Gupse Özay kendisini vicdanlı, hırslı, pozitif ve çok iyi bir insan olarak tanımlıyor. “Kimsenin enerjisini düşürmem. Mutsuz bile olsam hep pozitif olmaya çabalarım. Hiç mutsuz olduğumu hatırlamıyorum” diyen Özay, canı sıkkın olduğunda ise eve kapandığını açıklıyor.

BİR SONRAKİ HEDEFİM YÖNETMEN KOLTUĞUNA OTURMAK

Asıl hayalinin yönetmen olmak olduğunu açıklayan başarılı oyuncu, “Bir yandan da kendi yazdığım ve yönettiğim bir işte kendime de bir jest yapıp rol yazarım diye düşünüyordum.” diyor.

Arkadaşlarıyla “Bakarsın bizi de biri keşfeder ve ünlü oluruz” düşüncesiyle videolar çektiklerini anlatan oyuncu, Nurhayat karakteri için oyuncu arayışında olan Yalan Dünya ekibinin de internette olan bu videoları gördüğünü, Gülse Birsel isminin geçtiği bir telefon gelince de uçarak gittiğini gülerek açıklıyor.

Nurhayat tiplemesine herkesin çok güldüğünü de dile getiren Özay, özellikle annesinin “çocuğum ben bile ne dediğini anlamıyorum, biraz yavaş konuş.” dediğini, üstelik rolü oynarken kendisinin bile bazen ne dediğimi anlamadığını “elimde değil, çok hızlı konuşuyorum.” diyerek anlatıyor.

“ÇOK İYİ RESİM YAPARIM”

Bilinmeyen yönlerini açıklayan sempatik oyuncu, “Valla sesimi duyduğunuz an hiç durmadan kaçın. Çok iyi resim yaparım, iyi yazarım. Müzik kulağım yok ama eninde sonunda bir enstrüman çalmak istiyorum.” diyor. Ayrıca her şeye müdahale etmeye bayıldığını da açıkça söyleyen Gupse Özay, “O kadar ki, çoğu zaman müdahalelerimle insanları delirtirim hatta ağlatırım. Fena dürüstüm, bu durum bazılarını çok gıcık eder. Kimi zaman insanları krize soktuğum da oluyor bu müdahalelerimle. Çok ağır, can acıtıcı konuşurum.” diyor.