ALİ KOCATEPE ’’YAZDIĞI UTANÇ VERİCİ MESAJLAR TELEFONUMDA DURUYOR’’
Geçtiğimiz hafta Netflix’te yayına giren ve müzik severlerin merakla bekledikleri "Duru Olmak" belgeseli (!) gündemi bir hayli meşgul etti. Belgesel ile ilgili birçok konu gündeme geldi. Söz konusu yapımın belgesel olup olmadığı dahil birçok konu tartışıldı ve tartışılmaya devam ediyor. Bu yapım ile ilgili gündeme gelen bir konu da Ali Kocatepe’nin şarkılarını geri çektiği iddiası idi. Bu konu; medyada sıklıkla ama taraflı bir şekilde yer aldı. Hal böyle olunca ben de taraflardan birisi olan Ali Kocatepe’ye bu konuyu tüm açıklığı ile sordum. İşte Ali Kocatepe’nin konu ile ilgili tüm samimiyetiyle söyledikleri...
- Sevgili Ali Kocatepe; belgeselin gösterime girmesi ile birlikte gündeme gelen şarkılara izin vermeme konusu hakkında neler söylemek istersiniz? İşin aslı tam olarak nedir?
Önce yanıt vermeyeyim dedim. Bir polemik içine girmeyeyim dedim. Ne var ki Nükhet bilinçli olarak ekibiyle birlikte düğmeye bastı. Amaçları beni kamuoyu önünde itibarsızlaştırmak ve gündem yaratmak… Belgeselin yayınlandığı gün, tek taraflı röportajlarla yargısız infaz başlatıldı. Sözüm ona ben bestelerimin kullanılmasına önce izin vermişim, sonra da belgesel hazırlanmış bitmiş ama ben kalkıp iznimi geri çekmişim. Kesinlikle yalan. Önce soruyorum. İzin belgesi nerede? Gösteremezsin. Çünkü böyle bir izin yok. Olmayan şey nasıl geri çekilir? O zaman bu iftira niye?
- Sizin belgeselden haberiniz var mıydı?
Belgeselden ise haberim bile yoktu. Geçen hafta sosyal medyadan duydum ve izledim. Ve gördüm ki çok açık bir biçimde kişilik haklarıma bir saldırı var. Peki Nükhet neden böyle bir karalama yaptı? O zaman makarayı biraz geri sarmamız lazım…
- Sizin Nükhet Duru ile geçmişe dayanan bir iş birlikteliğinizde var değil mi? Ayrıca bir çok şarkınızı albümlerinde, sizin yapımcılığınızla seslendirmişti diye hatırlıyorum.
Nükhet’i ilk kez Mehmet Teoman aracılığıyla 1976’da tanıdım. Mehmet’in sözleri ve Cenk Taşkan’ın besteleriyle “Bir Nefes Gibi” albümünü yaptım. Sonra Mehmet’le araları bozuldu. Ben ise Nükhet’i yalnız bırakmadım, ona sahip çıktım ve “Melankoli” albümünü yaptım. Nükhet Duru’ya 1977 – 1994 arasında prodüktör olarak yaptığım 6 albüm ve birçok 45’lik plak var. Karma albümler var. Bu prodüksiyonların en iyi olması için de yapımcı olarak dönemin en iyi aranjörleriyle ve müzisyenleriyle çalıştım… Yanılmıyorsam bugüne kadar 20 civarında beste ve sözümü seslendirdi. Çok da güzel yorumladı, bunu da inkar etmem mümkün değil elbette…
- Peki sonra neler oldu?
Ama Nükhet Duru zaman içinde çok değişti. Bestelerimi sahne çalışmalarında okuyor ki bunda bir sorun yok. Ama sahne performansı dışında, bazı ticari projeleri kapsamında kullanırken bana emrivaki yapmaya başladı. Bana bilgi vermiyor, karşıma bazen onaylamayacağım işlerle çıkıyordu. Sanki o şarkıları kendi malıymış gibi gönlünce kullanıyordu. Örneğin hiç tanımadığım bir grupla üç şarkımı seslendirdi. Klipte adımı bile yazmadılar. Şarkılar eser sahiplerinindir ve yorumcular bir aracıdır. İzin almadan projelerde kullanmak hem etik hem de yasal değildir.
- Bu süre zarfında kendisi ile bir diyaloğunuz oldu mu?
Şimdi gelelim iki yıl öncesine… Kelebek’in manşetinde bir haber… Nükhet Duru düetler albümü yapıyor ve benim üç bestem bu albümde yer alacakmış! “Melankoli”, “Ben Sana Vurgunum” ve “Benimsin Diyemediğim”… Aday şarkıcıların da adı geçiyor. Kendi bestelerimin de içinde olduğu bir projeyi, gazete haberi aracılığıyla herhangi bir okurmuşum gibi öğreniyorum!
Yine, “Ali’nin ensesine vurup lokmasını alırım. Ali’yi haberdar etmeye gerek yok. Nasıl olsa kabul ettiririm” düşüncesi… Nükhet bu… Değişmiyor... Sonra ben tepki gösterince bin tane özür, gözyaşı… Mesajlar… Son bir fırsat verdim. “Gelişmelerden beni haberdar et… Şarkılarımı kimlerle okuyacaksan benimle paylaş, destek vereyim ” dedim. Üç buçuk ay yok oldu. Nükhet’ten çıt yok! Bir telefon dahi yok.
- Tüm bu yaşananlardan sonra siz de doğal olarak isyan ettiniz diye anlıyorum...
