KIZI YAĞMUR’UN ARDINDAN FERHAT GÖÇER’DEN AÇIKLAMA
Kanal D ekranlarında yayınlanan 2.Sayfa programına dün şarkıcı Ferhat Göçer’in kızı Yağmur Göçer konuk oldu. Yazdığı sitem dolu mektupla gündeme gelen Yağmur Göçer babasına, ’Keşke şöhret olmasaydı da benim babam olarak kalsaydı’ sözleriyle seslendi. Ferhat Göçer’den kızının sözlerine cevap geldi.
Göçer, sosyal medya hesabından şu duyuruyu yaptı:
Dostlar merhaba... Kızımla ilgili (öncelikle onun sağlığı için) özelde kalması gereken konuların, kamuoyunu yanlış yönlendirmeyi amaçlayan bir zihniyetle, dürüstlükten uzak açıklamalarla gündeme gelmiş ve sizleri meşgul etmiş olmasından dolayı çok üzgünüm... Artık zorunluluk haline gelmesi sebebi ile bu Çarşamba saat 10.30’da bir defaya mahsus yapacağım basın toplantısında tarafıma karşı öne sürülen planlı, haksız ve art niyetli suçlamalarla ilgili detaylı açıklama yapıp soruları tüm gerçekleri ile cevaplayacağım.
Dün 2.Sayfa programına katılan Yağmur Göçer'in anlattıkları çok konuşulmuştu.
"BABAM KEDİYE, KÖPEĞE 'KIZIM' BANA 'TAKOZ' DERDİ"
* Ben babamı kimseye şikayet etmek amacıyla o yazıyı yazmadım. Sosyal medyadan yaptığım paylaşım 8.5 aydır babası tarafından bir kez dahil aranmayan kızın dışa vurumuydu.
Ben sadece içimi dökmek istedim, o yazıyı yazarken ben babamın ünlü olduğunu unuttum. Olayların bu kadar büyüyeceğini düşünmedim.
Babam beni mektuptan önce 8,5 ay aramadı mektuptan sonra da
Babası tarafından aranmamak hiçbir kızın tercihi olamaz. Olsa bile ‘o onun tercihidir' deyip aramaması ben bunu kabul edemiyorum.
Çocuklar yanlış yapar aileler affeder, barışır. Farz edelim ki ben yanlış yaptım. Ama öyle bir şey de olmadı.
8,5 ay önce yaşadığım bir olay var. Yemek yedik birlikte, yemek bitiminde rencide edici sözlerle masadan kovuldum.
O gün alışveriş yapmıştık, yemek yedik sonra da masadan kovuldum.
Durup dururken olmadı. Ben yurtta kalıyordum okul için. Annem de ‘iyi görünmüyorsun bende kal biraz.’ dedi. Ben de annemde kalmaya başladım. Babamı da arayıp bir açıklama yapmadım.
Kış alışverişi yapmak için babamla buluştuk. İşlerimizi hallettik sonra masaya oturduk yemek yedik, yurdu arayıp babam bilgi aldı. Benim orada kalmadığımı öğrendi, ama daha öncesinde biliyordu zaten. Bilmiyormuş gibi davrandı, beni masadan ‘kovdu’ demek istemiyorum zoruma gidiyor uzaklaştırdı diyelim
Ben annemin dolduruşuna gelebilseydim eğer, bu kadar üzülmezdim. Annem küçükken benim düşümde bir baba yarattı. Kendi hediye alıyordu, ‘baban aldı’ diye hediye veriyordu. Doğum günümde hediyeler geliyordu ‘babandan geldi’ diye söylüyordu ama kendisi yolluyormuş ben yıllar sonra annemden öğrendim. Benim bilinçaltımda öyle bir baba oluştu ki toz konduramıyordum. Annem benim babamla her zaman iletişimim olsun istedi, her zaman bir bağım olsun istedi.
Ben babamın sevgisini görmedim. ‘Annesi dolduruyor‘ diyenlere tek cevabım ‘keşke doldursaydı da bunlar olmasaydı.’
