Çadır kurarak nöbet tutmaya başlayan sanatçılara destek olmak için ağaçların kesildiği alana giden Erdal Beşikçioğlu, uygulamanın sanatı manevi olarak yok etmek isteyen bir zihniyetin manen yok etme çabası olduğunu söyledi. Beşikçioğlu, şu açıklamalarda bulundu:

“Zaten sanatı manevi olarak yok etmek isteyen bir zihniyetin, sanatı madden yok etme çabası. Bundan 60-70 yıl önce Muhsin Ertuğrul önderliğinde Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Tiyatroları’na tahsis edilen bu alana, yürütmeyi durdurma kararı olmasına rağmen bir saldırı söz konusu. Hukukun almış olduğu kararları hiçe sayan bir zihniyetin yapmış olduğu bir durum. Hepimizin gözü gibi baktığı bir tesis burası. Tüm tiyatro ve opera-bale çalışanları olarak çadırlarımızı kurduk ve nöbetimizi tutacağız. Üzgünüz. Muhsin Ertuğrul’un 60-70 yıl önce diktiği ağaçları yok etmişler, kamu malını gasp etmeye kalkmışlar. Bu büyük bir suç.”

EMEKLİLİĞİMİZİ VERMEYEBİLİRLER

Beşikçioğlu, canlandırdığı Behzat Ç. karakterinin olayı nasıl değerlendireceğiyle ilgili soruya ise şu cevabı verdi:

“657’ye göre mi değerlendireyim. Erdal Beşikçioğlu’na göre mi değerlendireyim. 657’ye göre değerlendirirsem, polis devletinin ne olduğunu anlatamamam gerekiyor. Ama Erdal Beşikçioğlu olarak değerlendirsem, polisin kimler tarafından kullanıldığını anlatmam gerekiyor. Böyle olursa bizim burada yapmış olduğumuz 30 yıllık çalışmamız hiçe sayılabilir, emekliliğimiz verilmeyebilir. Ben ağzıma geleni maalesef çok söylemek istiyorum ama söyleyemiyorum. Behzat Ç. aynen şunu söylerdi: ‘İmam o…. Cemaat s….’. Bu böyle bir durum yani. Baksanıza başımızdaki adam böyle olunca diğerleri de kamu malını gasp edecek cesaret buluyor. Burası kamunun, halkın malı kardeşim. Biz burada kar gütmeden halk için sanat yapmaya çalışıyoruz. Bunun karşılığında da buradaki arazilerin gasp edilmesini hiç doğru bulmuyorum. Bu konunun takipçisi olacağım. Umarım cezasız kalmaz.”