ÇELİK YİNE BOMLADI: ?HÜLYA AVŞAR VE TÜREVLERİNİN SANAT KAYGISI YOKTUR?
Pop müzik sanatçısı Çelik Erişçi, Hülya Avşar?ı hedef alarak; ?Ağzında sakızla golf sahasında sınıf atlanılacağını düşünebilecek kadar cahil olan, akademisyenlere fırça atan, onlara eşek diyen, kadınlar dayağı hak ediyor diyerek sorumsuzca konuşabilenlerin sanat kaygısı yoktur.? dedi.
Çelik, www.haberaktuel.com adlı ulusal haber sitesine verdiği röportajda yöneltilen "Sanat bir kaygı taşımalı mı?" sorusunu Hülya Avşar'ın ismini vererek "Hülya Avşar ve türevlerinin böyle bir kaygısı yoktur" şeklinde yanıtladı.
Çelik'in bu sert çıkışı Hülya Avşar ile aralarında bir polemiğin başlayacağının işaretini veriyor.Düşünenler için bir hikmet olduğunu, düşünmeyenler için ise düşünmenin bir anlamının olmadığını anlatan Çelik şunları söyledi: "Düşünen kelimesinin yerine fikir kelimesini koyalım. Fikri olan sanat, kaygısını içinde vicdan olarak hisseder. Fikri olmayan için bunun hiçbir anlamı yoktur. Leonardo Da Vinci bir ressam değildir sadece, helikopter ve daha bir sürü içinde bulunduğumuz yüzyılda kullanılan yüksek teknolojinin tasarımcısıdır. İnsan ihtiyacını kendisine kaygı edinmiştir. Bu kaygı bana sorarsanız insan olmanın gereğidir. Magazin ağzı ile konuşayım. Hülya Avşar ve türevlerinin böyle bir kaygısı yoktur. Ağzında sakızla golf sahasında sınıf atlanılacağını düşünebilecek kadar cahil olan, akademisyenlere fırça atan, akademisyenlere eşek diyen (çok özür dilerim), kadınlar dayağı hak ediyor diyerek sorumsuzca konuşabilen birileri için sanat kaygısı yoktur. Kısaca şöyle diyelim; kedi için elmasın değeri yoktur, ciğer önemlidir. Elmas bir değerdir. Sanatçı ciğer peşinde koşarsa elmas anlamsızlaşır. Sanat kaygımız olmalıdır. Biz kedi değiliz. Biz düşünmek için beyin ve akıl verilmiş olarak yaratılan, kâinatın en değerli varlıklarıyız. Aksini düşünmek yaratıcıyı inkâr etmektir."
Fikret Kızılok, Erkin Koray, Suna Kan gibi isimleri "Müziğin hakkını verenlere" örnek olarak gösteren Çelik, kendisini ise yozlaşmış sistemin dili ile iletişim kurabildiği için, bu dili kullanmak zorunda kalan, ancak bunu bir araç olarak gören, sonrasında kendi iletişim biçimini yaratmak isteyen bir müzisyen olarak tanımladı.
Sanat dünyasına atılma serüveninden de bahseden sanatçı, annesinin bağlama çaldığını, akrabaları arasında çok müzisyen olduğunu ve onlardan etkilenerek sanatçı olmak için ilk adımları atmaya karar verdiğini söylüyor.
Çelik, röportajda İsmail YK'nın müziğine de göndermede bulundu. "Dünya kurtuluş için müziğe ne kadar muhtaç?" sorusuna Çelik; "Şu anda tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük bir ciddiyet ile müziğe ihtiyacımız var. Ama müzik türü asla "Allah belanı versin" tarzında bir müzik değildir." dedi. Artık oluşmaya başlamış yeni bir ideali olduğunu dile getiren Çelik, idealinin ne olduğu konusunda da ipucu vermekten kaçındı.