ESRA EROL?UN EŞİNE HAPİS ŞOKU
Televizyonda evlilik programı sunan Esra Erol?un eşi işadamı Ali Özbir, İzmir?de tutuksuz yargılandığı 13 sanıklı davada ?örgüte bilerek yardım etmek? suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
2005 yılında polise başvuran İzmirli iş kadını Sıdıka Dişe, maddi menfaat temin etmek isteyen kişilerin kendisini ve ailesini tehdit ettiğini, evinin kapısının kurşunlandığını belirtip, şikayetçi oldu. Başlatılan soruşturmanın ardından, aralarında, bir televizyon kanalında evlilik programı sunan Esra Erol’un eşi Ali Özbir, amcası Yusuf Özbir ve Meral Özacar’ın da bulunduğu 13 kişi hakkında ’Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, kurulan örgüte üye olmak, nitelikli yağmaya teşebbüs etmek ve tehdit’ suçlarından dava açtı. Sanıklardan Meral Özacar tutuklandı.
İzmir 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın karar duruşmasına, tutuklu yargılanan Meral Özacar ile tutuksuz 12 sanığın avukatları katıldı. Daha önceki duruşmada ifade veren Sıdıka Dişe, Türk Arnavut İş Konseyi Başkanı olan eşi Selahattin Dişe’nin 1997 yılında geçirdiği trafik kazası sonrası yaşamını yitirdiğini, onun ölümün ardından kalan işyerleri ve gayrimenkulleri yönetmeye başladığını söyledi. Dişe, "Suç örgütü beni telefonla arayıp, Alsancak’ta bir pastanede buluşmayı istedi. Oraya gittiğimde Meral Özacar ve yanındaki örgüt üyesi sert bir dille beni tersledi. Eşimin ortaklık yaptığı Arnavut kökenli bir kadının verdiği 1.5 milyon dolar parayı onlara vermemi istediler. Ben kendilerine eşimin bu kişiden herhangi bir para almadığını, eşimin yaptığı işlerden haberim olduğunu söyledim. Kendilerine herhangi bir para vermeyeceğimi belirttim. Evimin kapı zili çaldı, ardından kurşunlandı. Kısa bir süre sonra bir erkek telefonla arayıp, "Bugün kapına kurşun sıktık, yarın kafana kurşun sıkacağım’ diyerek telefonu kapattı. Ben de emniyete gidip, ölümle tehdit edenlerden şikayetçi oldum" dedi.
Tutuklu sanık Meral Özacar ise yöneltilen suçlamaları kabul etmedi. Özacar, "Ben hiç kimseden para ya da maddi çıkar sağlayacak hiçbir şey almadım. Aksine kendim mağdur oldum. Sıdıka Dişe’ye karşı yağma suçunu işlemedim, asla ona karşı şiddet içeren bir davranışta bulunmadım. Bulunsaydım kendisi beni arayıp şurada burada buluşalım demezdi, kendisiyle sürekli buluştuk, görüştük. Çete içerisinde hiçbir zaman bulunmadım. Elime bugüne kadar silah almadım, kullanmadım. Ben sadece alacağımın takibini yaptım, bunu da avukatlar aracılığı ile yaptım. Asıl mağdur benim. Ben kimseye karşı olumsuz davranışta bulunmadım. Ciddi sağlık proplemlerim var. Daha önce suç işlemediğim gibi iyi niyetimin kurbanı oldum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum" dedi. Esra Erol’un eşi Ali Özbir de daha önceki ifadesinde üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
SANIKLARDAN 7’SİNE CEZA
Mahkeme heyeti yargılama sonunda, sanığın tutukluk halinin devamına karar verdi. Meral Özacar’ı 11 yıl 2 ay, Alper Özbir ve Muhsin Kaynar’ı 7 yıl 5’er ay, Tulül Alatürk’ü 6 yıl 2 ay 5 gün, Metin Öner’i 3 yıl 25 gün, Yusuf Özbir ve Ali Özbir’i 1 yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırırken, diğer sanıkların bereatlerine, Muhsin Kaynar ve Alper Özbir hakkında yakalama ve tutuklama kararı verip, davayı bitirdi. Ceza alan sanıkların avukatları kararı temyiz edeceklerini söyledi.DHA
ALİ ÖZBİR İZMİR'DEKİ DAVAYLA İLGİLİ İLK KEZ KONUŞTU!
Ali Özbir, İzmir'de tutuksuz yargılandığı 13 sanıklı davada 'örgüte bilerek yardım etmek' suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldığı haberine tepki gösterdi..
Özbir olay hakkında şu açıklamayı yaptı...
'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, kurulan örgüte üye olmak, nitelikli yağmaya teşebbüs etmek ve tehdit' iddiasıyla bugün çıkan haberlere istinaden işadamı Ali Özbir'in basın açıklamasını aşağıda bilgilerinize sunarız.
"Her ne kadar hakkımda 12 yıl önce açılan bir davadan dolayı hapis cezasına hükmedildiği yolunda haberler yapılmış ise de; mahkeme kararı tarafımca temyiz edilmiş olup, henüz kesinleşmemiştir.
Esasen, üzerime atılı suçu işlemediğimden ve aksi yönde hiçbir delil de yok iken beraatime karar verilmesi gerekirken mahkumiyetime karar verilmesi, hukuka aykırı olduğu gibi hakkımda yasal ve takdiri indirim sebeplerinin uygulanmaması, hükmedilen cezanın kanunda sayılan paraya çevirme vs. gibi kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlara veya erteleme gibi diğer tedbirlere çevrilmemesi de hukuka aykırıdır. Hakkımda verilen hukuka aykırı kararın bozulması kuvvetle muhtemel olup, henüz nihai karar verilmeden yapılan kamuoyunda yanlış algıya sebebiyet verecek bu tarz haberler beni ve eşimi derinden üzmektedir.
Kaldı ki; Yargıtay'daki temyiz incelemesi sonucunda hakkımdaki nihai kararın beraat olacağına ve yüce adalete olan inancım sonsuzdur."
Ali Özbir