FERMAN TOPRAK "AYETEL KÜRSİ DUASI BİZE KALKAN OLDU"
Cine5 ekranlarının beğenilen programı İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme?ye sevilen şarkıcı Ferman Toprak konuk oldu. Ferman Toprak çocukluğundan bugüne hayat ve müzik yolculuğunu anlattı.
“Ayetel Kürsi duası bize kalkan oldu”
İpek Tuzcuoğlu ile Yüzleşme’de çocukluk günlerini anlatan Ferman Toprak ve ailesi kan davası yüzünden kötü anılar da yaşamış. “Adana’nın yeri bende çok ayrı. Kan davası olduğu dönemlerde annem babam bizim o ortamda yaşamamamızı istemediği için Adana’ya yerleştik.” diyen Ferman Toprak’ın hayatında Ayetel Kürsi duasının da önemli bir yeri var. “Ayetel Kürsi duasını ezbere bilirim. Her zaman her yerde okurum. Annemin verdiği en büyük miraslardan bir tanesidir. Kan davası olduğu dönemlerde 6-7 yaşındaydım annem ve üç kardeşimle arabadaydık, bize 172 tane mermi sıkılmıştı. Annem arabanın arka koltuğunda bizi kucağının altına alıp Ayetel Kürsi okuyordu. Allah’ın zırhı olduğuna inanılan bir dua. 172 merminin bir tanesi bile bize denk gelmedi ama arabayı kullanan şoför rahmetli oldu. Ayetel Kürsi oradan itibaren ilk ezberlediğim dua diyebilirim. Her zaman bir kalkan olduğuna inanıyorum, Allah herkesi korusun diyorum. “diyerek anlattı.
“Annem dualarıyla arkamda”
Ferman Toprak’ın hayatında annesi ve ailesinin yeri ayrı Bir anne evladının arkasında dualarla durmalıdır” der annemin sözü. Biz dört kardeş öyleyiz. 13 yaşında evlenip 20 yaşında dört çocuk annesi olduğu için biz beraber büyüdük. Ben 20 yıldır İstanbul’dayım, biraz uzak kaldım. Ayrı sever ayrı bir hasreti var. Kardeşim Serdar sitem ediyor “abi senin yüzünden on kilo aldım” diye. “Niye” diyorum. Annem “bu da Ferman için” diye yediriyormuş. Biz dört kardeşiz hepsi birbirinden değerlidir. Anneler dünyanın vazgeçilmezi. Allah onları başımızda eksik etmesin, olmayanları da nur içinde yatırsın. Cennet annelerin ayağının altındadır. Oğlum ben senden razıyım Allah senden razı olsun der, her telefon konuşmasında söyler.” sözleriyle annesi ve kardeşleri ile ilgili duygularını İpek Tuzcuoğlu ile Yüzleşme’de paylaştı.
“Magazinsel olmayı sevmiyorum”
İpek Tuzcuoğlu’nun “Yüz olarak tanınmasan da Ferman Toprak’ı herkes biliyor.” Sözü üzerine Ferman Toprak “Magazinsel olmayı sevmiyorum. Ben ses sanatçısıyım, sesimle bir yere gelmek istiyorum. 20 yıldır 7 gece sahne alıyorum demek ki ben bu işi başarmışım. Kalkıp da ünlü bir bayanla ya da polemiklerle gündeme geleceğine kendi mesleğinle anılmak ben bunu istiyorum. İdealist bir adamım, hırslıyım. Ama hırsımı kötü yönde kullanmam başkalarının ekmeğini kısıtlayacak başkalarına zarar verecek şekilde değil. Zararını kendim çekerim doğru bildiğim şeylerin peşinde koşarım. Ben bu dünyaya bir daha gelsem yine ses sanatçısı olurdum.” dedi.
“Sanatçı olmasaydım, Sümerolog olacaktım”
İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de bilinmeyenlerini paylaşan Ferman Toprak, müzik ağır basınca üniversiteyi bırakmış “Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Sümeroloji bölümü. Kazandım bir sene altı ay filan okudum zaten. Baktım hocam ben sanatçı olacağım dedim. Son albümden önceki lansmanda ailem de gelmişti. Her zaman yanımda olurlar zaten. Babama sordular, “Oğlunuz sanatçı oldu ne diyorsunuz?” diye en küçük kardeşim avukat, kardeşim iktisat, kız kardeşim işletme mezunu babam sağlık mezunu. “Biz okusun diye gönderdik, o türkücü oldu dedi. Baba dedim, 15 yıldır her gece okuyorum daha ne yapayım bir tane de sanatçı çıksın dedim.” sözleriyle paylaştı.
“Sanatçı olacağım deyince aşiret ayaklandı”
İpek Tuzcuoğlu’nun “Adana’dan Ankara’ya geçiş döneminde genç Ferman nelerle yüzleşti. Sıkıldığın zorlandığın oldu mu?” sorusu üzerine Ferman Toprak “Ben değişik ortamları seven bir insanım. Değişik ortamlarda hiçbir zaman değişmem. Ferman Toprak hep Ferman Toprak’tır. Dostluğu samimiyeti cana yakınlığı bilen. Ankara’ya ben her sömestr tatilinde gidiyordum çocukluğumdan beri. Aşiretimiz geniş olduğu için her dönem dört milletvekilimiz olurdu. Teyzemin de kocası o dönem milletvekiliydi. Her sömestr tatilinde oradaydık. Urfa Milletvekili dayımdır, Ahmet Türk Mardin milletvekili teyzemin kocası, çok milletvekillerimiz var. Tabii ben albüm yapacağım sanatçı olacağım dediğim zaman aşiret ayaklandı. Çünkü feodal bir yapı vardı. Olmaz sanatçı filan. Ben giderim mesleğimi yaparım, size zarar verecek bir şey yaparsam önce ben kendimi intihar ederim dedim.” diyerek cevapladı.
