HÜLYA AVŞAR?IN SÖZLERİ YİNE OLAY OLDU:FANTEZİSİ OLMAYAN CİNSELLİK KISA SÜRER
Hülya Avşar, cinsellik konusundaki sözleriyle yine gündeme oturdu. Hürriyet?e konuşan Avşar, fantezisiz yaşayamacağını belirterek şöyle konuştu:"İlişkiyi renklendirmek, zevklendirmek için hayal dünyasından faydalanmak lazım. Fantezi sadece ilişkilerde yapılması gereken bir şey değil. Ben işimde de fanteziden faydalanıyorum. Spor yapmayı bile bir fanteziye çevirebiliyorum. Hayata bakış açımda da fantezi var. Fantezisi olmayan cinsellik çok kısa sürer." İşte Avşar Kızı?nın, cinsellik hakkında çok cesur açıklamaları...
Düğün salonu gibi ışıl ışıl ortamda da sevişilmez
Hülya Avşar, Berlin in Berlin filmindeki mastürbasyon sahnesindeki cesareti, poposunu sallayıp, gözünde maske ağzında kırbaçla klip çekmesi, ?öpüşmem, sevişmem? tabularıyla yıllarını geçirenlere bir tür nanikti. Cinselliği bu kadar rahat görselleştirdiğine, kendisini aldatan eşini affettiğine göre, TNS PİAR?ın Hürriyet için yaptığı cinsellik araştırmasıyla ilgili söyleyecekleri de olacaktı elbette...
Sizce cinsel eğitimin en doğru kaynakları ne?
- Önce anne ve baba. İletişim araçları ondan sonra geliyor.
Çocuğunuza cinsel eğitim vermek için siz bugüne kadar hangi yolları kullandınız? İlk sorularını ne zaman nasıl sordu? Tepkiniz ne oldu?
- Cinsel eğitim çok erken yaşlarda verilmeli. Buluğ çağına yakın eğitim kesinlikle olmalı. Çocuklar 4-5 yaşlarından itibaren cinsellikle ilgili uyanışlarını bence hissediyorlar. Kendi yaşadıklarımdan biliyorum. Anaokulunda da birtakım sürtünmeler başlıyor. Ben bu eğitimi kendi kızıma vermek zorunda kaldım. Zehra daha çok babasını merak etti. Gizli gizli onu takip edip çıplak yakalamaya çalıştı. Oradan anladık ki, bir şeyleri merak ediyor. Pedagoguyla konuştuğumuzda kesinlikle kaçmayın dedi. Okulda erkek arkadaşının pipisini görmüş, bana gelip söyledi. Abondone oldum. Kadın ve erkek arasındaki farkın bu olduğunu, kadın ve erkeğin farklı yaratıldıklarını söyledim.
Cinsellikle ilgili ilk bilgilerinizi siz kimden aldınız?
- Annem hemşireydi. Bu tür konularda daha bilgiliydi. Bize naturel bir geçiş yaptırdılar herhalde, hiç hatırlamıyorum çünkü. İlk erkek arkadaşımdan öğrenmiş olabilirim. 14 yaşında ilk öpüşme, ilk dokunmaları ondan öğrendim. Zaten onunla da evlendim.
GENÇLER KARARLARINI KENDİLERİ VERSİN
Kız veya erkek çocuğun ilk cinsel deneyimini yaşama yaşı sizce en az kaç olmalı?
- Buna biz karar veremeyiz. 18 yaşı beklediklerini sanmıyorum. Bekliyorlarsa da çok büyük bir baskıyla bekliyorlardır. O da daha sağlıksız bir şey. İyi bir cinsel eğitim verildikten sonra kendi kararları, ne zaman isterlerse bunu onlar tayin eder. Biz engelleyemeyiz, yol da veremeyiz.
Kız ve erkek çocukların evlilik öncesi cinsellik yaşamasını ister misiniz, sorusunun cevabında müthiş bir çifte standart var. Kız çocuğu annesi olarak sizin bu soruya cevabınız ne olur?
- Bilinçli bir çocuğun evlilik öncesi cinsel ilişkiye girip girmeyeceğine kendisinin karar vermesi gerekir.
Para karşılığında seksle ilgili ne düşünüyorsunuz?
- İğrenç. Çok duygusuz. Hayvansal bir ilişki. Bunu fantezi olarak yapıyorsa yapan kişinin bileceği bir şey.
CİNSELLİĞİ DOKTORUMLA KONUŞURUM
Arkadaşlarınızla cinsellik konuşur musunuz? Sorunlarınızı kimle paylaşırsınız?
- Arkadaşlarımla konuşmam ama kendime de saklamam. Doktorumla konuşmayı tercih ederim.
Her 10 Türk?ten ikisi evliliğin cinsellik heyecanını öldürdüğünü söylüyor. Katılıyor musunuz?
- E, tabii normal, doğa kanunu. Yapabileceğiniz her şeyi yaptıktan sonra öyle olması normal. Evlilikle ilgisi yok, uzun beraberliklerde de böyle. O yüzden tek eşlilik, doğaya aykırı zaten.
Cinsellik konusunda kesinlikle yapmam dediğiniz tabunuz var mı?
- İki kişi arasında olan bir şeydir. Birbirlerini kabul eden insanlarsa sınır olmamalı.
Sevişme ortamı olarak loş ışık hatta karanlığı tercih edenleri nasıl yorumluyorsunuz?
