* Hayatıma giren insanları önce Ajda Pekkan’ın görselleri ve resimleri büyülüyor. Ben dışarıda böyleyim ama evimde, sevdiğim adamın yanında tam bir ev kadınıyımdır. Beni bıraksalar ev işlerinde çalışırdım. O kadar ev kadınıyımdır yani. Yemeğimi yaparım, bulaşığımı yıkarım böyleyim. Ama sahnede markalaşıyorsun. Ev hanımı olunca olmuyor. Hayatıma giren erkekler de beni öyle görmek istemiyorlar sanırım. Bu da onların problemi. Benimle bir ilişki yaşayacaklarsa önce otursunlar psikoloji kitabı okusunlar. Sahnedeki Ajda’ya aşık olmak biraz tuhaf. 
 
BENİM ÇOCUĞUM OLSAYDI BU İŞİ YAPMAK İSTESEYDİ ONA ‘DUR’ DERDİM…
 
* Müzikal anlamda birini yetiştiremem… Çünkü kimse kimseyi dinlemez. Dinlesek annelerimizi dinleriz. Biz o kadar emek verip yetiştiriyoruz ondan sonra özel hayatında her şey değişebiliyor o insanların. Bu camiada zor. Başına bir şey gelse, ailesi seni sorumlu tutar. Benim çocuğum olsaydı bu işi yapmak isteseydi ona ‘dur’ derdim. Her şeyin bir zamanı var. İlk önce alt yapısını yapacaksın. Kimlerle dans edeceğini bileceksin. Sonunda hüsran olması çok kötü. Bende genç yaşta başladım ama önüm açıktı karşımda böyle bir model yoktu. Ama müthiş bir cesaretim varmış. Küçücük yaşta işe kazma kürek girdim. Bugüne kadar da geldim. Çok zorluklar çektim çok badireler atlattım. 40 yıl. Hep zorluklar… Bu bana çok şeye mal oldu.  
 
ÖYLE ARABA KULLANIRIM Kİ ASFALTI AĞLATIRIM…
 
 * Çok iyi vitesli araba kullanırım. Cem Yılmaz’ın deyimiyle asfaltı ağlatırım yani. Eskiden kendi arabamı kendim kullanırdım. Bundan da büyük keyif alırdım. Ama artık kullanmıyorum. Basın her yerde. Durup dururken böyle bir fotoğrafımın çıkmasını istemem. Onlarla atışmak da istemiyorum. Sonuçta onlar da işini yapıyor. Sinirlenmektense araba kullanmamayı tercih ediyorum.