HALİL ERGÜN KADER SÖYLEMİNE SERT ÇIKTI!
MAGAZİNCİ VİDEO HABER- Halil Ergün, Bartın’da meydana gelen facianın ardından ’kader’ vurgusu yapan isimlere sert eleştiriler yöneltti.
Sanatçı Halil Ergün, Bartın'ın Amasra ilçesinde 41 işçinin hayatını kaybettiği maden kazasının ardından Tele1'de katıldığı 'Başka Sohbetler' programında bazı eleştirilerde bulundu.
Burada Nilüfer Bıyıklı'nın sorularını yanıtlayan Ergün, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu isimlere herhangi bir isim anmadan tepki gösterdi.
İşte Halil Ergün’ün o açıklamaları…
“BUNA ‘KADER’ Mİ DİYECEĞİZ ŞİMDİ?”
"Sabah çok kahroldum. 'Bu yaşadıklarımız olağan mıdır?' sorusunu sormalıyız. Ve halkında 'olağan' değildir diyecek kültüre yaklaştırılmasına emek göstermeliyiz. Dünden beri kahroluyoruz, acı çekiyoruz. 41 kişi ölüyor. Kolay mı? Bir tane gencin fotoğrafını koydular ekranda. Ölenlerden bir çocuk. 6 kişiyi, arkadaşlarını kurtarmış teker teker. 350 metre aşağıya dalmış. En son 7.'yi girmiş kurtarmak için, çıkamamış ölmüş. Daha ağır bir acı olabilir mi? Buna kader mi diyeceğiz şimdi?
“YOK YA! BÜTÜN MESELE...”
Bizim sorunumuz bu. Değişmek ve değiştirmek diye bir şey vardır. Hayat, değişim ve gelişimle gelişti. Uygarlıklar böyle gelişti. ‘Olağandır. Bu böyledir. Madenciler ölür. Onun kaderi budur.’ Yok ya! Bütün mesele, 'kaderci toplum' dediğimiz toplum var ya, inançları kötü kullanan kültürün sonuçlarıdır bunlar. Ve olağan sayma alışkanlığı var. ‘Allah devletime zeval vermesin.’ Yok ya! Allah devlete zeval versin devlet yanlış yapıyorsa. Bunu geliştirmenin, bunu anlatmanın yoluna girmek lazım.”
Bu arada Halil Ergün; Tarık Akan, Cüneyt Arkın ve Hale Soygazi ile birlikte yayınlandığı dönem büyük ses getiren 'Maden' filminde rol almıştı.
Film, bir maden ocağında bir devrimciyi ve işçilerle olan hikâyesini anlatıyordu. İlyas (Cüneyt Arkın) maden ocağındaki sahip oldukları kötü koşullarla daha fazla çalışmak istemediklerini bütün işçilere anlatmaya çalışan bir devrimciydi. Bu çabaları sonuç verir ve Nurettin (Tarık Akan) ve arkadaşlarını sarı sendikanın etkisinden kurtarır. O sıralarda göçük altında kalan işçilerin bunda etkisi büyüktür. İşçilerin huzursuzluğunu yatıştırmak için maden sahibi şehre lunapark getirttirir.
Bu olumsuz durumu aşmak ve çalışma koşullarının düzeltilmesi için İlyas ve Nurettin bir imza kampanyası düzenlerler. Bu faaliyetleri yürütürken İlyas'a patronun adamları suikast düzenler. Bundan sonra işçilerin kendi aralarındaki dayanışması artar ve ilk önce iş yavaşlatma daha sonra İlyas'ın göçük altında kalmasıyla greve giderler.