Ben çok uzun süre babamla yaşadım, 7-8 sene… Merkezde babam vardı, ben onun yörüngesiydim.
Şuan bütün fotoğraflarımı kaldırdım babamla olan, böyle kalabilmek çok isterdim fotoğraflardaki gibi… Gülebilmeyi çok isterdim, keşke zaman dursaydı.
Velayet davalarım oldu benim ben her seferinde ‘babam’ dedim. Gelen mektupları annemin yazdığını bile bile ben yine de ‘baba’ dedim.
Her şey gördüğünüz kadar olsa keşke. En büyük yarayı açan adam, yara kalmasından mı korkuyor. Benim en büyük boşluğum babam. En büyük yaram babam.
Tabi ki babamdır bir şey diyemem. Hayatım boyunca kendisi olmasa bile, isminin varlığı bir şekilde yer alacak. Ama yetmiyor. Babam diye bazı şeylere göz kapayamıyorum. Keşke şöhret olmasaydı da benim babam olarak kalsaydı.
Ben şöhretinin hiçbir zaman avantajını yaşamadım. Ben babama aşık, o işine aşıktı çünkü. Evdeki kedi, köpeğe ‘kızım’ derdi, bana ‘takoz’ derdi. Gidip gizli gizli odamda ağlıyordum.
Ben artık babamla birlikte yaşamayı düşünmüyorum. Ben artık onu aramayacağım. Eğer ben babamı arayıp eve gidersem başa döneceğiz, o yüzden aramayacağım.
Ben babasına aşırı bağlı bir insandım. Çünkü annem bilinçaltıma babamı öyle bir işledi ki atamıyorum. Psikolojik destek aldım, hala da alıyorum. Hayatımın merkezine kendimi almaya çalışmak kolay olmadı. Ben senelerin alışkanlığını nasıl değiştirebilirdim ki bu yüzden psikolojik destek aldım.
Babamı bu 8.5 ay içinde özlediğim anlar olmuştur ama, ben bunları teraziye koyuyorum. Diğer olaylar daha ağır basıyor. Sadece psikolojik değil, ciddi sağlık olayları da yaşadım. Doğduğum günden beri ciddi kalp sıkıntıları yaşadım.
Benim şuan sol kolumdan tansiyon alınamıyor, nabız sesi çok yavaş geliyor. En son takılan stendim geciktirildi 1,5 yıl, operasyonu olmadım çünkü babam istemedi. Doğru bulmadı bu operasyonu. Şimdi doktorlar operasyonun geciktiğini söylüyorlar.
Babamla yaşarken annemin o siteye girmesi yasaktı. Komşular alıp beni anneme götürüyordu. Yine bir ameliyat oldum babamın evindeydim, babam beni o gece bırakıp hemşireyle konsere gitti.
Arasa ne yaparım bilmiyorum, aramadı ki bileyim… Babacığım da diyemem ama… Bilmiyorum ne yaparım, aranmadım.
‘Kızım’ şarkısı beni mahveden bir şarkı, ama bu şarkıyı babam yazmadı. Belki benim için alınmıştır onu bilemem ama şarkıyı Sinan Akçıl yazdı.
Beni arkadaşlarımın babası aradı. ‘Gel burada da bir kapın var, bir ihtiyacın var mı?’ diye sonranlar oldu. Kan bağım olamayan kişiler aradı beni, babam aramadı.
Yazdığım yazıyı benim yazmadığımı iddia ettiler. Bu yazıyı önce kağıda yazdım. Okunmaz diye sonra dijitale geçtim bu yazıyı ben yazdım ben!
Böyle bir yazıyı annem de yazdırmadı. Tek başıma yazdım, çünkü bunları yazarken babam yoktu yanımda… Senelerin sessizliğinin sesi, bir kızın babasına haykırışı bu…
Benim şuan bütün geçimimi annem sağlıyor, babamın bunda çok küçük bir payı vardır. Ben ün, şöhret peşinde değilim.
