FERHAT GÖÇER’İN KIZI: BABAM KEDİYE KÖPEĞE ’KIZIM’, BANA ’TAKOZ’ DERDİ
Babasına kızgınlığıyla gündemde olan Ferhat Göçer’in kızı Yağmur, Kanal D’deki ’2. Sayfa’ya konuk oldu. Yağmur Göçer, babasıyla yaşadıklarını canlı yayında anlattı
Ferhat Göçer'in 21 yaşındaki kızı Yağmur Göçer son günlerin konuşulan ismi. ''Baba hasretiyle büyüdüm'' diyen Yağmur Göçer, Ferhat Göçer'in 1993 yılında evlendiği Berna Hocaoğlu'ndan olan kızı. 5 yıl süren evlilik sonrasında Berna Hocaoğlu ve Ferhat Göçer ayrıldı. Daha sonra Ferhat Göçer ikinci kez evlendi ve Can adında bir oğlu oldu.
Ferhat Göçer kızı Yağmur Göçer sebebiyle bir çok kez magazin gündeminde yer almıştı. Astım hastası olan Yağmur Göçer babasının kendisine bakmadığını onun yerine sevgilisi Ömür Gedik ve onun kızıyla tatile gittiğini iddia etmişti. Geçtiğimiz günlerde de babasına bir mektup yazan Yağmur Göçer Kanal D'de yayınlanan 2. Sayfa programında çok konuşulacak iddialarda bulundu.
İşte Yağmur Göçer'in açıklamaları:
"Annem bana küçükken hediye alıp 'baban aldı' derdi.
Ben astım hastasıyım. Kolum 8 ay felç kaldı babamın evine gittim babam beni bırakıp hemşireyle konsere gitti.
Ortaokul mezuniyetime babamla gidebilmek için hastane çıkışında babama gittim. Sabah benimle mezuniyete geleceğini düşlediğim babam beni evden yolladı.''
''Annemin bizim oturduğumuz siteye girmesi yasaktı. Yan komşumun kızı beni aldı. İki üç saat içerisinde iğnelerle hazırlanıp ortaokul mezuniyetine gittim. Ben orada babamla olmak istiyordum.''
''BABAM KEDİYE KÖPEĞE 'KIZIM', BANA 'TAKOZ' DERDİ''
"Geçimimin büyük bir kısmını annem karşılıyor. Ben Yeditepe Üniversitesi'ni kazandım. Ama burslu ama burssuz. Babalık maddiyatla yapılmaz. Babam evdeki kediye köpeğe 'kızım' derdi, bana 'takoz' derdi. Ben babamdan sevgi kelimeleri duymadım. 'Bir kız çocuğu babasından ne ister?' diye yazdım. Yazdıklarımda baba sevgisi bulamadım. Saçını okşayan bir baba bulamadım.''
''BABAM BENİM TEK VE İLK AŞKIMDI''
''Ben ne yapmış olabilirim de 9 aydır yok sayılmanın karşılığı olabilir. Babam benim tek ve ilk aşkımdı. Ben başka birine güvenmekte çok zorlanıyorum. Sevilmeyi bilmiyorum ki eş seçimi yapabileyim. Nasıl bir sevgi alabilirim ki? Her elini uzatana kılıcımı çekiyorum yaralanmamak için. Hayatımın merkezi babamdı. Hayatımın merkezi boşaldı. ''
''BABAMI GÖZYAŞLARIM İÇİN AFFETMEYECEĞİM''
''Annem bana dedi ki 'Biz ayrıldık. Ben babanı her şey için affettim ama senin gözyaşların için affetmeyeceğim.' Ben babamı bu gözyaşları için affetmeyeceğim zaten. Beklediğim bir cümleyi duyamamak yeterince can acıtıcıydı. Babamın bende açtığı yaralar çok derin.''
''KARDEŞİM İÇİN TEK DİLEĞİM BENİM YAŞADIKLARIMI YAŞAMASIN''
''Kardeşimi her şeyden çok seviyorum. Benim yaşadıklarımı yaşamasın diye dua ettim. Kardeşim Londra'ya taşındı oraya gidip geliyor. O daha çocuk benim yaşadıklarımı yaşamasın. Ne olursa olsun kardeşim. Benim ne eksiğim vardı ben de çocuktum ben de bebektim. Ben de Can yaşındaydım. Bir çocuk ne yapmış olabilir? Şu an Can'la kurduğu iletişimi benimle kurmayacak ne yapmış olabilirim? O erkek ben kız, ulaşabildiğim tek cevap bu."
'Anlasan anlatmak zorunda kalmazdım'
'Konserlerinde kızım seninle yeterince ilgilenemediğim için özür dilerim' cümleleri doğru mu sorusuna ise; 'Ben denk geldim bu dediğine ama sonrasında bir şey değişmedi' dedi. 'Babana ne söylemek istersin?' sorusuna ise 'Anlatsam herkes anlardı senin bana bakar bakmaz anlaman gerekiyordu. Ben yaşadıklarım için değil yaşayamadıklarım için konuşuyorum. Hissettiklerimi sana anlatamadığım için konuşuyorum. Anlasaydın anlatmak zorunda kalmazdım' dedi.
Yağmur Göçer’in çok konuşulan mektubunda yazılanlar şöyleydi:
“Uğuruna döktüğüm gözyaşlarım, çırpınarak boğulacağın denizlerin olacak bundan sonra. Benden çaldığın her gün için davacıyım senden. Olur da bir gün varlığından şüpheli olduğum vicdanın konuşmaya başlayınca ayaklarını bana doğru getirirse af dilemek için, sakın gelme. Defalarca yüzüme kapanmasına rağmen her zaman sana açık olan o kapı var ya, artık kapalı. Kendi hayatıma devam edebilmek için kapattım o kapıyı. Yalanı yok canım çok yandı senden ötürü. Ama varlığına inandığım ilahi adalet her gözyaşımın hesabını elbet soracaktır döktürenden. Bir kapı kapanır, diğeri açılır derler. Sana kapattığım o kapıyla birlikte kendime bir kapı açtım. Sana olan öfkemde varsay ki kapının önündeki tozlar olsun. Kendime sözüm olsun seni hayatımdan süpürdüğüm gibi o tozları da süpüreceğim inşallah. Her kışın sonu bahardır. Güneş elbet bana da doğacak, hissediyorum. Hem de öyle bir doğacak ki, acıdan kavrulan bedenim, güneşin sıcaklığıyla yoğrulacak. Geçmişimin öfkesi ve pişmanlığı, geleceğimin umudu olacak. Geçmişi düşünürken sıkışan kalbim geleceğe bakarken kuş gibi hafif. Pişmanlık yerini umuda, karanlık yerini aydınlığa bırakıyor. Senin baharın bitti artık. Benim baharım senin kışın olacak. Aldım elinden oyuncağını. Kendimin ipleri tamamıyla bende artık. Ne bana ulaşıp oynatmana iznim var artık, ne de benim üzerimden düşündüğüm asıl hedefine. Anlayacağın oyun bitti. Ben kazandım”.