FEDON ?ŞEHİT TORUNU OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM?
Cine5 ekranlarının sevilen programı ?İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme?ye taverna müziğinin başarılı ve güçlü yorumcusu Fedon konuk oldu. Fedon hayatının bilinmeyenlerini tüm samimiyetiyle anlattı.
“Deniz subayı olmak en büyük idealimdi”
Gayrimüslim bir Türk vatandaşı olarak bir çok şey yaşadığını anlatan söyleyen Fedon İpek Tuzcuoğlu’nun “Gayrimüslim olarak çocukluk dönemi mi zor yada keyifliydi, büyüdükçe mi zorlandı ya da keyiflendi?” sorusuna “Bu çok geniş. Çok güzel günler yaşadım, çok kötü günler de yaşadım. Ama bunları hiçbir zaman ülkeme mal etmedim. Onun için hala buradayım. Ülkemin öyle kamburları var ki hayat boyu sırtından atamaz. Benim hatırladığım babamın 5 sene askerlik yapması, Varlık Vergisi ve 6-7 Eylül. Daha neler var. 20 saat ve 20 dolar para verilip ülkeyi terk edin denilen gayrimüslimler. Ama iyi tarafları da var ben ülkemi, ülkemin insanlarını çok seviyorum. Azınlık lafına alerjim var. Ben azınlık değilim. Burada yaşayan her Müslüman Türk vatandaşıyla aynı haklara sahip bu ülkenin bir vatandaşıyım. Hakların eşit olması gerekirken bazı pembe kanunlar oldu benim ülkemde. Ben bir subay olamamanın acısını yaşıyorum. Deniz subayı olmak en büyük idealimdi. Bir kamu görevinde çalışan Fedon göremezsiniz. Kanunlarda var ama pembe kanunlar diyorum. Niye kamu hizmetinde bir Agop olmasın, Josef olmasın. 24 ay askerlik yapıyorum ama subay olamıyorum .Ben kibar şeyleri anlatıyorum daha neler yaşadım. 3 ay fazla askerlik yaptım bir kelime için. Üzen olaylar oldu ama çok seviyorum ülkemi bunları görmezden geliyorum. Haklarımın savunucusu olmaya çalışıyorum, bir yere kadar oluyor tabi ama bu yaştan sonra yapacak bir şey yok.” diyerek paylaştı.
“Şehit torunu olmaktan gurur duyuyorum”
Fedon, Çanakkale Savaşı’nda şehit olan dedesiyle gurur duyduğunu, ailesine kalacak en önemli mirasın da bu olduğunu “İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme” programında anlattı. “Burada doğdum, büyüdüm, bir şehit torunuyum gurur duyuyorum. Ve böylede gidecek. Bana kalan en büyük miras, orada da ismi yazılıdır. Buna rağmen böyle bir adamın torunu olduğum halde bana gavur diyen oldu. Çok çirkin bir laf var, ben lafı edene bakarım. Diyen adam olsa laf etmez bana onun için. Ne mutlu bana miras kaldı benim ismim. “Benim de çocuklarıma aslan gibi bir adamın ismi miras kalacak. Şehitliğe maalesef geç gittim. Evliydim, yirmi beş yaşlarında gittim. Aradım buldum. Orada da kötü şeylerle yüzleştim. Öyle şeyler oluyor ki tahammül edemiyorum. Orada olan beyler, sohbet ederken “gayrimüslimden şehit olmaz” dedi. Allahım ne mantıksızlık, “Peki dedim bu vatan için bu toprak için kanını döken adama ne denir.” “Müslüman değilse şehit olmaz” dediler. “Bana bir kelime bulun o zaman dedim” nedir. Babam babasını tanımamış, annesi hamileymiş gitmiş dedem bir daha dönmemiş. Peki, benim dedeme bir isim bulun dedim. Bunun cevabını hala bulamadım. Ben şehit olarak anıyorum, o bayrağın altında yatıyor benim dedem, gurur duyuyorum. Hala bana gavur diyeceksin.” sözleriyle hissettiklerini paylaştı.
