DENİZ ÇAKIR’A TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ
İstanbul’da bir alışveriş merkezindeki mekânda, türbanlı kadınlara hakaret ettiği iddiasıyla Deniz Çakır hakkında, "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik", "Hakaret" ve "Özel hayatın gizliliğine müdahale" suçlarından soruşturma başlatılmıştı. Soruşturmayı yürüten savcılık, "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" ve "Özel hayatın gizliliğine müdahale" suçlarından yeterli delil elde edilemediğinden ek takipsizlik kararı verdi. "Hakaret" suçundan ise soruşturma devam ediyor.
İstanbul’da bir alışveriş merkezindeki mekânda, tartıştıkları oyuncu Deniz Çakır’ın kendilerine hakaret ettiğini iddia eden bir grup kadın, suç duyurusunda bulunmuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da, Oyuncu Deniz Çakır hakkında, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik”, “Hakaret” ve “Özel hayatın gizliliğine müdahale” suçlarından soruşturma başlatmıştı.
İKİ SUÇTAN DELİL YETERSİZLİĞİNDEN TAKİPSİZLİK
Soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Murat Çağlak tarafından yürütülen soruşturmada, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “Özel hayatın gizliliğine müdahale” suçlarından, takipsizlik kararı verildi. Savcılık iki suç yönünden verdiği takipsizlik kararında kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilmemesini gerekçe gösterdi.
HAKARET SUÇUNDAN SORUŞTURMA DEVAM EDİYOR
Çakır hakkında, “Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı hakaret” suçlamasıyla yürütülen soruşturmanın ise devam ettiği öğrenildi. Savcılık, verdiği ek takipsizlik kararının kesinleşmesinden sonra hakaret suçlamasıyla ilgili dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderecek.
SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Murat Çağlak tarafından ifadesi alınan Deniz Çakır ifadesinde, olay günü saat 19.00 sıralarında bir doğum günü kutlaması için arkadaşlarıyla beraber bir kafeye gittiklerini söyledi. Bir süre sonra iki kadının gelerek yan masalarına oturduğunu söyleyen Çakır'ın, "Bu kadınların bakışı ve hareketleri beni yargılar ve taciz eder şekildeydi. Ben yaptığım iş gereği insanların bana bakmasına alışkın olmama rağmen bu iki kadının davranışları sıradışı olduğu için rahatsız olmuştum. Sonra bu iki kadının arkadaşları da gelince bizden rahatsız olduklarını hissettirip arka masaya geçmeleri ve bana aynı şekilde bakmaları üzerine ben de 'Ne oluyor' der gibi onlara baktım. Bu şekilde böyle bir gerginlik oldu. Ancak sonrasında olayı önemsemeyip, masamıza döndük" dediği kaydedildi.
"KENDİLERİNİ ÇEKMEDİĞİMİZİ SÖYLEDİK"
Doğum günü kutlaması esnasında fotoğraf çektiklerini belirten Çakır'ın, "Sohbet ettik. Fotoğraf çekilme esnasında arkadaki kadın grubu kendilerinin fotoğrafını çektiğimizi düşünerek, 'Bizi mi çekiyorsunuz' dediler. Biz de kendilerini çekmediğimizi söyledik. Hatta arkadaşım Hande Canar telefonu götürerek kendilerine gösterdi. Fotoğraflarının olmadığını görünce ikna oldular. Bir süre her iki masadaki kişiler kendi eğlencesine devam etti. Bu arada kafenin garsonlarından birine kendi fotoğraflarının alındığını söylemişler. Garson gelip bize söylediğinde almadığımız konusunda bilgi verdik" dediği ifade edildi.
"BESMELE ÇEKİP JEST YAPMADIM"
Söz konusu kadınların fotoğraflarının çekildiği ısrarlarının sürdüğünü anlatan Deniz Çakır'ın, "Kadınların ısrarla fotoğraflarını aldığımızı söylemeleri nedeniyle telefonu hızlıca masaya koyduğumda camı kırıldı. Telefon evde. Size bugün ulaştıracağım. Sonrasında konu kapandı. Yarım saat sakin oturduktan sonra ayrıldım. Ayrılırken herhangi bir tartışma ya da olay çıkmadı. Ben kesinlikle anlattıklarım dışında kafeye girerken bu kadınlara bakarak alay eder tarzda euzü besmele çekip jest ve mimik hareketi yapmadım. Zaten bu kadınlar benden sonra kafeye geldiler. Yine bu kadınlara bağırarak 'Ben Atatürkçü'yüm, burası Atatürk Türkiye'si Arabistan değil. Siz Arabistan'a İran'a gideceksiniz' şeklinde herhangi bir cümle kullanmadım. Tüm hayatım boyunca ayrımcılık yapılmasına karşı durmuş bayanlar ile ilgili sosyal destek projelerinde yer almış bir insanım. Böyle bir konudan dolayı ifade vermek zorunda bırakıldığım için çok üzgünüm" dediği öğrenildi.
"İYİ NİYETLİ OLMADIKLARI KANAATİNDEYİM"
Çakır'ın "Olayın 30 Aralık 2018 tarihinde olmasına rağmen 4 Ocak 2019 tarihinde dilekçe verilmesi, kafeden ayrılırken herhangi bir tartışma ortamının olmaması ve olayın orada bitmiş olması hususlarını düşündüğümde müştekilerin iyi niyetli olmadıkları kanaatindeyim. Arabistan kelimesinin geçtiği tek cümle kendi masamdaki arkadaşlarımın duyabileceği şekilde, içkili bir mekanda içtiğim içkiye, çektiğim fotoğrafa karışılıyor, yargılanarak bakılıyor, 'Burası Arabistan mı? Atatürk Türkiye'si' şeklinde söyledim. Ancak bu söylemi mi kesinlikle karşı tarafın duyacağı ses tonuyla ya da onlara hitaben söylemedim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmem" dediği kaydedildi.