SADECE MGD BAŞKANI NURETTİN SOYDAN'A KONUŞTU...
Show TV muhabiri Seyhan Erdağ'ın, "Böyle gündeme geldiğim için mutsuzum. Hülya Avşar'a da, kimseye de kırgın değilim" sözlerinden sonra, bu kez Hülya Avşar'ın ilk kez yaptığı açıklamaları yayınlıyoruz. Nurettin Soydan'ın, Hülya Avşar ile yaptığı bu konuşma, Radyo Klas'ta yayınlandı.

Hülya Avşar'ın MGD Başkanı Nurettin Soydan'a  şu açıklamaları yaptı...

ARTIK BEN DE KAFAMI ÇEVRİP GİDECEĞİM!

N Soydan: Bant'ta dile gelmeyen ve ortalıkta konuşulan, size atfedilen, ortalıkta konuşulan  bazı sözler var... Demişsiniz ki, "Helin'de, Annem'de, Kaya'da, Zehra'da burda. Feraye de bu  katılacak. Enteresan bir gurup olduk" şeklinde sözler kullandınız mı?

Hülya Avşar: Ben bir grup olduk demedim. Olurmu öyle şey. Bizim arkadaşlığımız, dostluğumuz üzerine konuştum. Feraye röportajını sordular... Ben de dedim ki, bakın, bana Feraye röportajını sormayın. Çünkü bizim onlarla ilişkilerimiz artık çok farklı. Burada tatili bile, birbirimize görünmeden yapıyoruz, Kaya Bey iki çocuğuyla geçirebilsin diye aynı otelde, benden izin istediler, müsade aldılar dedim. Kaya Bey dedi ki, "Mahsuru yoksa getirebilir miyim onları da!". Tabi dedim. Benim için bu saat'ten sonra neyin mahsuru olacak ki! Ve biz bu şekilde, arkadaşlık ve dostluk ilişkisi içine girdik. Bu saat'ten sonra kalkıp, Feraye'nin arkasından bir şey söyleyeceğimi söylüyorlarsa, yanılıyorlar anlamında söyledim... Yani o kadar...

N Soydan: Yani, "Biz Kaya ile farklı bir ilişki oluşturduk, hep beraber kalıyoruz" anlamında mı kullandınız o sözleri?
Hülya Avşar: Olur mu öyle şey... Yok daha neler! Böyle bir şey söylediysem, kalkıp sözleri, görüntüleri ortaya çıkarsınlar... Zaten öyle bir şey söylemedim yani... Hiç öyle abuk-sabuk kelimeler kullanmadım... Seyhan'ın söylediği terbiyesizce, densizce sorular sadece...

N Soydan: İdare edemez miydiniz? Tartışmalar niye bu noktaya ulaştı...
Hülya Avşar: Hayır, idare edemem. Bana konuşmalarına dikkat edecekler. Ben, hiç bir şekilde hiç bir gazeteciyi idare edemem. Benimle konuşurken dikkatli olacaklar. Benim gururumla oynanabilecek ya da benim sinirimi bozabilecek hiç bir şey, beni engelleyemez kardeşim. O anda mesleğim, her şey gözümün önünden silinir, olay tamamen şahsi duruma dönüşür. Dolayısıyla, hiç kimseyi idare etmek zorunda değilim... Aslında yani, aslında yani, o kadar hırslıyım ki, şimdi görsem ve kimse olmasa etrafımızda bu kadar kibar olacağımı da sanmıyorum. Ben neysem o şekilde davranırım.


N Soydan: Gazeteci-sanatçı ilişkilerindeki o mesafe niye yıkıldı? O mesafe niye korunmadı? Bizim asıl tartıştığımız konuların başında da bu geliyor...

