DUAYEN FOTOĞRAFÇI ARA GÜLER SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI
MAGAZİNCİ FOTO GALERİ- Usta fotoğrafçı Ara Güler son yolculuğuna uğurlanıyor. Ara Güler için ilk tören Galatasaray Meydanı’nda yapıldı. Burada Güler’in çektiği fotoğraflar barkovizyonda gösterildi. Güler’in 1962 yılında çektiği Süleymaniye Cami fotoğrafı da gösterilen eserlerden birisiydi. Galatasaray Meydanı’nın ardından Beyoğu Üç Horan Ermeni Kilisesi’nde de Güler için bir tören düzenlendi. Güler, Şişli Ermeni Mezarlığı’na defnedildi
İstanbul’da 17 Ekim’de geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle yaşamını yitiren usta fotoğrafçı Ara Güler son yolculuğuna uğurlanıyor.
Ara Güler’in naaşı Galatasaray Meydanı’na getirdi. Güler için burada ilk tören başladı. Usta fotoğrafçı için sosyal medyada vefatının ardından yazılan mesajlar okundu.
Ara Güler’in yanından ayırmadığı fotoğraf çantası, naaşının yanına kondu
Asistanı Fatih Aslan, Ara Güler’in son anlarını anlattı.
Ara Güler’in asistanı Fatih Aslan, “Umuyorum huzurlu gitti, çünkü yanındaydım son ana kadar. Her şey istediği gibi oldu. Müzesini açtı. Arşivini önemli ellere, kıymetli insanlara ve bütün Türk milletine emanet etti. O da, ‘Türk milletinin malıdır’ diyordu. Hastanede yanındaydım. Gözlerime baktı son kez. Elini kaldırdı. Elini tuttum. Ben ailemden annemi, kardeşimi kaybettim. Hiç bu kadar üzüleceğimi tahmin etmemiştim. Elini kaldırdığında, gözlerini açtı ve o gözleriyle bana baktı. Sanki benden güç almak istedi. Sonra gitti uyudu. Sonsuzluğa uyudu. Hiç acı çekmedi. İnanmamıştım. Uyuyor zannettim. Baktım ki, nefes almıyor. O ara kaybettik” ifadelerini kullandı.
Ara Güler için Galatasaray Meydanı’nda düzenlenen törene Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AKP Sözcüsü Ömer Çelik de katıldı
Ara Güler’in öğrencisi Coşkun Aral ise duayen fotoğrafçı için “Benim için kendimi dünya vatandaşı olarak görmeme amaç olan insandır” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın yaptığı açıklamada, “Dünyanın önde gelen isimlerini fotoğrafladı. Anı yakalamada onun üzerine başka kimse yoktu. 70 küsur yıllık meslek hayatında geriye muazzam bir miras bıraktı. Tekrar hepimizin başı sağ olsun” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ara Güler ile ilgili şöyle konuştu: “Ara Güler, tarihi belge niteliği taşıyan fotoğraflarıyla bizlere 70 yıllık arşivini ve huzur dolu gülümsemesini miras bırakmıştır. Duayen sanatçımızı daima güler yüzüyle, saygıyla hatırlayacağız. Alçakgönüllü kişiliğiyle, kendisini sanatçı olarak değil, foto-muhabiri olarak tanımlamayı seçti. Ama elbette çok sayıda fotoğraf sanatçısına ilham kaynağı olmuş, büyük bir sanatçıydı. Dünyaca ünlü pek çok ismi fotoğraflarıyla ölümsüzleştirmişti.”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri, İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da Ara Güler’i son yolculuğuna uğurlamaya gelenler arasındaydı
HAKİKATİN FOTOĞRAFINI MİRAS BIRAKTI
CHP Genel Sekreteri Mehmet Akif Hamzaçebi, yaptığı konuşmada Güler için “Hakikatin fotoğrafını miras bıraktı” dedi.
ARA USTA’NIN EN SEVDİĞİ ŞARKILAR SESLENDİRİLDİ
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, AK Parti Milletvekili Hasan Turan, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Garo Paylan, Türkiye Ermenileri Patrikliği Patrik Vekili Aram Ateşyan da törene katıldı.
Cihat Aşkın, Ertan Tekin ve koro, Ara Güler’in sevdiği şarkıları seslendirdi.
Galatasaray Meydanı’ndaki tören sona erdi.
Ara Güler’in tabutunun Türk bayrağına sarılmasını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediği ifade edildi.
Güler’in cenazesi, Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi’ne getirildi. Kilise’de usta isim için dualar okundu.
Kilise’deki törenin ardından Güler’in naaşı Ermeni Mezarlığı’na getirildi ve toprağa verildi
MEMLEKETİNDEN GETİRİLEN TOPRAK VE KARAYEMİŞ MEZARA KONULDU
Öte yandan Ara Güler'in babasının memleketi olan Şebinkarahisar'dan getirilen toprak ve kara yemiş de mezara konuldu.
ARA GÜLER'İN BABASI İLE MEMLEKETİ ZİYARET HİKAYESİ
Büyük usta Ara Gürel, katıldığı bir televizyon programında, babası ile memleketine ziyaret hikayesini şöyle anlatmıştı:
"Bir gün babam, 'Dünyanın her yerine gidiyorsun, babanın köyünü merak etmiyor musun?' dedi. 'Hadi gidelim' dedim. Giresun'a gittik, Giresun'dan Şebinkarahisar'a araba tuttuk. Oradan Yaycı köyüne gittik. Babam doğduğu evi aradı, bulamadı. Kiliseyi aradı, bulamadı. Mezarlığı tarla yapmışlar. Çocukken yüzünü yıkadığı üç gözlü bir çeşme vardı, o kalmış. Oraya götürdüler, yüzünü yıkadı.
'Çocukken anam beni dövenin üzerine koyar, dolaştırırdı' dedi. Hemen köylüler döven kurdu, babamı da içine koydular, döndü. Ben de fotoğraf çektim. Baktım, babam ağlıyor. 6 yaşında bıraktığı köyüne benimle beraber dönünce çocukluğu aklına gelmiş. Sonra, Sivas'a dönmek için araba tuttuk. Yolda giderken 'Ah, unuttum' dedi. 'Buranın karayemişleri meşhurdur. Anam beni İstanbul'a mektebe gönderirken yanıma torba içinde yemişler vermişti, onları yiyerek gelmiştim. Benim memleket sevgim, yemişle başlar. Geri dönüp alalım'. 'Baba, gözünü seveyim, 100 kilometre yol geldik. Şimdi yemiş için 100 kilometre geri gideceğiz, 100 kilometre tekrar bu tarafa geleceğiz, sabah olacak. Başka sefer alırsın' dedim. İstanbul'a döndük.
Babam vefat etti. Cenazeye gideceğimiz gün evin kapısı çaldı. 'Kimsiniz' dedim, 'Dacat Güler'i arıyoruz' dediler. 'Dacat Güler'i kaybettik, şimdi cenazeye gidiyoruz, isterseniz siz de gelin' dedim. Meğer gelenler, köyde bizi gezdiren köylülermiş. Yanlarında da bir sandık vardı. Baktım, karayemiş getirmişler. Babamın almak istediği, hasretini çektiği karayemişler. Çocukluğunda yediği, kokusunu aldığı, kendi memleketinin yemişleri. Hepsini ceplerime doldurdum, ceplerim şişti. Öyle gittim cenazeye. Tam babamı toprağa koyacaklar, 'Açsanıza tabutu' dedim, açtılar, döktüm yemişleri. Babamı çocukluğunun yemişleriyle birlikte gönderdim öteki dünyaya."