ASLI?NIN İKİNCİ BAHARI
Kist ameliyatı sonrası kalp ritmindeki bozukluk nedeniyle GATA?ya sevk edilen, günlerce yoğun bakımda tutulan Aslı Hünel?in sağlık durumu hızla düzeliyor. Tehlikeyi atlatan Hünel yaşadıklarını anlattı.
Çok geçmiş olsun Aslı Hanım... Neler oldu?
- Teşekkür ederim... Bir kist sorunum vardı, 10 yıl önce de büyük bir ameliyat geçirmiştim. Rahatsızlık nüksetti ama o kadar önemli değildi. Bir de önceki ameliyatın izi büyüktü, ona estetik bir müdahale yapılsın istedim. Zaten doktorların ikisi eski arkadaşlarım, onlarla şakalaşarak ameliyata girdim. Ama ameliyatın ortalarına doğru aniden kalp ritmim bozulmuş, normalde 70-80’lerde olması gereken nabzım 190’a fırlamış. Tansiyon da 4’e kadar düşmüş. Kalp durma noktasına gelmiş. O hastanede kardiyoloji yoğun bakım ünitesi olmadığı için beni bir ara odaya çıkarmışlar, orada kalp elektromu çekmişler. Annem dahil kimse olayın ciddiyetinin farkında değilmiş. Derken durum daha da ciddileşmiş. Doktorlardan biri GATA’nın eski doktorlarından. Hemen GATA’yı arayıp organize olmuş, ambulansla beni oraya nakletmişler. Ben bütün bu olanları neredeyse hiç hatırlamıyorum. Ambulansa doktorların binişini hayal meyal hatırlıyorum, o kadar. Sadece “Ben iyi olacağım, üzülmeyin” demişim. GATA’ya giriş yaptığımda neredeyse ölüymüşüm!
Ameliyat öncesi bu tür sorunları önlemek için bir tetkik yapılmıyor mu?
- Yapılıyor. Bana da yapıldı. Sadece kalp elektrom çekilmedi, ki o da çok fazla uygulanan bir prosedür değilmiş zaten. Sonuçta ne bende ne de ailemden başka birinde kalp rahatsızlığı vardı.
Alkol, sigara falan kullanıyor musunuz?
- Hayır, kullanmıyorum. 35 yaşında genç bir insanım. Dediğim gibi, ailede de kalp hastası olan yok. Doğal olarak risk grubunda değildim. Ayrıca kalp elektrom çekilse bile sorun orada pek çıkmazmış.
Neydi peki sizce bu durumu tetikleyen?
- Çok stresli bir dönem geçirmiş, bir şeylere çok üzülmüştüm. Aşırı duygsalım zaten... O stres yüzünden düşmüş vücut direncim.
KALBİM DURMA NOKTASINA GELMİŞ
Önceden kalp probleminiz yoktu yani...
- Yoktu. Sadece ameliyattan önceki 10 günde hafif bir çarpıntı hissediyordum. Sabah çarpıntıyla uyanıyordum. O çarpıntılar, sıkıntının başlangıcıymış. Belki depresyon, belki başka bir şey bilemiyorum, kalbim S.O.S vermiş demek... Ama ben bunu önemseyip doktora söylememiştim. Bu sorun ameliyat sırasında ortaya çıktı ama beni sokakta da yakalayabilirmiş, direksiyon başındayken de... Şans işte... Her şeye üzülmemek gerekiyormuş.
Kalbiniz tamamen durmuş mu?
- Tamamen durmamış ama durma noktasına gelmiş. Bir ara ses alınamamış hatta... Abim “Ambulansla giderken bir ara öldün zannettim, hayatımda böyle bir ten rengi görmedim” dedi. Bir de yüzüm aşırı şişmiş. Bu arada akciğerimde ödem de oluşmuş meğer.
Peki yoğun bakımda kaç gün kaldınız?
- Dört beş gün kaldım. Sonrasında her şey düzene girdi. Bana çok güzel bir oda hazırlamışlardı ama orada kalmak istemedim. Doktoruma “Hocam ben artık eve çıkmak, banyo yapmak istiyorum” dedim. Kabul etti. Sigara ve alkol kullanmadığım için daha rahat toparladım. Çok şükür daha yaşayacak, nefes alacak günüm varmış. Herhalde “Aslı git, seni daha sonra alırız” dediler.
Bundan sonra neler yapacaksınız?
- İlaç tedavisine devam... Kronik kalp hastası değilim, kalıcı bir hasar yok. Akciğerlerim de temizlendi. Tabii bir süre kardiyoloji ve göğüs hastalıkları bölümü beni kontrol altına alacak.
Ne kadar devam edecek o kontrol süreci?
- Kısa sürecek. Kalp ritmimi düzenleyecek, beni sakinleştirecek bir ilaç verdiler. Bu süreçte bana düşen görevler de var; üzülmemem, negatif şeylere takılmamam lazım. Bu arada eniştemi kaybettim ben, hastaneden çıkacağım gün o haberi verdiler... Ama önce sakinleştirici haplar verdiler. Hayat çok enteresan, bugün varız, yarın yokuz. Ne şan şöhret, ne makam, ne mevki önemli... Önce sağlık!
Hasta yatağındayken sizi sanat dünyasından kimler aradı?
- Adnan Şenses, Müşerref Akay, Doğuş geldi. Seda Sayan sık sık arayıp ailemle görüşmüş, “Yardımına hazırım, ne isterse” demiş sağ olsun. Sonrasında Demet Akalın, Yılmaz Morgül, Niran Ünsal, Fatih Ürek ve birçok bakanımız aramış, milletvekilleri gelmiş.
Müzik çalışmalarına ara verecek misiniz?
- Hayır... Bu da gelip geçecek. İlk konserimi mart ayında, beni hayata döndüren GATA’dakilere vereceğim. 15 gün kadar sonra şarkı söyleyebilecek duruma gelirim.
GÖZÜ PEK BİR KIZIM ÖLÜMDEN KORKMUYORUM
Bu yaşadıklarınız hayata bakış açınızı değiştirdi mi?
- Evet, artık kafama hiçbir şeyi takmayacağım, kendimi üzmeyecek ve keyfime bakacağım.
Son olarak hayranlarınıza neler söylemek istersiniz?
- Hepsine çok teşekkür ederim. Allah onları da korusun, bizim için ne diledilerse Allah onlara bin katını nasip etsin. Benim için kurban kestiklerini biliyorum. Bu bana rabbim tarafından verilen ikinci şans. Bunun bilincindeyim.
Ölümden kortunuz mu?
- Ben gözü pek bir kızım, ölümden korkmam. Doğum nasıl varsa, ölüm de var. Ama nefes alamamak berbat bir şey, çırpınıyorsunuz!
Hürriyet- Röportaj: Büşra BOZOK AYTEK