‘Kuzey Güney’ ve ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ TV dizileriyle, ‘Pragma’ adlı tiyatro oyununun oyuncuları aynı sahada. Kadınların rüya takım olarak adlandıracağı bu ekip aslında özel hayatlarında da kanka. Bir süre önce bu dostluğu sporla da pekiştirmeye kadar verdiler. Serhat Teoman, “Her şey acaba koşu mu yapsak diye başladı. Madem koşuyoruz o zaman neden halı sahada futbol oynamıyoruz diye düşündük. En yakın arkadaşlarımızdan oluşan ‘Get’ isimli takımı kurduk” diyor.

‘Get’ spor takımının şanlı tarihi çok eskilere dayanmıyor. Henüz beş haftalıklar. Maçlar setlerinin en rahat olduğu, ‘Kuzey Güney’in yayın günü olan çarşambaları yapılıyor. Beşiktaş’ta bir halı sahada buluşuyorlar. Şimdiye kadar aralarına hiç gazeteci kabul etmeyen ekip bu kez beni de maça davet etti. Ama tek ricaları vardı: Sahanın adını yazmamam. Herhalde kadın hayranların tezahüratlarının da dikkatlerini dağıtmasını istemiyorlar: “Tek derdimiz yoğun set ortamından çıkıp kafaları rahatlatmak” diyorlar.

Kuzey Güney’de birbirine düşman karakterleri canlandıran oyuncular sahada takım ruhuyla kenetleniyor. Maç öncesi bell bir ritüelleri yok. Saat 19.00’u gösterdiğinde şortları altlarına çekip çığlıklar içinde sahaya fırlıyorlar.

Rakipleri en başından beri Mimar Sinan Üniversitesi öğrencilerinden oluşan bir takım. Onları bir kere bile yenememişlerdi. Tek avuntuları, kondisyonsuz olmalarıydı. Ta ki ziyaretimize kadar. O akşam şeytanın bacağını kırdılar. Ve maçı 16-9 kazandılar.

Get takımının bir kaptanı yok. Herkes eşit derecede söz sahibi. O gün ‘Get’ takımı adına sahada altı oyuncu vardı. Ama aslında 10 kişilik bir grup arasından iş yoğunluğuna göre maçlara katılanlar veya bir hafta es verenler olabiliyor. Haftanın talihsizi Kuzey Güney’e bu sezon dahil olan Kaan Taşaner. Buğra Gülsoy “Takım karşısında bacak bacak üstüne attığı için kadro dışı kaldı. Ama kulübede bir şansı olabilir” diye espri yapıyor.

EN TUTKULUSU GÜNEY

Ne kadar sıkıştırsam da aralarından kimin en iyi olduğunu bir türlü söylemiyorlar. Hemfikir oldukları tek şey en tutkulu oyuncularının; Güney karakterini canlandıran ‘Buğra Gülsoy’ olduğu. Bunun yanında seyircilerle en az bağlantı kurup topa odaklanan da yine Gülsoy. Seyircilerle en çok temas kuran oyuncu Serhat Teoman. Bu maçta beni en şaşırtan da kadın seyircilerin ‘Sarı Fırtına’ lakabını taktıkları Ali Yörenç. Yörenç basketbol geçmişi ve 1.94’lük boyuna rağmen takımdaki en çevik oyunculardan biri.

Maçı kulaktan kulağa duyarak sahayı bulmuş küçük bir seyirci topluluğu izliyor. Tabii izleyen 10 kişiden 9’u kadın. Maç sonrası sohbette “Karşı takımda hangi dizinin oyuncuları olsun isterdiniz” diye soruyorum. Serhat Teoman: “Umutsuz Ev Kadınları” gelsin diyor. Hepsi “Evet” diye bağırıyor.

Haber ile ilgili diğer fotoğraflar