Hülya Avşar, hatırlandığı gibi evliliği süresince tam üç kez Kaya Çilingiroğlu tarafından aldatılmış ve her defasında evliliğini kurtarmak için çaba harcamıştı ünlü yıldız...

AMAN HÜLYA, YAMAN HÜLYA!
Hülya Avşar, kendi dergisi ?Hülya?daki  köşesinde yine çok tartışılacak sözler sarf ediyor. Aldatan erkeğin, aldattığı kadını geri kazanma aşamasında nasıl bir psikoloji içine girdiğini adım adım anlatan sanatçı, ?yuvayı dişi kuş yapar? atasözünü de ?Yuvayı aldatan kuş yapar? olarak değiştiriyor yazısında. 

YUVAYI ALDATAN KUŞ YAPAR!
Hülya Avşar, kendi adını taşıyan aylık dergisinde, kaleme aldığı bir yazıyla yine ortalığı karıştıracak. ?Yuvayı erkek kuş yapar? başlığını taşıyan yazısında Avşar, "Artık yuvayı dişi kuş değil, aldatan kuş kurtarıyor" diyor.  Çocuklar Duymasın dizisinin yıldızı Tamer Karadağlı karıştığı skandal nedeniyle gündeme oturan ?aldatma? tartışması, Hülya Avşar?ı harekete geçirdi. Avşar, yazısına şöyle başlıyor: "Doğal olarak konu yine cıvığı çıkmış, şu aldatma meselesine geliyor ama bu sefer farklı şekilde. Demek istediğim yuvayı bu zamanda kimin kurtardığı belli olmuyor." 

YÖNETEN KİŞİ: ALDATAN
"Eğer mesele aldatmaysa, iş aldatanın başına kalıyor. Halbuki bugüne kadar çıkan yazılarda erkek aldatıyor ve kadın ?Nayır, N?olamaz? diyerek, affeden taraf oluyor ve yuva kurtuluyor. Aman da ne güzel! Şimdi gelelim meselenin asıl kısmına. Bana göre, milletin çenesini kapamak için alttan almak hem doğru hem akıllıca... Gün yapanların çenesini kapadıktan sonra, kamera arkası başlıyor. Tabii top artık aldatma olayını gerçekleştiren tarafa geçiyor, giyeceği kostümü ve rolü kendi seçiyor." Hülya Avşar, kendine özgü anlatım tarzıyla aldatan erkeğin psikolojisini ve biraz da stratejisini ele alıyor. Bir film şeridi içinde anlattığı olayda yönetmen aldatan erkek oluyor. Oyuncular ise aldatan, aldatılan ve kurtarıcı taraf; çocuklar... 

FEDAKARLIK GÖSTERİSİ SUNAR
"Aldatan eğer iyi bir oyuncu ise önce yüksek sesle yani bağırmakla bağırmamak arası- sanki olayın gerçek yüzünü anlatmak ister de anlatamazmış gibi; aslında şu anda çok fena, çok sinirli, hatta tacize uğramış ama yine de ayakta durup, karşısındakine zaman ayırarak fedakarlık yapıyor ifadesi takınarak ilk golü atmaya çalışır." Bu birinci sahnede olanlar. İkinci sahnede ise aldatılan tarafın yüz ifadesinde değişim olmadığında erkeğin aldığı tavrın altını biraz daha çiziyor Avşar... "Aldatan taraf başarılı bir çalımla gözlerini doldurarak o güne kadarki beraberliklerinde karşı tarafın hatalarını saymaya başlar. (Üçüncü sahne) Eğer yine karşı tarafın ifadesi değişmiyorsa başarılı bir çalımla bu sefer kendisinin gerçekten hatalı olduğunu kabul etmeye başlar ama biraz daha gözlerini doldurarak..." Filmin bundan sonrasında işler biraz daha sertleşmeye başlar. İşte dördüncü sahne... "Eğer yine karşı tarafta bir değişiklik yoksa büyük bir başarıyla, gözünden bir damla akıtarak kapıyı vurur ve evden çıkar."

İLK FLÖRT GÜNLERİNİ HATIRLAR
Ve beşinci, altıncı sahneler... "Eğer yine karşı tarafta bir değişiklik yoksa korku dağları sarar ve bu sefer yine bir çalımla gösterir ki; artık o elinden geleni yapmıştır ve karşı taraf suçlu duruma düşmektedir. Eğer karşı tarafta yine bir değişiklik yoksa bu sefer, kıçını arı sokmuş gibi sekmeye başlar. Hatta bilumum tikler bile başlayabilir." Yedinci sahne diğerlerine oranla biraz daha düşündürücü... Aldatan erkeklerin kendilerini nasıl kapana kısılmış hissettiklerinin tam bir psikolojik çözümlemesine giriyor Hülya Avşar: "Eğer yine karşı tarafta bir değişiklik yoksa asıl perde başlar. Ve belki de gerçekten uzun zamandır hatırlamadığı o ilk flört günleri aklına gelir. Bir anda o sevgi hatta aşk, geçici de olsa yüreğini hoplatır. İçini bir anda karşısındakini kaybetme korkusu sarar. Yüz ifadesi hafiften bir deliyi andırır çünkü en kötü duygu kaybetmektir."

YUVAYI KURTARMAYA ÇALIŞIR
Toplam 7 adımda Hülya Avşar aldatan erkeğin profilini çiziyor; psikolojisini ve stratejisini anlatıyor. Yazının sonunda da Hülya Avşar filmin nasıl bittiğini şu kelimelerle kağıda döküyor: "...Yuvayı erkek kuş kurtarmaya yüz tutmuştur. Artık bütün bu durum komedisini montajlamak karşı tarafa kalır. Tabii her şey, neyin aldatma neyin kaçamak olduğu, montajcının bakış açısına bağlıdır. Kısacası yuvayı yapan kimdir, nedir bu çağda bilinmiyor. Bizler Türk halkı olarak aldatanın hep erkek tarafı olduğunu düşünürsek, onlara şu yuva konusunda haksızlık etmiyor muyuz?"

Kaynak:Hülya Dergisi