BÜLENT ERSOY’UN ORKESTRASINA HAPİS CEZASI! "BÜLENT ERSOY BİZİ İŞİMİZDEN ETTİ"
KKTC’de konser öncesi ülkeye giriş yaparken kullandıkları PCR testleri sahte çıkan Bülent Ersoy’un orkestra ekibi 1 ay hapis cezasına çarptırıldı.
KKTC’de sahte PCR testi davasında yargılanan şarkıcı Bülent Ersoy'un 21 kişilik orkestra ekibi için mahkeme kararını açıkladı. Orkestra ekibi sahte PCR testi ile ülkeye giriş yaptıkları için 1 ay hapis cezasına çarptırılırken, orkestra şefi ise 45 gün hapis cezası aldı.
Öte yandan, sahte PCR testi hazırlayan ve test için aracı olduğu belirtilen otel yönetimi ile sağlık görevlilerinin davalarının devam ettiği Gazi Mağusa mahkemesinin kararını önümüzdeki haftalarda vermesi bekleniyor.
KKTC’de 28 Ağustos akşamı bir otelde konser veren ‘Diva’ lakaplı ünlü şarkıcı Bülent Ersoy’un orkestra ekibinin PCR testlerinin Ercan Havalimanı'ndaki kontrollerde sahte olduğu ortaya çıkmıştı. Gözaltına alınan ekip, PCR testleri yapıldıktan sonra konsere gelenlerin mağdur olmaması amacıyla polis nezaretinde konsere katılmıştı. Ekip konserin ardından yeniden karakola getirilip mahkemeye çıkarılmış, 1 ay boyunca gözetim altında tutulmuştu.
"BÜLENT ERSOY BİZİ İŞİMİZDEN ETTİ"
Bir ay hapis cezasına çarptırılan ekip polis eşliğinde elleri kelepçeli şekilde götürülürken objektiflere takıldı.
Başına gelen durumdan Bülent Ersoy'u suçlayan bir orkestra üyesi, "Bülent Ersoy utanmadan bir de 'servetimi harcayacağım' diyor. Herkesi işinden gücünden etti. Devlet memurluğundan etti. Biz sahte bir şey almadık evrak olduğunu dahi bilmiyoruz. Bize sadece 'bu evraklarla içeri gireceksiniz' dediler. Biz ne yaptıklarını nereden bilelim" dedi.
"HAYATIMIZLA OYNADINIZ BUNUN AHI ÇIKACAK"
Ekibin bir diğer üyesi ise "Bu kadar aileyi perişan ettiniz. Bunun ahı çıkacak. 21 kişinin hayatıyla oynadınız. Bize resmen düşman muamelesi yapıyorlar" ifadelerini kullandı.
"HUKUKİ SAVAŞ İÇİN SERVETİMİ VERECEĞİM"
Ekibinin tutuklanmasının ardından Instagram hesabından yazılı bir açıklama yapan Bülent Ersoy, "Elimin erdiği gücümün yettiğince arkadaşlarımın hep yanlarında oldum ve olacağım da. Türkiye'nin en iyi en büyük avukatlarını görevlendirdim.
O adı geçen otelin genel müdürü sayın Süleyman Beyefendi, o hastanenin doktoru ve o koskoca hastanenin yargılanmaları için gereken hukuki savaşı tüm servetim pahasına vereceğim. Ayrıca bu savaşım sadece Türkiye hudutları ve KKTC hudutlar içerisinde kalmayacak.
Avrupa insan hakları yüce mahkemelerinde de bu hakkımı ve haklarımızı da son nefesime kadar mücadelesini vereceğim" ifadelerini kullanmıştı.