"Beyaz Mahşet" programında Gazeteci Tayyar Işıksaçan ve Nurcan Sabur'a gözleri yaşlı bir şekilde anlatan İlkim Karaca, "Cem öldükten sonra yapılan yalan yanlış haberlerle çok yıpratıldık. Cemin 3. eşinden olan çocukları mal paylaşımı ile paşlayan sürec bugüne kadar sürdü. Sokaklarda saldırılara uğradım. Suçum Cem beyin 4. eşi olmakmı?.. Ben onun nikahlı eşiyim. Dostu ya da sevgilisi değilim.onun malı ile mülkü ile hiç ilgilenmedim. Oysa hep böyle yansıtıldı." 
 
8 yıldan beri sürekli yıpratıldığını belirten Karaca, "Bu ülkede medya hep yanlış yaptı. Bazıları da sustu. Aradan geçen 8 yıl içinde Beyaz TV ilk defa beni bağrına bastı. Allah Beyaz TV'den razı olsun. Doğruları anlatan ve doğruları yazan Beyaz Gazete'ye ve bu kurumların başındaki objektif gazetecilere teşekkür ediyorum. Yıllardır bu ülke insanından reyting alan izlenen diğer gazete ve tv ler Beyaz TV'yi örnek alsın. Bu gün çok yere davetliyidim. İyi ki de Tayyar Işıksaçan'ı tercih etmişim de size gelmişim Allah ömrünüzü uzun yolunuzu aydın etsin" dedi.
 
CEM KOLLARIMDA ÖLDÜ

"Bir akşam hiç bir şey yokken yatağına yatan canım eşim gece yarısı aniden öldü. Ben o yaşıyor diye anbulansı aradım. Gelmedi. Taksiyle hastaneye kaldırdım ama o çoktan kollarımda ölmüştü. doktor acı haberi verdiğinde doktora dönerek, Cem şakacıdır sizide kandırıyor. 'Bekleyin birazdan kalkar' dedim. Ama o bir daha uyanmadı. O ülkesinden yıllarca sürgünde uzak yaşadı. Hiç bir zaman vatanından kaçmadı. Sadece ülkesini insanın çok sevdi. Onun gittiği dönemler ayrı o zamanlar farklı şeyler yaşanıyordu. Cem hiç bir zaman başka bir ülkenin pasaportunu taşımadı. hep cebinde bir Türk bayrağı oldu. Kendisine verilen Devlet sanatçılık ünvanını bile kabul etmedi Çünkü o hep halkın sanatçısı olmayı tercih etti."