Sahnede bitmek bilmeyen enerjisiyle, mikrofonla adeta meşk yapan muhteşem bir yorumcu...
İstanbul veya Bodrum sokaklarında kısa kollu t-hirt?üyle, genç kızların başını döndüren, kalın "pazu"lu, karizmatik bir "jön"...
Deniz?de sürat teknesinin başına kurulduğunda, "dünya ile bütün bağlarını koparmış", bir mavi sevdalısı Kaptan...
Evine girdiğinde, daha eşikten adımını attığında bir zıpkın gibi kuçağına zıplayan torununu kucaklarken, "gençliğinin sinema filmini" kare kare gözlerinin önünden geçiren, "sevkatli bir baba"... Yahut, huzuru torununun sevgi busselerinde arayan tonton bir "dede"...
Bunlar Fedon?un, Nisan ile Kasım ayları arasında kapandığı "Budrum"daki hayatından sayfa yaprakları..

Şöhreti 40?ndan sonra yakalayan, greek müziği yıllar yılı sevdirerek, ününü her geçen gün pekiştiren, denizsiz ve kadınsız yapamayan Fedon?u anlatan sözcükler... Bugün Bodrum?da üç şey için yaşıyor Fedon... Deniz tutkusu, vazgeçmediği sevdası motoru ve biricik torunu... Fedon?a Torba?da, Torba Sanatevi?nde güneşlenirken rastlaşıyoruz. Kırk yıllık dostunu yeni görmüş gibi karşılıyor bizi ünlü sanatçı... Etrafında vazgeçmediği dostları var yine... Torba Sanatevi?nin sahibi Ahmet Sezerel, hep rakip gösterilen ama dostlukları asla zedelenmeyen şarkısı Hayko ve diğerleri...

Bodrum Torba?da huzuru bulduğunu sık sık dile getiren Fedon, gözü gibi baktığı "sevgilisini", yani Suzuki 1500 motorunu bir an bile gözünün önünden ayırmıyor... "Motoruma atladığımda dünyanın en huzurlu insanı oluyorum" diyor Fedon... Bir başka aşkı ise, bir kaç kilometre ötesinde demirlemiş durumda... Canı sıkıldığında, ister karada (motoruyla), isterse denizde (yarış teknesiyle) gizli gizi kaçamaklar gerçekleştiriyor...

Hayatı hızlı yaşamak, hayatın hızlı enstrümanlarını kullanmak (sürat teknesi, motor gibi), Fedon için bir yaşam tarzı olmuş... Haliç?te geçtiğimiz yıl yapılan yarışlarda 3.ncülük derecesi alması, Fedon?un iyi bir denizci olduğu kadar, iyi bir yarışçı olduğunu da resmen kanıtlamış... Bodrum?u, Bodrum?daki yaşamını mutluluk sözcükleriyle anlatırken, Suziki?sine kuruluyor... Adeta okşuyor ona dokunurken... Tam o sırada (hep didiştiği) Hayko yanına yaklaşıyor... Biraz da müzipçe... "Sen dünyaları götürdün. Motor?lar, tekneler... Benimse sadece iki ayaklı Scooter?ımız var. Allahtan revamı bu!" diyerek Fedon?a takılıyor... Fedon ise yılların kadim dostuna iğneli sözlerle dokunduruyor... "Hadi hadi ne yapıp edip, yine fotografta yanıma sokuldum. Bundan büyük servet olurmu. Bundan güzel dostluk olur mu?"

Bodrum?da oğlu Teo ile birlikte bar işleten Fedon, sahneden vazgeçmiyor elbette... Ama, işletmeciliğin artık tad vermediğini de üstüne basa basa dile getiriyor. Bir süre sahne aldığı Clup Ashk?ta parası ödenmeyince, sahneyi bırakmış Fedon... "Eskiden bu işler böyle değildi. Dürüstlük, işletmecilikte esastı. Şimdi ne mertlik kaldı ne de dürüstlükten eser" diyor...

Fedon için, deniz ve motoru nasıl bir tutkuysa, torunu da hayatının bir vazgeçilmezi olmuş. Bodrum Torba?da sakin ve mutlu geçen hayatının en önemli karelerini torunuyla yaşıyor Fedon. Günün mutluluk finalini, torunuyla oynadığında tamamlayan Fedon, enerjisi ve fiziki yapısıyla da genç erkekleri kıskandırıyor... Formunu muhafaza etmek için spordan vazgeçmeyen Fedon, yeni albümüyle ilgili beste çalışmalarını da Bodrum Torba?da yapıyor...