- İnsanların sevişirken birbirlerini görmeleri gerekiyor. Ama düğün salonu gibi ışıl ışıl bir ortamda da sevişilmez. Karanlık ve ışıl ışıl bir yerde olmayacaksa loş ışık normal bir tercih bence de. Ama tabii o anki duruma bağlı.
Duygusal bağ olmadan, sadece cinsellik yaşanması size göre aldatmak mıdır? Bu konuda başı ağrımış biri olarak yorumunuz ne?
- Kesinlikle aldatmaktır. Fizikselden daha önemli olan beyinsel aldatmadır. Günübirlik bir ilişki de elbette aldatmadır. Aldatmak gizli ve sinsice yapıldığı için insanoğluna çok cazip gelen bir şey. Nasıl ki her kadın ve erkek cinsel ilişki yaşamalıdır, aldatmak da cinsel ilişki yaşamak kadar normal. Bunun adı aldatmak olduğu için bize ters geliyor. Bu beyinsel, fiziksel olabilir. Bugün benim hoşuma giden bir erkek varsa bu da bir aldatmadır. Ama eşim sorduğunda ?aman neresi yakışıklı bunun? diyebilirim. Bu da bir aldatmaktır. Aldatma doğa kanunlarıyla insan vücudunda yerleşmiş bir duygudur. Hiçbir zaman kadın da erkek de sadece ömür boyu bu kadar görsel şey varsa etrafında, bunu yaşamadan durmaz. Fiziksel hiçbir ilişkiye girmesek bile zihnen mutlaka kadın da erkek de birbirini aldatıyordur. Karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde kadın ve erkek birbirini aldatmaktan büyük zevk alıyordur. Bu da bir fantezidir. Bu fanteziyi de kadın ve erkek muhakkak yaşamalıdır.
Topa koyacaklar yine sizi.
E, yaşamalıdır ama. Bu hatta ve hatta karşılıklı kadın ve erkeği birbirlerine bağlayan bir unsurdur.
Ne gibi yani?
- Erkeğin kendince aldatma olarak düşündüğü aşktan bahsetmiyorum. O zaman ne oluyor, çekip gidiyorsun zaten. Ama kendince bir aldatma yaşadıysa karısının kıymetini anlayabilir. İlişkiyi daha da düzeltebilir. Kendimle bunu bağdaştırmayalım. Bazı aldatmalarda insanlar birbirlerine daha çok kenetlenebiliyorlar. Ama bazı aldatmalarda tabii ki ayrılıklar yaşanıyor. Benim ilişkilerimde farklı olmuştur her şey. Daha mantıklı baktığım için olaylara, beni çok etkilememiştir, çok da birbirimize bağlamamıştır. Bu işin böyle bitmemesi gerektiğine inandığım için devam ettim. Tedavi etmeye çalıştım.
Aldatılmayı affediyorsanız, sizin bardağınızı ne taşırır?
- Saygısızlık, hakaret, ilgisizlik, en önemlisi de çocuğu ile ilişkisindeki bozukluk. Bir de cinsel ilişkinin tamamen bitmiş olması.
Aldatmayı bir saygısızlık olarak görmüyor musunuz?
- Tabii ki saygısızlık olarak görüyorum ama bu saygısızlık sadece bana değil kendisine yaptığı bir saygısızlık aynı zamanda. Benim için asıl aldatılmak bir başkasına aşık olmak ve sevmesidir. Günübirlik ilişkilerde adı aldatılmak olsa bile açıkçası karşımdaki erkeğin zayıflığı olarak görürüm.
Bu durumda tek eşliliğe inanıyor musunuz diye soracağım ama abes olacak herhalde...
- Tek eşliliğe inanmıyorum ama savunuyorum.
Fantezi küçük yaşta ufuklarını, bakış açılarını geniş tutmakla ilgili. Eğitim kısmını bitirip, bunu nasıl geliştirmeleri gerektiğini öğretmek lazım. İlişkiyi renklendirmek, zevklendirmek için hayal dünyasından faydalanmak lazım. Fantezi sadece ilişkilerde yapılması gereken bir şey değil. Ben işimde de fanteziden faydalanıyorum. Spor yapmayı bile bir fanteziye çevirebiliyorum. O gün saçıma başka renkte bir bant takıp, gözümü boyayıp aynanın karşısında spor yapıyorum. Hayata bakış açımda da fantezi var. Fantezisi olmayan cinsellik çok kısa sürer. En çok fantezisi olanların köylerden yetiştiğine inanıyorum. Cinselliklerini rahat yaşamadıkları için hayal dünyaları ister istemez gelişiyor. Üzerinde çok konuşulmuş fantezilerin mesela kırbaçlanmak, bağlanmak, bunların görselliğe çok taşındığı için yapıldığını düşünüyorum. Bana göre onlar fantezi değil. Fantezi insanın içinde kalan ve söyleyemediği şeylerdir. Söylendiği zaman yüzünün kızarabileceğini hissettiği şeylerdir.
MASTÜRBASYON YAPMAMAK KENDİNE İHANETTİR
Her sağlıklı insanın yapması gereken bir şey. Bunun evlilikle bekarlıkla ilgisi yok. İnsanın partneri olmadan kendisiyle başbaşa kalıp çok daha özgürce hareket etmesidir. Son derece medeni, sağlıklı bir şey. Kadınların bunu yapmadıklarına inanmıyorum. Yüzde yüz yapıyorlardır. İnsanların kimseye hesap vermeden yapabileceği en önemli şeylerden biri. Bunu yapmayan kişi kendisine ihanet eder. Kaynak:Şermin Sarıbaş/Hürriyet