Mutfaktayım ‘kızım’ diye bir ses geldi. Ben baktım, babam beni mi çağırıyor diye köpeği çağırıyormuş… Bana ‘takoz’ diyordu hep. Ben sevgi sözcükleriyle büyümedim. Bir kız çocuğu babasından ne ister, sevgi.
Evet, benim de hatalarım vardır. İnat bir kişiliğim var ama hepimizin babalarıyla kuşak çatışması vardır. Herkesin babası mı 8,5 ay aramıyor, ne yapmış olabilirim ki beni bu süre zarfında yok sayıyor?
Babama sözle olmasa bile duruşumla, bakışımla sevgimi hissettiriyordum ama o anlamadı. Ben birine güvenemiyorum. Sevilmeyi bilmiyorum ki, birine güveneyim. Her gelene kılıcımı çekiyorum. Aradaki boşluklar o kadar büyük ki…
Babamın gerçek yüzünü görünce üstüme yıkıldı ve ben altında kaldım. Bu benim paylaştığım bir yazım, onlarcası da var. Bir sürü yazım var, sadece babamla ilgili değil her şeyi kaleme aldım.
Annemle çok anne-kız ilişkimiz yok. Arkadaş gibiyiz ama o da yoruldu. Annem ‘Biz babanla ayrıldık, kötü günlerimiz oldu. Ben babanın her şeyini affettim ama senin şu gözyaşlarını affedemiyorum.’ dedi. Ben de gözyaşlarımı döktüğü için babamı affetmiyorum.
Bir kere ben kardeşimi her şeyden çok seviyorum. Tek dileğim vardı ‘Benim yaşadıklarımı yaşamasın’ kardeşimle babamın ilişkisi çok çok iyi. Sürekli arıyor, konuşuyorlar o daha çocuk benim yaşadıklarımı yaşamasın.
Ben onu bir kez bile kıskanmadım, görüşmelerine mutlu olurum. Ben zaten yaşayamadım bari kardeşim yaşasın. Ama ona veriyorsun bu sevgiyi de bana neden vermedin? Ben de küçüktüm, ben de sevgiye açtım…
Can yakmak çok kolay, yorum yapanlar lütfen bunlara dikkat edin. Destek olanlar da var teşekkür ediyorum onlara.
Benim derdim para değil, her ay hesabıma babam tarafından 1000 TL yatıyor. Derdim para olsa farklı olurdu. Mart ayından beri babamın bana harcadığı tek bir şeyi göstersin ben herkesin önünde özür dileyeceğim.
Babam kötü demedim. ‘Kötü’ gibi bir kelime kullanmadım. Yetersiz, ilgisiz, sevgisiz diyebilirim ama ‘kötü’ diye bir şey söylemedim.
Ben babamın ikinci eşiyle sorunlar yaşadım, şuan birlikte olduğu hanımefendiyle de sorunlar yaşadığım dönemler oldu. Bunları inkâr edemem. Benim bunları çıkıp babamın eski eşiyle, kız arkadaşlarıyla şunları yaşadım demem doğru değil. Ben başka bir olaydan bahsediyorum, sevgiden bahsediyorum.
Keşke bu fotoğraftaki gibi kalsaydık, çok güzel bir gündü ama babamla iyi anılarımızın olduğu anlar bir elin parmağını geçmez.
Babama son sözlerim; Anlatsam herkes anlardı. Senin bana bakar bakmaz anlaman gerekiyordu. Yaşayamadım her gün için evet, seni suçluyor olabilirim, ama beni de anlayacağını düşüyorum, anlaman gerektiğine inanıyorum. Ben yaşadıklarım için değil yaşayamadıklarım için konuşuyorum. Hissettiklerimi sana anlatamadığım için paylaşıyorum. Anlasaydın, anlatmak zorunda kalmazdım. Ben hala babamı seviyorum ama ona yeniden tutunursam, hayatıma devam edemem.