'Babasız bayram olmaz'
Babası hakkında çıkan haberlerden çok bunalan ve hakkında söylediklerine içerleyen sanatçı Neco'nun gazeteci kızı Ayşe Özyılmazel, içini döktü.

- Meseleye bir de kız çocuk açısından bakalım. Geçen hafta babanız epey konuştu bir meslektaşınıza sizin hakkınızda..
- Evet, babam konuştu, okudum. Biraz kırıldığımı söyleyebilirim ama babamın beni sevdiğini bilmek içimi rahatlatıyor.

- Ben okurken evlat ayırdığını bile düşündüm. Anlaşılan ablanız Zeynep daha idareci davranmış 32 yıl sonra annenizi terk etmesine?
- Bir kere şunu belirtmek isterim, benim babamın gitmesiyle bir sorunum yok. Gitme hakkı herkesindir.. Evlat ayırmaya gelince, benim bildiğim ve öğrendiğim, babalar evlatlarını ayırmaz, ayırmamalı.

- Babanız evlat ayırdı derken, Zeynep'in daha olgun, sizin daha çocuk olduğunuzu ima etti. Sizi kıran şey bu değil miydi?
- Ne yalan şey söyleyeyim, doğru ama dediniz ya ima... İmalar ne kadar gerçektir ki. Bu bence sinir anında, düşünülmeden yapılmış talihsiz bir röportaj.

'İdil, benim için bilinecek biri değil'

- Babanızın sevgilisi hakkında neler biliyorsunuz?
- Sizin bildiğinizden fazlasını bilmiyorum. Zaten İdil benim için bilinecek biri değil ki.. İdil benim gündemimde de değil. Ben babama, anneme, ablama bakar, onlarla ilgilenirim. Ayrıca İdil'i konuşmak, yargılamak ne kadar doğru sizce?

- Ama siz annenizin tarafına daha yakın durdunuz ya hep, o hanıma kızgın değil misiniz?
- Üçüncü şahıslar benim için hiç önemli değil. Fakat ben her konuda, mutlaka taraf olunması gerektiğine inanırım. Çünkü tarafsızlık haklıya yapılan haksızlıktır.

'Ahmet Hakan'ı komik ve kıvrak kalemli buluyorum'

- Siz Ayşe Arman'ın babasıyla röportaj yapıyor olsaydınız, tavrınız aynı mı olurdu?
- Bu sorunuza Ayşe Arman tarzıyla cevap vereceğim. Gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım.. Yalnız şöyle bir sorum olacak kendisine. Kocası, pardon 'sevgilisi' 32 yıl sonra aniden onu ve kızını terk etse, aynı soruların kocasına sorulmasını ister miydi? Ama yine söylüyorum, Ayşe Arman görevini yapmıştır. Çünkü bu olay çok iyi bir maldır.

- Babanız bir gazeteciye küfür ettiği için, "Olmadı peder," diye tepki verdiniz ama sevgiliniz Haşmet Babaoğlu yaptığında 'Olmadı Haşmet' diye yazmadınız. Neden?
- Ben bu soruyu Ahmet Hakan sorusu olarak değerlendiriyorum çünkü kendisi tam da tahmin ettiğim gibi yazımın üzerine, aynı soruyu köşesinden yöneltmişti. Yine düşünmeden topa girdiği için sağ olsun, mahçup etmedi beni. Ama akıl var, mantık var. İki olay birbirinden tamamen farklıdır.

- Küfreden iki erkek, ne farkları var sizce?
- Babamın yaptığı, görevini kibarca yapan bir muhabire aniden küfretmektir. Ayıptır. Yakışmadı. Ahmet Hakan'ın yaptığı tamamen özeldir ve şahsidir. Salt hakaret ve 'Konuya ben de nasıl dahil olabilirim' kaygısını taşımaktaydı.

- Ahmet Hakan orada rastlantı sonucu bulunuyor. Sözle sataşan Haşmet Babaoğlu değil mi?
- Ama Ahmet Hakan o yazıyı rastlantı sonucu yazmadı ki.. Bana sorarsanız, Ahmet Hakan'ı hep komik, espri gücü kuvvetli ve kıvrak kalemli buluyorum. Zaten Ahmet Hakan, Mansur Forutan'ın yanında olduğu için olaya dahil oldu o gün.

- Mansur Forutan'ın eski sevgiliniz olduğu doğru mu?
- Değil. Ayrıca diyelim ki, Mansur benim eski sevgilim. Ne değişecek, merak ettim de sorunuzun amacı nedir?

- Haşmet Babaoğlu'ndaki korumacılığının kat sayısını artırır da ondan..
- Ne yazık ki Haşmet'i de beni de en çok şaşırtan kişi oldu. Çünkü Mansur'la beraber yemişliğimiz, içmişliğimiz, bir arkadaşlığımız vardı. Neden yüz yüze bakarken bize bunları söylemedin de bir iki yıl sonra yazdın? 
Kaynak:Şebnem AKSON/Pazar Sabah