ÇİRKİN AMA GÖZDE...
Ekmek Teknesi?nin Kirli?si, reklamların milli muzip muhalifi, radyo yapımcısı Kadir Çöpdemir bu ay Cosmopolitan dergisine konuk oldu. Satır aralarında kahkahaların saklı olduğu söyleşide Çöpdemir, yaşamından ilginç kesitler aktarıyor.
İnsanlar size, çizdiğiniz görüntüye inanıyorlar. Bu ilişkinin bir mistik hali var... Size inanmışlar...
Çünkü ben gerçeğim. İnsanları plastik olanlar, gerçek olanlar, plastik olup gerçek olmaya çabalayanlar diye ayırıyorum. Beşeriyet arasında böyle bir ayrım var. Gerçekliğimi keşfediyorlar ki, zaten gerçektim; hakkımı teslim ediyorlar. Riyasızca gerçekliğine inandıklarında, önyargılarını süzmüş ve en doğal halleriyle geliyorlar ve ben de öyle gittiğim için tam ortada buluşup, sevişiyoruz.
KENDİMİ SEVİYORUM
* Karşınızdakinin plastik mi, yarı plastik mi olduğunu iletişimle mi çözüyorsunuz, arada bir ısırıp bakıyor musunuz?
"Valla, tırnaklarımı ve dişlerimi çok az geçiriyorum insanlara. Ama her insanın öyle bir raddesi vardır, eğer kast ettiğiniz oysa... ?Kessen kanım akmaz abi? noktasındadır. Allah?a şükür ben haddinden fazla öyle şeyler yaşamadım. Bazen iç dünyanda bir mevzun oluyor, ya da dış dünyayla, hayatın nesnelliğiyle ilgili bir durumun; arızan oluyor..."
* Bir yerde okumuştum, "Kabuğuma çekilirim" demişsiniz. Kabuk nedir, ne zaman oluşmuştur, kabukla ilişkiniz nedir?
"Çok küçük yaşlarda pek çok çocuk gibi hayallerim vardı. Dünyaları görmek, maceradan maceraya koşmak... Ki çok sakin bir insandım. Ev çocuğu bir halim vardır. Sonra fark ettim ki, ben içimi çok zenginleştirebiliyorum, derinleştirebiliyorum. Hatta ben beni seviyorum. İçimi keşfettikçe kendime güvenim arttı. Hep şunu söylerim: Allah yaşatmasın, fakat, seni doğa koşullarından koruyabilecek bir çatı, okuyabileceğin birkaç kitap, boğazından geçecek birkaç lokma, ki ben konformist bir adamım, kendi kendime çok uzun süre kalabilirim. Duygularım körelmeden, düşüncelerim yere serilmeden epey bir idare edebilirim. Bu da insanın içinde bir kabuk olduğu anlamına gelmez mi? Gelir."
* Arada bir kapanan bir kabuk.
"Tabii, ben dışa dönük tarafları baskın olan, kolay iletişim kuran bir insanım."
* Çok parlak bir çıkış yaptınız, sonra kayboldunuz. Zor günler yaşadığınızı duyduk. Nasıl çıktınız bu ruh halinden?
"Yaşamın sürekli bitmeyen ve bazen yumuşasa da sert bir imtihan süreci olduğunu düşünüyorum. Bu tanrısal bir şey. Hayatın dönüşleri, iniş ve çıkışları, tek yönü, çift yönü, otobanı var. Bu yollarda ilerlerken bazen çok sıkıntı duyabilirsin, bazen ferahlıkla tam gaz basıp, sol şeridi kapatıp ilerleyebilirsin. Şimdiki imtihanımız şöhret, yanlış anlamayın, hep şükrediyorum. Kazandığım paradan çok daha büyük bir şöhretim var. Yarın ne olacak bilmiyorum. Rabbim bizi onun karşımıza çıkardığı imtihanlardan alnımızın akıyla çıkmayı nasip etsin. Ben hayatın önüme çıkardığı şeyleri süzüp bir fayda edinmeye çalışan bir adamım. Madem bu kadar çileyi yaşıyoruz bari hıyar gibi yaşamayalım."
GÜZELLİK GÖRECELİ
* Hep çirkin diye sunuldunuz...
"Çirkinim. Aynaya bakıyorum, kendimi çirkin buluyorum. Ama aynı zamanda çok akıllı bulurum, sevimli bulurum."
* Hoşnutsuzluğunuz var mı?
"Yok canım. Bakın, Allah?ınızı severseniz bakın! Şuna bakın, şükürler olsun bizi böyle yaratmış. Ama diyorum her şey tamam olmayabilir hayatta. Kendimi yakışıklı bulmuyorum ama akıllı, sevimli buluyorum."
* Bu sizi rahatsız etmedi mi?
"Çirkin olduğumu çok uzun yıllar önce saptayıp, kendime ifade ettiğim için aklıma bile gelmedi rahatsız olmak. Güzellik ve çirkinlik de görece... "
Kaynak:Cosmopolitan