EMRAH: KÜÇÜĞÜM... DAHA KÜÇÜĞÜM!
Emrah, Sezen Aksu?nun, ?Küçüğüm daha çok küçüğüm? sözleriyle başlayan şarkısını yaşamını anlatan en doğru şarkı olarak tanımlıyor... DMC?den çıkardığı yeni albümüyle listelere hızlı bir giriş yapan Emrah, 33 yaşında olmasına rağmen hálá çocuk kalabildiğini söylüyor.
Röportaj: Arzu Akbaş/Kelebek
İki yıl aradan sonra yeni bir albümle geri döndün. Nasıl bir çalışma oldu?
Albümdeki sekiz şarkı benim. Onun dışında dört tane başka besteci arkadaşlarımın şarkıları var. Keyifli ve güzel bir çalışma oldu. Bu arada ben zaten çok yorgundum. Çok üzün süredir dizi çalışmam vardı. Bu yorgunluğun ardından yepyeni bir albüm çalışması, yepyeni bir heyecan oldu benim için. Sabahlara kadar stüdyoda kaldık ve DMC ile titiz bir çalışma ortaya çıkardık. Benim bütün yeni çalışmalarımda hep yaşadığım şey bu heyecan. Belki de beni ayakta tutan, beni başarıya götüren şey bu heyecanımı hiç kaybetmem. Ben yaptığım işe çok önem veririm dizi ya da albüm çalışması her ikisini de önemserim. İkisini bir arada yapmak çok zor o yüzden tüm yoğunluğumla albüme konsantre oldum.
-Albümün büyük bölümünde senin şarkıların var...
Bu albümde gerçekten iyi şarkılar var. İnsan yaşadığı şeylerden etkileniyor. Yaşamında seni etkileyen şeyler geçiyor ve onlardan sözler çıkıyor. An be an yaşadığın şeyler çıkıyor ortaya. Unutamadım diye slow bir şarkı var. Romantik bir anımda yazmış olduğum bir şarkı. Yaşanmışlıklardan etkilenmek her yaşanmış olanı anlatmak değil tabii... İz bırakanlar vardır, onlar birikir birikir bir gün bir şarkıyla ortaya çıkar. Kusursuzsun adlı şarkı çok kısa sürede yapıldı. Melodisi aklımdaydı, sözleri bulamıyordum. Televizyon izlerken aniden aklıma geldi. Önce ?kusursuzsun? sözü çıktı sonrasında sözler kafamda oluşarak döküldü.
-Çok fazla içine sinen bir albüm oldu sanırım. Bu albüm için kusursuz bir albüm diyebilir miyiz peki?
İki senelik bir aradan sonra içime sindi. Benim içime sinerse güzel olur o zaman ekip arkadaşlarımızın da içine siner. DMC bu sektörde önemli bir firma ve biz biraraya geldik. Her şeyin kusuru olabilir ama ben buna kusursuzsun demek istiyorum.
- Daha pop bir albüm mü?
Şu anda kullanılan altyapı ve sound daha güçlü... Arabesk diye adlandırılan müzik tarzına benim baktığım pencere bu. Ben biraz da kendi yaptığım müziği farklı bir hale getirmek için uğraşıyorum. Bu albümde o var, bundan öncekiler bunun hazırlığıydı. Yapılan bütün albümleri dinleyin, bu albümler içinde hangisi daha çok pop ya da daha az pop bunu değerlendirmek gerçekten çok zor.
- Bu değişimi eleştirenler de oluyor...
Ben doğru değişimin doğru zamanda yapılırsa doğru olduğuna inanıyorum. O yüzden değişmek çok doğru bir şey ama önemli olan doğru değişmek. Kıyafetinizle müziğinizle olabilir. Herkes kendi yaptığı işte bir değişimle uğraşmaz ve değişmezse o zaman olduğu yerde kalır. Benim öyle bir niyetim yok benim hedefim ve hedeflerim var. Onun için çalışıyorum. Kendimi geliştirmek için çabam var. Bunu farklı değerlendirenler olabilir, özenti olarak görenler ?gerek var mıydı? diyenler var tabii. Bunlar benim için hiç önemli değil ben kendi doğrumda yoluma devam ederim. Bana inanan ve güvenen ekibimle birlikte...
- Senin çabanın gözardı edildiğini düşünüyor musun?
1984 yılındaki ufacık çocuktan 33 yaşındaki bugünkü Emrah?a uzaktan baktığım zaman; halen insanlar tarafından çok sevilen, yaptığı albümlerle gündemde olan ve güne zamana ayak uyduran, değişimi seven, doğru değişimi doğru zamanda yapabilen istikrarlı birini görüyorum. O yüzden çok kolay o sürecin üstünden geçilsin istemiyorum. Emrah çocuktu, şöhret içinde büyüdü. Çok kolay mı acaba küçücük bir çocuğun müzik yaşamına başlayıp 20 yıl boyunca 18 tane albümü başarıyla yapıyor olması, dizileriyle filmleriyle yıllardır başarıyı yakalıyor olması. Bana bunun cevabını vermeliler... Emrah?ın Türkiye?deki müzik çizgisine bakmak gerekiyor. Yaşananları bu kadar basite indirgememeliler.
