DENİZ ÇAKIR SAVCIYA İFADE VERDİ! SUÇLAMALAR DURUŞUMA TERS
MAGAZİNCİ VİDEO HABER- Oyuncu Deniz Çakır, İstanbul’da yer alan bir alışveriş merkezindeki mekânda, türbanlı kadınlara hakaret ettiği iddiasıyla hakkında soruşturma açılmıştı. Çakır, adliyeye gelerek ifade verdi. Çakır, adliye çıkışında yaptığı açıklamada, "Bahsi geçen hiç birşeyi yapmadım. Suçlamalar benim bugüne kadar duruşuma ters" dedi. Çakır, görüntülerin savcılığa sunulduğunu söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca İstanbul'daki bir AVM’deki restoranda oturan başörtülü kızlara hakaret ettiği iddiasıyla oyuncu Deniz Çakır hakkında soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında Çakır’ın ifadeye çağrıldığı öğrenildi.
İfade vermek üzere adliyeye gelen Çakır'ın görüntülenmemesi için yoğun güvenlik önlemi alındığı görüldü. Adliyede görevli basın mensuplarının önceden girebildikleri koridorlara girmesine izin verilmedi. Basın mensupları Çakır'ın ifade vereceği koridordan bariyer çekilerek uzaklaştırıldı.
Çakır, bir süre avukatıyla savcılık kaleminde dosya inceledi. Çakır, daha sonra ifadesi alınmak üzere savcılık odasına alındı.
Bir süre ifade vermek için kalem odasında bekletilen Çakır, daha sonra saat 11.00 sıralarında basın suçlarından sorumlu Başsavcı vekili Murat Çağlak'a ifade verdi. Çakır, yaklaşık bir saat süren ifadesinin ardından avukatıyla birlikte adliye önündeki meydana çıktı.
''SUÇLAMALAR BENİM BUGÜNE KADAR DURUŞUMA TERS''
Çakır, adliye çıkışında yaptığı açıklamada, "Bahsi geçen hiçbir şeyi yapmadım. Suçlamalar benim bugüne kadar duruşuma ters" dedi. Çakır, görüntülerin savcılığa sunulduğunu söyledi.
Deniz Çakır, "Yapılan suçlamaları kesinlikle reddettim. Ben bugüne kadar hiç kimseyi kadın, erkek, başörtülü, başörtüsüz, hayat tarzı, cinsiyeti, dini, inancı, rengi için ayırmadım. Tam tersine birleştirmek için sosyal projelerde bulundum. Benim her zaman bugüne kadar duruşum ve yaptığım şeyler bellidir. Ayrıştırmak için değil, birleştirmek için bir sürü mücadele verdim. Bahsi geçen hiçbir şeyi de yapmadım. Zaten ifademi de verdim. Suçlamalar benim bu güne kadar ki duruşuma ters. Bir sanatçı bir kadını başörtülü, başörtüsüz diye ayırmaz. Benim hayatımda türbanlı, başörtülü, farklı dinden, renkten, ailemden, arkadaşlarımdan, hayranlarımdan bir sürü insan var. Bugüne kadar hepsini sarıp, sarmaladım. Hepsi beni çok severler. Şu anda da yanımdalar" diye konuştu.
GÖRÜNTÜLER VAR MI?
Deniz Çakır 'Olaya dair görüntüler var mı?' sorusuna da ''Görüntüler var, sunduk. Şu anda yargı süreci var. Daha fazla konuşmam yasal olarak doğru değil. Bütün görüntüler incelendi, zaten ortada her şey'' yanıtını verdi.
''ARABİSTAN’A GİDİN DEDİNİZ Mİ?''
Çakır, gazetecilerin ''Arabistan'a gidin dediniz mi?'' şeklindeki sorusuna da ''Hayır'' diyerek cevap verdi.
"SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMAK DENİZ HANIMIN DÜŞÜNCELERİNE TERS"
Çakır'ın avukatı Bahri Bayram Belen ise müvekkili hakkında "Hakaret, özel hayatın gizliliğine müdahale ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik" gibi ciddi suçlamalar olduğunu belirtti. Avukat Belen, olumsuz bir karar çıkabileceğini sanmadığını söyleyerek, adli bir süreç olduğu için olayın ayrıntısını anlatamayacağını söyledi.