Hülya Avşar: Gazeteci sanatçı ilişkisinde, herkes bir şekilde kimin ne dediğini anlayabilecek bir tecrübededir artık..
Hangi mesafeler... Neden yıkıldı? Çünkü, sizin sanatçılara gönderdiğiniz bazı kişilerin gazeteci olmayışından kaynaklanıyor. Bu işi bilmeyişi, son derece saygısısız oluşu.. O'nun bana bu derece konuşması, son derece terbiyesizce. Asla böyle bir şeyi kabul etmiyorum... Yani, eline makineyi alan, "gazeteciyim" diye geziyor zaten...

N Soydan: Burada, sözünü ettiğini kişileri çalıştıran kurumların da getirdiği bir yanlış var?
Hülya Avşar: Kesinlikle doğru... Böyle bir mesafe korunmaz. Ben bunlarla yeteri kadar mesafeyi koruduğumu sanıyorum. Bundan sonra o kişi ile karşılaşırsam ve o gurubun içinde ise, diğerleri de benimle konuşamayacaklar... Asla onu bir daha görmüyecem. Görmek istemiyorum.

N Soydan: Bu sizin kendi tercihiniz... Görüş vermezsiniz... Medya mensubu arkadaşlarımızda, konuşmadığınız zaman, sizin bu hakkınızı kullanmanıza saygı duyacaklardır. 2007 yılına böyle tatsız bir olayla girmiş olmamız, bizleri üzdü açıkçası... Seyhan'ın bazı tavırlarını da onaylamadığımı belirttim. Gazetecinin işi, haber olmak değil, o haberin içinde olmak değil. Olup biteni, söyleneni getirmek zorundadır. Hülya Hanım da, soruya yanıt vermeyerek, durumu uzatmayarak geçiştirebilirdi  diyorum...

Hülya Avşar: Ben soruya yanıt verdiğimi  sanmıyorum zaten... Bak, diyelim ki sen ailenle bir yerdesin. Daha önce başından bir evlilik geçmiş, bir çocuğun var. O da seninle birlikte. Çocukların mutluluğu için, son derece dostluk çerçevesi içinde, hiç bir çocuk, yılbaşında babasından ayrı kalmasın diye, böyle bir fedekarlık yapıyorsun. Ve de bunu, gazeteci arkadaşlarınla paylaşıyorsun...

N Soydan: Siz bunu samimi bir ifadeyle söylemişsiniz zaten!
Hülya Avşar: Hep söylüyorum. Bu ilişkilerin böyle olması  hoş oluyor diyorum zaten. Hepimiz çok keyifliyiz. Tabi ki Feraye ile aynı masada oturmuyorum. Ama, gerekirse onu da yaparım ayrıca. Aynı masada da otururum. Bu saat'ten sonra, benim için sokakta yürüyen ha Ayşe hanım, ha o, farketmiyor yani... Bunu onlara (gazetecilere) keyifli keyifli anlatırken, "Efendim, bilmem kim, bilmem kim de bu gruba dahil olacak mı?"
"Grup" kelimesini duyunca... Kusura bakmasın kimse... Magazini ben ne gözle görüyorum.. Magazini severim, magazincileri her zaman kollarım. Herkes birlikte bir iş yapmıştır. Yaparım, yaptırırım. Bilirsin, ben magazincileri hiç bir zaman kafamı çevirip yürümem yani. Onlar da biliyor, sen de biliyorsun. Ama bundan sonra yürüyeceğim. Beni, magazinciler, artık kaybettiler.

N Soydan: Yani konuşmayacak mısınız?
Hülya Avşar: Asla... Bu kadar başarılı bir operasyon olamazdı... Bundan sonra beni magazinde konuşurken duymayacaksınız.

N Soydan: Sanki kasıt var, size karşı planlı yapılmış gibi konuşuyorsunuz, öyle anladım ben?
Hülya Avşar: Çirkin... Bence onun şu ana kadar cezalandırılmış olması lazımdı. Cezalandırılsaydı, asla ve asla bu şekilde düşünmezdim... Ama cezalandırılmadığı için bundan sonra beni hiç bir şekilde magazinde göremeyeceksiniz...
KAYNAK: www.mgdmagazin.com