“Unkapanı eskiden Kurtkapanı’ydı”
İpek Tuzcuoğlu “Gittin mi yıllar sonra Unkapanı’na.” deyince Ferman Toprak “O günleri anlamak adına gittim Kurtkapanına. Valla gittim ama eskiden kurt kapanıydı, şimdi Unkapanı olmuş valla bitmiş. Eskiden cafcaflıydı. Boş yer yoktu.” dedi. İpek Tuzcuoğlu “18 yaşındayken buraya kaset doldurup yolladın değil mi?” diye sorunca Ferman Toprak “Evet. Ailemden habersiz. Ben liseyi bitiriyordum. Babamın tıbbi malzeme şirketi vardı. İçim içime sığmıyor, sanatçı olacağım diye. Babam da Tıbbi malzeme şirketine gel seni Genel Müdür yapalım diyor. Yok zorluklar çıkartıyorum, ben kendime ayrı bir iş yeri istiyorum diye. Babam dedi ki tamam. Adamcağız sanatçı olmayayım diye bana bir yer kiraladı, o zamanlar klimalar yeni çıkmış. “Onu isterim tamam oğlum bunu isterim tamam oğlum” ne çekti benden. Sonra odanın bir tanesine gittim, bir stüdyo kurdum mikserler filan. Sazları çağırıyordum sabahlara kadar kayıt. İş merkezinin yöneticisi babamı arıyor. “Nuri bey diyor biz size burayı tıbbi malzeme satacaksınız diye verdik. Sabaha kadar müzik sesleri geliyor diyor burada. Babam geldi ne oluyor diye. Ben de demo yapmıştım kaset. O dönemin bütün ünlü sesleri İbrahim Tatlıses filan kasetlerinin üstünde Unkapanı adresi yazardı. Gönderdim. Aradılar beni bir gün. Babam dedi olacak gibi değil, git dedi. Albümünü yap içindeki heves bitsin geri gel dedi. Albüm çıktı, on gün geçti. Televizyon programı yok, bir şey yok.Bir kanal var müzik kanalı Türkiye’de çok önemli. Klibinin çıkması tanınman demekti. Biz oraya çıkamadık. Tutmadı dediler albüm. Daha çok kamçılandım. O dönem iki tane daha arkadaşım onlarda varını yoğunu satıp gelmişler. Onlar böyle olunca memleketine döndü, vazgeçti. En son bir tanesi sahneme geldi. Helal olsun sen ne yaptın ne ettin biz pes ettik senin şarkılarını dinliyoruz dedi. Ben albümden sonra olmayacak bir şeyi başardım, albümsüz Etiler’in ortasında sahne aldım, o dönemler Etiler’de popçular, bayan şarkıcılar çıkıyordu.” diyerek o günlerde yaşadıklarını anlattı.
“Demet Akalın bir başarı hikayesidir”
İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de sanat camiasındaki dostlarından bahseden Ferman Toprak “Hakan Altun, Yıldız Tilbe on numara ciddi anlamda sanat camiasında dost var mıdır derler ya var olanların içindedir. Ciddi anlamda adam gibi adam kelimesini hak eden insanlar. Yıldız abla on numara, Hakan beyefendiliği ile adam gibi adam. Bir de Demet Akalın, Okan çok değerli dostlarım. Kızı Hira Demet’e benziyor, ziyaret ettim. Okan çok düzgün adam. Demet’i her daim takdir ederim. Mankenlikten solistliğe büyük başarı hikayesidir. “ diyerek anlattı.
“Şafak Sezer 20 yıllık dostum”
Sanat camiasındaki dostlarının içinde Şafak Sezer’in ayrı bir yeri olduğunu söyleyen Ferman Toprak “Şafak Sezer 20 yıldır benim dostum. Kolpaçino sinema filmini çekiyordu. Orada sende oynayacaksın dedi. Baba bırak beni klip çekerken zorlanıyorum dedim. Kavga ettiler dediler. Twitter’da Şafağı sevmeyenler helal olsun, sevenler göstereceğiz sana dediler. Adamla 20 yıllık dostuz, bir ekmeği bölüp yemiş insanlarız. Bazen sosyal paylaşım sitelerini anlamıyorum. Adamların işi gücü yok buna bir şey yazayım diyor. Bir söz paylaşıyorum ama öyle değil böyle diyor. Bir dur sende kalsın, ben bir söz paylaşıyorum sana yazmıyorum ki . Siyasi şeyler paylaşmadım ki bana özel sözler.” diyerek düşüncelerini İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de paylaştı.
“Adanalıysan Müslüm Baba dinlersin”
İpek Tuzcuoğlu’nun “Küçükken en çok kimin şarkılarını dinlerdin?” sorusuna Ferman Toprak “İbrahim Tatlıses dinlerdim. İbrahim Tatlıses çok dinlerdim, şarkılarıyla büyüdüm. Üç babanın arasında da Ferdi Tayfur, Orhan Baba da önemli ama Adana’da doğup büyüyünce dinleyeceğin Müslüm Gürses’tir. Müslüm Baba’dır. Arabaları çekip son ses Müslüm Baba dinlerdik.” diyerek cevap verdi.