Bir gazetecinin, "Suudi Arabistan'a gidin" dedi mi?" sorusuna avukat Belen, "Böyle bir şey demediğini söyledi" cevabını verdi. "Suç duyurusunda bulundunuz mu?" sorusuna ise, "Suç duyurusunda bulunmak çok kolay bir şey. Ama bu nedenle suç duyurusunda bulunmak aslında Deniz hanımın düşüncelerine ters, toplumda gerginliği artırıcı bir şey değil. Buna ihtiyaç duymadık" diye cevap verdi.
İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Deniz Çakır savcılığa verdiği ifadesinde, olay günü saat 19.00 sıralarında bir doğum günü kutlaması için arkadaşlarıyla beraber bir kafeye gittiklerini söyledi. Bir süre sonra iki kadının gelerek yan masalarına oturduğunu söyleyen Çakır'ın, "Bu kadınların bakışı ve hareketleri beni yargılar ve taciz eder şekildeydi. Ben yaptığım iş gereği insanların bana bakmasına alışkın olmama rağmen bu iki kadının davranışları sıradışı olduğu için rahatsız olmuştum. Sonra bu iki kadının arkadaşları da gelince bizden rahatsız olduklarını hissettirip arka masaya geçmeleri ve bana aynı şekilde bakmaları üzerine ben de 'Ne oluyor' der gibi onlara baktım. Bu şekilde böyle bir gerginlik oldu. Ancak sonrasında olayı önemsemeyip, masamıza döndük" dediği kaydedildi
"KENDİLERİNİ ÇEKMEDİĞİMİZİ SÖYLEDİK"
Doğum günü kutlaması esnasında fotoğraf çektiklerini belirten Çakır'ın, "Sohbet ettik. Fotoğraf çekilme esnasında arkadaki kadın grubu kendilerinin fotoğrafını çektiğimizi düşünerek, 'Bizi mi çekiyorsunuz' dediler. Biz de kendilerini çekmediğimizi söyledik. Hatta arkadaşım Hande Canar telefonu götürerek kendilerine gösterdi. Fotoğraflarının olmadığını görünce ikna oldular. Bir süre her iki masadaki kişiler kendi eğlencesine devam etti. Bu arada kafenin garsonlarından birine kendi fotoğraflarının alındığını söylemişler. Garson gelip bize söylediğinde almadığımız konusunda bilgi verdik" dediği ifade edildi.
"BESMELE ÇEKİP JEST YAPMADIM"
Söz konusu kadınların fotoğraflarının çekildiği ısrarlarının sürdüğünü anlatan Deniz Çakır'ın, "Kadınların ısrarla fotoğraflarını aldığımızı söylemeleri nedeniyle telefonu hızlıca masaya koyduğumda camı kırıldı. Telefon evde. Size bugün ulaştıracağım. Sonrasında konu kapandı. Yarım saat sakin oturduktan sonra ayrıldım. Ayrılırken herhangi bir tartışma ya da olay çıkmadı. Ben kesinlikle anlattıklarım dışında kafeye girerken bu kadınlara bakarak alay eder tarzda euzü besmele çekip jest ve mimik hareketi yapmadım. Zaten bu kadınlar benden sonra kafeye geldiler. Yine bu kadınlara bağırarak 'Ben Atatürkçü'yüm, burası Atatürk Türkiye'si Arabistan değil. Siz Arabistan'a İran'a gideceksiniz' şeklinde herhangi bir cümle kullanmadım. Tüm hayatım boyunca ayrımcılık yapılmasına karşı durmuş bayanlar ile ilgili sosyal destek projelerinde yer almış bir insanım. Böyle bir konudan dolayı ifade vermek zorunda bırakıldığım için çok üzgünüm" dediği öğrenildi.
"İYİ NİYETLİ OLMADIKLARI KANAATİNDEYİM"
Çakır'ın "Olayın 30 Aralık 2018 tarihinde olmasına rağmen 4 Ocak 2019 tarihinde dilekçe verilmesi, kafeden ayrılırken herhangi bir tartışma ortamının olmaması ve olayın orada bitmiş olması hususlarını düşündüğümde müştekilerin iyi niyetli olmadıkları kanaatindeyim. Arabistan kelimesinin geçtiği tek cümle kendi masamdaki arkadaşlarımın duyabileceği şekilde, içkili bir mekanda içtiğim içkiye, çektiğim fotoğrafa karışılıyor, yargılanarak bakılıyor, 'Burası Arabistan mı? Atatürk Türkiye'si' şeklinde söyledim. Ancak bu söylemi mi kesinlikle karşı tarafın duyacağı ses tonuyla ya da onlara hitaben söylemedim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmem" dediği kaydedildi.