“Kıbrıs’a gayrimüslümüm diye göndermediler”
“İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de içinde ukte kalan subay üniforması sevdasını ve yaşadıklarını da anlatan Fedon “Sene 1967 askerim alarm çalıyor sirenler. Kıbrıs’a Amasya’dan 600 kişi gidecek hemen fırladım gittim binbaşıma. Dedim “binbaşım nasıl gidiliyor” “kurayla” dedi. “Ben gitmek istiyorum” dedim. “Fedon dedi, gayrimüslimler gidemez.” “Neden gidemeyeyim” diye sorunca “Evladım git Genelkurmay’a yaz onlar sana cevap versin” diye cevap verdi. İçime dert oldu. Sanki biz Japon askeriyiz. Yemin etmişim. Yazı yazdım Genelkurmay Başkanlığı’na cevap yok, bir daha yazdım. Üçüncüsünde “Şu anki stratejik durumdan dolayı öyle uygun görülmüştür” cevabı geldi. Almayın o zaman askere, beni fırıncı yap, geri hizmette itfaiyeci yap o zaman. Sabah akşam nöbet tutuyorum. Öyle hissediyorum, marş çalıyor duygulanıyorum. Bunlar insanın gücüne gidiyor. İtilmişlik, azınlık olmak, nasıl vatandaşım vergiye geldiğinde her şeyi ile dört dörtlük de burada niye itiyorsun. Piyadeden başka yerde gayrimüslim asker yok neden? Ben bir sene fazla askerlik yapmayı göze aldım. Bahriye askeri o zaman 36 aydı, normal askerlik 24 ay. Ben Bahriye askeri olmak istedim yine almadılar, sonra piyade olarak gittim.” diyerek anlattı.
“Öyle cenazem olacaksa ölürüm”
İpek Tuzcuoğlu Fedon’a “bir yerde demişsin ki böyle cenazem olsa hemen ölürüm.” sözü üzerine cevap veren ünlü şarkıcı “ Lefter abi nur içinde yatsın. Öyle bir cenaze isterim. Büyükadalı’yım. Lefter’in cenazesinde yanımda Adalı bir dostum vardı Fıstık Ahmet, hem gözlerim doluyor, seyrediyorum “Ya içimden ölmek geldi, eğer bilsem benim cenazem böyle olacak bugün ölürüm” dedim. İnsanın ne kadar sevildiği öldüğü zaman belli olur. Ben çok ünlü insanların otuz kişiyle kalan cenazelerini gördüm. Nur içinde yatsın.” diyen Fedon “Ölümden korkmuyorum, nasıl olsa olacak buna çare yok. Rahmetli Zeki Müren’in güzel bir sözü vardı “Ben varken ölüm yok, ölüm varken ben yokum” derdi. Zaten ölümden korksam böyle yaşamam sürat motoru, motosiklet. Şuramda bir şey oluyor dedim bypass yaptılar, başka bir gün damar tıkanmış dediler. Doktorlarım bana çok kızdı. Ama yapabiliyorsam yaparım. Yaşımdan dolayı bazı şeyler şimdi olmuyorsa, altı ay sonra olacak. Cahil cesareti onu da biliyorum. Ama ben yaşadığım müddetçe kimseye yanlış yapmadım, kimsenin omuzlarına basarak yükselmedim, arkamdan kimseyi konuşturmam. Ben Fedon için ne derler biliyorum. “Sinirli delinin tekidir, ama adamdır, sırtını dönebilirsin” derler. O yüzden motora binip öleceksem ben öleceğim.” dedi.
“Aydan Şener dövmem yanlış anlaşıldı”
“İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme” programında bilinmeyenlerini paylaşan Fedon Aydan Şener’ e hayranlığını göstermek için koluna dövme yaptırmış.
“O da yanlış anlaşıldı. Aydan kırıldı belki. Ben Aydan’ı çok beğeniyorum ayıp değil ya, millet posterini alır duvara yapıştırır, ben de koluma dövme yaptırdım. Arkadaşız ama aramızda bir şey yok. Bu dallandı budaklandı, Aydan’da yanlış anladı belki. O dövmeyi sildirdim, üstüne kızım geldi, artık değişmez.” diyerek anlattı.
