İŞTE HERKESİN KONUŞTUĞU O HASTALIK
Nurseli İdiz?in tatilde çekilmiş, içki içerken görüntülendiği fotoğraflarının ortaya çıkması ve bipolar bozukluk rahatsızlığının bulunduğunu açıklamasının ardından gözler bu hastalığa çevrildi. Peki bipolar bozukluk nasıl bir hastalık, hastaya neler yaşatıyor?
Tedavileri çok iyi seyreden kişiler de var, tedaviye uyum sağlayamayan ya da yılları terapilerde harcandıktan sonra teşhis koyulan da.
ATEŞE BENZİN DÖKMEK GİBİ
En sık yapılan hatalardan bir tanesi de uzun ve ağır geçen depresyon dönemlerinden dolayı hastaya klasik depresyon tedavisi uygulamak. Bipolar ile Yaşam Derneği'nden Psikiyatrist Doç. Dr. Sibel Çakır bu konuda uyarıyor: Bipolar hastaya depresyon tedavisi uygulamak ateşe benzin dökmek gibi oluyor.
MASA ARKADAŞINIZ DA BİPOLAR OLABİLİR
İki uçlu duygudurum bozukluğu olarak tanımlanan bipolar bozukluk hastalığı halk arasında manik depresif bozukluk adıyla da biliniyor. Hastalık çoğunlukla kalıtımsal ve toplumda yüzde 1 oranında görülüyor. Her ne kadar yüzde 1 denilince küçük bir oran gibi gözükse de sadece Türkiye'de yaklaşık 750 bin kadar bipolar hastası var. Yani bin kişinin çalıştığı bir plazada çalışıyorsanız, oradaki muhtemel 10 bipolar hastasından biri masa arkadaşınız olabilir.
YA ÇOK NEŞELİ YA ÇOK MUTSUZ
Hastaların bir diğer büyük sıkıntısı ise hastalıkları ortaya çıkarsa toplum tarafından dışlanma olasılıkları. Bipolar bozukluğun iki farklı atak dönemi oluyor mani ya da depresyon. Mani döneminde aşırı neşeli olmak, enerjide inanılmaz bir artış, uykuda azalma, hızlı düşünme gibi etkiler olurken depresyon dönemi de bunun tam tersi oluyor. Kendine aşırı güvensizlik, çaresizlik, aşırı mutsuzluk, umutsuzluk hisleri ortaya çıkıyor. Ancak hastalıkta her ikisinin de yaşandığı karma dönemler de mevcut.
TÜKENME SENDROMU GÖRÜLÜYOR
Doç. Dr. Çakır öncelikle bu hastalıktan kişinin ya da çevresinin korkmaması gerektiğini belirtiyor; "Bu hastalık tedavi edilebilir, kontrol altında tutulabilir, hatta bazen yıllar boyu atak geçirilmeyebilir. Koruma tedavisi ile atakların geçirilmesi önlenebilir. Bir şeker hastası nasıl her gün tedavi için ilaç alıyorsa, bipolar bozukluk hastası da tedavisini böyle özenle yapmalıdır. Ancak bu hastalıkta bir diğer önemli ve zorlu nokta da hastalığın genetik faktörü. Ailenin bazı bireylerinde bu genler sessiz kalırken bazılarında kendisini gösterebiliyor. Bu da bipolar bozukluk yaşayan hastaya destek olmaya çalışan diğer aile bireylerini zorluyor. Yakınlarında "tükenme sendromu" denilen sendrom ile karşılaşılıyor.
SANATÇI HASTALIĞI
Dr. Çakır hastalığın yaratıcılıkla yakın ilişkisine de dikkat çekiyor; Özellikle hipomani ve mani dönemlerinde düşünce hızı artıyor, uyku azalıyor, yeni projelere giriliyor ve yaratıcılık yüksek düzeyde oluyor. Tabii kontrolsüz bir yaratıcılığın faydası olmayabiliyor. Depresyon döneminde de melankolik bir yapı dışavurumda, yaratıcılığa katkı sağlayabilir.
BİRÇOK ÜNLÜDE VAR
Hastalığını gizleyen birçok hasta toplumdan dışlanma korkusu yaşamasına rağmen aslında bu rahatsızlığı yaşayanların bütün zorluğu kendilerine ve yakınlarına. Ancak fiziksel olarak zarar verme eğilimleri olmuyor. Birçok yönetici, bilim adamı, sanatçı bu hastalığı yaşıyor. Ancak hastalıklarını açıklamadıkları için bilinmiyor.
Bilinen en ünlü bipolar bozukluğu olan hasta ise Kurt Cobain . Hastalığın depresyon atağında olduğu bir dönemde intihar eden sanatçının ilacın isminde bir de şarkısı var.
Ünlü edebiyatçı Edgar Allen Poe, Jack London, Hemingway ve ünlü oyuncu Catherine Zeta Jones, Sinead O'Connor da ünlü bipolar bozukluk hastalarından. Van Gogh'un da yine bir atak döneminde kendi kulağını kestiği söyleniyor.
DENİZDEKİ LİTYUM HİKAYESİ DOĞRU DEĞİL
Konu ile ilgili hürriyet.com.tr'ye açıklamalarda buluan Dr. Alper Hasanoğlu denizde, hastalığın tedavisinde lityum tuzu bulunduğu ve hastalığa faydası olduğu iddialarıyla ilgili olarak uyardı: "Denizin içinde eser miktardaki lityum kesinlikle böyle bir his doğurmaz. Denize girmek de kesinlikle bu hastalığın tedavi edilmesine katkı sağlayabilecek bir durum değildir. Yanlış bir izlenim edinmemeli hiçbir hasta."
HASTALAR UÇABİLECEĞİNİ SANIP KENDİNİ ATABİLİR
Dr. Hasanoğlu ayrıca hastalıktaki en büyük tehlikeye karşı dikkat çekti: "Depresyon sırasındaki en büyük tehlike intihardır. Mani sırasında ise kişini kendine güveninin artması dolayısiyla maddi manevi tehlikeli durumlar ortaya çıkabilir. Bu çok para harcamaktan uçabileceğini düşünüp kendini bir apartmanın tepesinden boşluğa bırakmak gibi geniş bir spektrumda değişir. Mevsimlere bağlı bir değişim gözükmez. Ama aralarında hiçbir hastalık belirtisinin olmadığı sağlıklı dönemlerin olduğu depresyon ve mani ataklarının birbirini izlediği döngüsek bir gidiş görülür."