- Oğlunla ilişkiniz nasıl, yanına almak istiyor musun?
Aslında ben yanıma gelmesini isterim bunu zaman gösterir. Tayfun şu anda okuyor pek görüştüğümüz söylenemez açıkcası. Benim çok yoğunluğum var onunla ilgilenmek isterim. Yanımda olmasını isterim.
- Doğal süreçte yaşanmış bir durum olmadığı için baba olma fikrine alıştın mı?
Tabii ki çok farklı bir duygu. Tayfun bir çocuk ve ben de onun babasıyım. Ben onun hep mutlu, güzel ve yüzünün gülmesini isterim. Benim bir tek düşüncem var oğlumla ilgili okumasını isterim. Benim ona söylediğim tek şey var eğitimini en iyi şekilde tamamlaması. Ben okuyamadım o okumalı. İyi bir meslek edinsin yeter. Bir arada olamayışımızı insanlar uzaktan nasıl görüyor bilemiyorum. Uzaktan bakıp her türlü eleştiriyi yapabiliyorlar.
- Bir şeyler doğal sürecinde gelişmiş olsaydı sonuçta babasız büyüyen bir çocuk olarak iyi bir baba olacağına inanıyor musun?
Ben çocukları çok seviyorum. Tayfun iyi yürekli bir çocuk onu seviyorum onunla bir problem yok. Onun gazetelere televizyonlara malzeme olmasını istemiyorum. Onun daha fazla yaralanmasını istemiyorum. Geçmişi unutmak gerek, onun yarınları var ve biz ona bakmalıyız. Bir araya gelemeslekte ben onun mutlu olmasıyla mutlu olurum.
Saçımdaki aklarda yılların yorgunluğu var
Yurtdışına gidip orada yaşamak istiyorum. Orada gerçekten çok rahat ediyorum. Sevilmek güzel ama bazen tek başına olmayı, kimsenin seni tanımamasını istiyorsun. Ben buna ihtiyaç duyduğum zamanlardan bahsediyorum. Özel bir arkadaşınızla bir yere gitmek istediğinizde nereye nasıl gideyim diye düşünmeye başladığınız zaman kendinizi fanusun içinde düşünüyorsunuz. Hayat sizi o şekle dönüştürüyor haberiniz yok. Ben kendime bir dünya kurdum o dünyanın içinde yaşıyorum. Bir iki eşim dostum güvendiğim arkadaşlarım var onlarla yaşıyorum. Çevremde çok fazla insan var ama sırlarımı paylaşabileceğim kişiler çok sınırlı...
Bizim de danışmanlarımız var. Ben bir kıyafet giydiğim zaman içinde rahat etmem önemli. İçinde rahat ediyorsam giyerim, rahat etmeyeceğim bir kıyafeti bana bir modacı giydiremez. Bana doğru olan şeyi giyerim.
Günlük yaşamda spor ve rahat giyinmeyi tercih ediyordum, sahneye de bunu taşıdım. Biraz daha özen gösteriyorum artık. Saçlarım uzundu, yaz geldi kesmek istedim ve kısalttım. İlk başta yadırgadım, sonra gözüm alıştı. İnsan bazen aynaya baktığı zaman kendini değişik görmek istiyor. Ben eskiden saçlarımı boyatırdım, artık boyatmıyorum, beyaz saçlarım var. Çünkü onların her birinde yılların yorgunluğu var. Şarkılarım var, sözler var o yüzden boyatmak istemedim. Onlar da beni yansıtıyor, kapatmanın anlamı yok.
Sevgiye çok ihtiyacım var
Çok uzun zamandır yalnızım. Yalnızlık güzel, seviyorum ama tek başına da olmuyor. Ben yoğun bir çalışmaya girdiğim zaman her şeyi unuturum. Olabilir dediğim insan benim yoğunluğumdan sıkılıyor ve ben buradayım deme ihtiyacı hissediyor. Aslında seni unutmadım kusura bakma işime yoğunlaştım, derken bakıyorsun bitmiş. 33 yaşında küçücük bir çocuğum. Mesela zaman zaman etrafımdaki insanlar Emrah ne kadar çocukca davranıyor diyor. Bu benim elimde olan bir şey değil. Oyuncaklardan hiç vazgeçmedim mesela. Evde playstation?ım var, saatlerce onun başından ayrılmıyorum. Bir kadından beklentilerim ise çok farklı. Mesela annemi niye çok seviyorum, çok güvendiğim için. O beni şefkatle sarıp sarmalıyor. Sevgiye ve dostluğa çok ihtiyacım var. Beni ben olarak seven biri olmalı. Bunu nasıl bileceğim en büyük problem bu. İşini seviyor ve gururlanıyor olması güzel tabi ama senin yüreğinin güzel olduğu için sevmesi de çok önemli.
Röportajı kullanmamıza izin veren Hürriyet Gazetesi Magazin Servisi?ne ve Arzu Akbaş?a www.magazinci.com olarak teşekkür ediyoruz...