BUGÜN MİRAÇ KANDİLİ!
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez: "Dua bir Miraç, Allah ile kul arasındaki yüksek bir diyalogdur!"
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ''Miracın yücelme ve yükselme anlamlarını dikkate alarak, insanlığın gelişme, ilerleme ve yükselme kriterlerini yeniden gözden geçirmek zorundayız'' değerlendirmesinde bulundu.
Görmez, Miraç Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajında, 28 Haziran Salı gününü çarşambaya bağlayan gecenin Miraç Kandili olduğunu belirterek, isra ve miracın, Hz. Muhammed‘in, Allah‘ın izni ve keremiyle önce Mescid-i Haram‘dan Mescid-i Aksa‘ya ve oradan da zaman ve mekanın sahibi Yüce Mevla‘nın sonsuz ayet ve kudretini müşahede etmek için semaya yaptığı pek çok ilahi hikmet, sır ve bereketi içinde barındıran manevi bir yolculuk olduğunu ifade etti.
Miracın, başta Hz. Muhammed olmak üzere her Müslüman için manevi bir terfi, Yüce Rabbimizle buluşma ve selamlaşma, O‘nun katında yücelme ve yükselme ve bu vesileyle yüksek insani sorumluklar üstlenme anlamına geldiğini belirten Görmez, ‘‘Bugün bize düşen miracın metafizik mahiyetini, bütün ayrıntıları ile ele almak değil, miracın ruhu, manası, hikmeti, hakikati ve evrensel mesajları üzerinde yeniden düşünmektir‘‘ ifadelerini kullandı.
Mübarek gün ve gecelerin bugün eriştiği anlamları ihmal etmeksizin değerlendirmek gerektiğini vurgulayan Görmez, şunları kaydetti:
‘‘Birer izzet ve ikram fırsatı olarak bugün ve gecelerden gerekli dersleri almak, hayatımızı bu manevi fırsatlar üzerinde yoğunlaşarak beslemek gerekir. Kabul etmek gerekir ki bugün insanlığın geneli için kaygı duymak, her Müslüman‘ın öncelikli ödevleri arasında yer almaktadır. Bugün miracın yücelme ve yükselme anlamlarını dikkate alarak insanlığın gelişme, ilerleme ve yükselme kriterlerini yeniden gözden geçirmek zorundayız. Zira insanlığın bugün sahip olduğu maddi refah düzeyi ve bu düzeyi yakalamak için içine düştüğü ahval ve şerait dünyanın geleceği konusunda sorumluluk sahibi her bir insanda büyük kaygılar uyandırmaktadır. Dünyaya bağlanma, bireycilik, bencillik, hayatın esas anlamlarına karşı kayıtsız kalma, sonuçta yeryüzünün fesadına yol açacak bir insan yetiştirme düzenini sorgulamayı gerekli kılmaktadır.
Tarih bize milletlerin ve devletlerin sadece siyasi kudret, ekonomik güç ve teknolojik üstünlükle yükselemeyeceğini açık bir şekilde göstermiştir. Dünya ve ahiret dengesine önem veren yüce dinimiz açısından maddi refah, ekonomik gelişme ve üretim elbette önemlidir. Ancak manevi değerleri yok sayan bir maddi kalkınma, haram helal tanımayan bir ekonomik gelişme, insana emeğe ve çevreye saygı duymayan bir üretimin insanı yüceltmediği aşikardır.‘‘
‘‘DUA BİR MİRAÇ, ALLAH İLE KUL ARASINDAKİ YÜKSEK BİR DİYALOGDUR‘‘
Miracın manevi anlamalarına odaklanarak gerçekte Hz. Muhammed‘in yaşadığı bu büyük tecrübeden dersler çıkarmak ve insanlığın izzet ve itibar arayışını yeniden sorgulamak gerektiğini belirten Görmez, hayatın gerçek anlamlarını örtbas etmeye yönelik adımların, sonuçta maneviyatı çökerttiğini ve hayatı anlamsız bir oyun ve eğlenceyle eş tutan bir düzeneğe teslim ettiğini ifade etti.
‘‘Esasen her Müslümanın şartsız bir teslimiyetle eda ettiği beş vakit namaz gerçekte her daim Allah‘ın adını yüceltme, onu anma ve hayatın merkezine yerleştirmek gibi anlamlar taşımaktadır‘‘ değerlendirmesinde bulunan Görmez, şöyle devam etti:
‘‘Müslümanların birer miraç ikramı olarak gördükleri namaz, böylece gerekli teslimiyetle eda edildiğinde dünya ve ahiret dengesinin biri lehinde diğerini ihmal ederek gerçekleştirilmesine imkan ve ihtimal bulunmamaktadır. Bu anlamda miraçta Sevgili Peygamberimiz ile Yüce Rabbimiz arasında gerçekleşen diyalog ve selamlaşmanın bir miraç hediyesi olan namazlarımıza yerleştirilmiş olması, namazın müminin miracı sayılması bakımından son derece önemlidir. Bu nedenle mirac-ı nebi vesilesiyle hem bu gecenin izzet ve itibarına ortak olmak üzere namazlarımızı gereken dikkat ve ciddiyetle eda etmek gerekmektedir.
Müslümanın korku ve ümit içindeki arayışı uçurumun kenarındaki insanlık için her zaman umut olacaktır. Dünyanın gidişatına dikkat kesilmek, insanlığın hissedilir düzeyde maneviyat kaybına maruz kalmasına sebep olan fitnelere karşı uyarılmasına birer vesile olan Kur‘an-ı Kerim‘in apaçık ve duru mesajlarına kulak kesilmek gerekir. Cenab-ı Allah‘ı unutmaya yol açan hile ve desiselere karşı Kur‘an‘la yenilenmek, namazla dirilmek ve insanlık için hayırlı ümmet müjdesine layık olmak gerekir. Miraç, bütün bu hususları bize hatırlatan yönleriyle her birimiz için bir rahmet ve mağfiret vesilesidir. Unutmayalım ki dua da bir miraçtır ve dua, Allah ile kul arasında yüksek bir diyalog ve selamlaşmadır; insanın bu dünyadaki yalnızlığını gideren en büyük buluşmadır.‘‘
‘‘SURİYELİ KARDEŞLERİMİZ İÇİN DUA VE NİYAZDA BULUNMAYI İHMAL ETMEYELİM‘‘
Miracın topraklarında on yıllardır süre gelen, bölgenin ve bütün insanlığın huzur ve barışını tehdit eden zulüm ve haksızlıkların unutulmaması gerektiğine işaret eden Görmez, ‘‘Yanı başımızda dost, kardeş, komşu ve akraba olduğumuz Suriyeli kardeşlerimizin içine girdikleri kaos ve sıkıntıdan yükselerek kurtulmaları için dua ve niyazda bulunmayı ihmal etmeyelim‘‘ ifadelerini kullandı.
Tüm Müslümanların Miraç Kandili‘ni kutlayan Görmez, ‘‘Miraç Kandili‘nin aziz milletimizin, Alem-i İslam‘ın ve bütün insanlığın yüksek değerlerle yücelmesine vesile olmasını Cenab-ı Hak‘tan niyaz ediyorum‘‘ dileğinde bulundu.