“Ben zorların adamıyım”
Meslek hayatına genç yaşta başlayan Fedon birçok farklı iş yapmış. “Yıl 1962 okulu bıraktım karnemde kırık yok. Aslan burcunun çılgınlıkları oluyor. Fotoğrafçılığa başladım. Renkli film üzerine. Yurtdışına gittim eğitim almak için. Türkiye’de ilk renkli fotoğrafı basan ilk renkli filmi develope eden kişi olarak bu işe başladım. Askerde de yaptım. Renkli fotoğraf basıyordum. Askerde kapış kapış gidiyordu. Renkli fotoğraf diye bir şey yok . Ben zorların adamıyım. Herkesin yaptığı işin dışında olmak isterim. Her işimde de başarılı oldum. 20 yaşında terziliğe başladım. Buradan kazandığım para az geliyor diye. Benim babam terzi, hakiki terzi ama kimse alınmasın. İğne tutmayı bilmeyen modacı terzi diye çıkıyor ortaya. Ben modacı terzi oldum. Konfeksiyona döndüm. “Baba dedim sen sanat aşkıyla yapıyorsun ben para kazanmak istiyorum.” dedim. Derken işi büyüttüm, Tarlabaşı’nda fason atölyesinden fabrikalara kadar geldi. Terzilikten önce bir de Kaya Ererez çok iyi arkadaşımdı, renkli filmciliği öğrensin diye stüdyoya geldi orada tanıştım. Gençlik hoppalık da var kameramanlığa döndüm. Yeşilçam’da asistanlık yaptım. Filmleri taşıyoruz. Çalışıyoruz. Orada da para az geldi. Sonra terzilik ile aldık yürüdük. tekstilde çok para kazanınca gezmeye de başladım Hakan İtik’le tanıştık. Konuşmalar oldu aramızda. “Beraber bir yer açalım” dedim. “Sen söylersin abi” dedi. 40’ımdan sonra beni Fedon yaptı çok başka bir adam.” diyerek sahnelerden önceki hayatını “İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de anlattı .
“Motosiklet, araba deniz vazgeçilmezlerim”
İpek Tuzcuoğlu “Fedon’un olmazsa olmaz üçlüsü nedir?” diye sorunca cevap veren Fedon “Motosiklet, araba, deniz budur. Önce çocuklarım gelir, sonra bunlarsız yaşayamam. Çok küçük yaşta babamın çok küçük bir motoru vardı, onunla başladım. İyi bir denizciyim. 13 yaşında motosiklet kullanmaya başladım kol kırık kafa kırık. Havayı çok severim. Arabamın plakası çok enteresandır. 15 sene onu kovaladım ben, Fed 10. Motosiklet, deniz olmazsa olmaz, bunları benden alırsanız biterim. Bir organım gibi, yaşayamam. Bunlar hep çift çifttir ayıptır söylemesi. Para yaşamak ve geçinmek içindir ben önce geçimimi temin ettim. Şimdide parayı yaşamak için kazanıyorum. Bunlar beni yaşatıyor, yaşıyorum, hem de ne keyif alıyorum. Nisan ayını bekliyorum. Köyüme Torba’ya gideyim, teknemle gezeyim diye. Büyükadalı’yım aslında. İlkbaharda da Büyükada’nın tadını çıkarırım.” dedi.
“Tutkularım aşktan daha önemli”
“Aşığınım” şarkısı yıllarca dilden düşmeyen Fedon için aşk değil, tutku önemli. “Her şeyin tadı kaçtı artık. El tutmanın anlamı yok şimdi, aşk kelimesinin cılkı çıktı. Ucuz değil bu kadar aşk. Aşk benim görüşüme göre saygı, özveri ve fedakarlıktır. Bunlara katlanıp beraber olabiliyorsa gerçek aşktır. Zamanım yok böyle bir şey yaşayayım. Bir zaman da itiraf edeyim öyle bir beraberlik olacak diye kaçtım, o dediklerim olacaktı, özveri olacaktı. Bir şeyler yaşadım, baktım aşka doğru gidiyorum, aşk beni üzecekti. Motor, deniz benim için tutku. Tutku aşktan daha önemli tutku yapışır gitmez, aşk gitti. Anlaşarak mı beraber olmak severek mi beraber olmak. Anlaşırsan seversin seversen anlaşamayabilirsin anlaşamazsan büyü bitiyor. Tutkularım, çocuklarım, torunum, torun uzakta ama. Torun bambaşka olsa da evladımın yerini tutamaz, ben öyle düşünüyorum. Torun doğunca herkes toruna baktı ben gittim kızıma baktım.” dedi.