Sen Brezilyalısın, acı seviyorsun’ dedim. Üç tane kızarmış parçayı aldım, azıcık da yoğurtla ‘Al al al’ dedim. O kadının gözlerinin yaşardığını, kulaklarından alev çıktığını gördük. Bir de ailem de aynı masada, ‘ne yapıyorsun’ diyorlar bana. Böyle şakalar da yapıyoruz. Şimdi o da bana böyle bir şaka yapar, eğleniriz.
"Kimse de demedi ki; Âşıklar"
Haklarındaki dedikodulardan dert yanan Metin Hara, "Binlerce garip teori üretildi. Kimse de demedi ki; Âşıklar. Aşkın kural tanımadığını ve aşkın kendi doğasını yarattığı hiç düşünülmedi. Âşık olmadan bir insanı hayatınıza almak ona, onun gönlüne, aşka saygısızlık. Sufizm’de çok güzel bir laf var; Aşk yolu kumar yoludur, bu yola bütün benliğini koymalı ve kaybetmeye hazır olmalısın. Biz de bir şekilde birbirimizle eğitiliyoruz, öğreniyoruz, büyüyoruz, gelişiyoruz" ifadelerini kullandı.