Her şey bittikten sonra ortaya çıktı. “Yeter Nükhet, yeter!” dedim. Artık bir farkındalık yaşa ve iznimi almadan, uyarılarıma rağmen beni haberdar etmeden bitmiş haliyle karşıma geldiğin bu üç şarkımı albümünde kullanma. İzin vermiyorum. Tam bir buçuk yıl öncesiydi… Ve sonunda albüm bu üç şarkı olmadan çıktı…
- Peki sıklıkla konuşulan bu izin meselesi neyin nesidir?
İşte, o günlerde yaptığı hatanın farkında olarak bana hak verdiği halde 20 ay sonra bu belgesel aracılığıyla benden intikam almaya kalkıyor. Bu neyin kini, bu neyin öfkesi! Bana yazdığı utanç verici mesajlar telefonumda duruyor.
Belgeselden, bir hafta önce üstte belirttiğim gibi sosyal medya aracılığıyla haberim oldu. Ama belgeselde önce izin verip sonra geri çektiğime dair suçlayıcı bir yazı ve sonrasında da isim vermeden şahsıma yönelik hak etmediğim ifadeler var…
El insaf… Yine yalan, yine karalama ve kamuoyuna beni küçük düşürme gayreti… Polemik yaratıp, gündem yaratmak hevesi… Ne kadar ayıp ve ne büyük haksızlık!
Nükhet Hanım göster bakayım izni!
- Son olarak bu konu ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Bu zamanda, insanlarımız ve dünya bu kadar sıkıntı yaşarken bu tür magazinsel konularla gündem yaratmak ve toplumu meşgul etmek hiç hoşuma gitmiyor. Ama Nükhet Duru’nun gerçek dışı beyanatları, bazı sevenlerinin sosyal medyada trolvari saldırısı beni yanıt vermek zorunda bıraktı. Hayatım boyunca kimseyi bilerek incitmedim. Ama iyi niyetimden çok istismar edildim. Haksızlıklara dur deyince de demek böyle saldırılar oluyormuş. Medyada da tek taraflı yayın yapanlar çıktı. O gazetecileri de kınıyorum.
Ben eşim Aysun Kocatepe ile her zaman olduğu gibi kendi doğrularımızla yine müziğimizi ve projelerimizi üreterek, sansasyon ve dedikodudan uzak yolumuza devam ediyoruz…
Ali Kocatepe gerek söz yazarı, gerek besteci, gerekse yapımcı olarak popüler Türk müziğine damgasını vurmuş sembol bir isimdir… Bugüne kadar altında imzası olan şarkıları günümüzde hala popüler müziğimizin mihenk taşları olarak yaşamaya devam etmektedir. Kendisinin yaşamı müzikle dolu dolu geçmiştir.
ALİ KOCATEPE KİMDİR
İzmir doğumlu. Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulu’nu bitirdi. Müzik dünyamızda besteci, söz yazarı, yorumcu ve yapımcı olarak yüzlerce şarkıya ve albüme imza attı.
300’den fazla şarkı besteledi ve söz yazdı. Çok sayıda plak, kaset ve CD’si yayınlandı. 2006’da bir Tribute albüm hazırladı.
İlk plağını 1968 yılında doldurdu. 1973 yılında İstanbul’a yerleşerek kendi yapım firmasını kurdu. Akdeniz Çocukları (1973), Hey Gidi Dünya Hey (1974), Antalya’ya Koş (1974), Dostluğa Davet (1978), Melankoli (1978), Ben Sana Vurgunum (1978), Dönme Dolap (1981), Heyamola (1983), Meskenim Dağlar (1984), Çocuklar Gibi (1984), Küçük Bir Aşk Masalı (1985), Çık Hayatımdan(1990), Kordon Boyu Faytonlar (1993), Havada Kokun Dağılmadan (2009) önemli bestelerinden bazıları.
Bir çok ulusal ve uluslararası yarışmada ödül aldı. İki müzikal besteledi (Şen Sazın Bülbülleri - Medya Medya Nereye) .
TRT’nin en eski müzik prodüktörlerinden. Birçok televizyon programında sunuculuk ve spor spikerliği yaptı. Yıllarca müzik meslek birliklerinde ve bir çok sivil toplum örgütünde yöneticilik görevi üstlendi. Sekiz yıl boyunca Türkiye’nin en çok satan aylık dergisi Erkekçe’nin sorumlu yazı işleri müdürlüğünü yaptı.
1985’de evlendiği Aysun Kocatepe ile sahne çalışmalarını ve müzik yapımcılığını sürdürüyor. İlkyaz adında bir kızları var.
2011’de “Hey Gidi Dünya Hey” adlı bir anı ve biyografi kitabı yayınlandı.
50’inci sanat yılı kutlamaları için Açıkhava Tiyatrosu ve Zorlu PSM’de verdiği konserler büyük ilgi topladı.
Son yıllarda eşi Aysun Kocatepe’yle birlikte “Şiirler Şarkı Söyler”, “Nerden Geldi Bu İlham Perileri”, “Seferberlikten Cumhuriyete”; 2017’de sahnelemeye başladıkları “Sabahattin Ali 110 Yaşında” konserleriyle çalışmalarını sürdürüyorlar…
Son bestesi “Bu Memleket Hepimizin”i de Aysun Kocatepe ile seslendirdiler ve şarkı klibiyle birlikte geniş kitlelerin dikkatini çekti…
Kaynak: Odatv.com -Kaan Çağlayangöl