"Hülya Avşar, ne kadar sebze-meyve varsa, başına geçmeli. Sebze Hali'nde bir festival olsa, mesela ıspanak festivali, pırasa güzelliği, vişne kompostosu." (Burada gülmeye başladı ve espriyi yarıda kesti.)

Levent Kırca bir ara "Oooo portakalı soydum başucuma koydum" diye saymaca yaparak, Altın Portakal'a jüri başkanı aradı. Sizce kim olmalı sorusuna ise, "Neriman Köksal yaşasaydı, uygundu" dedi.

Gündemde olmak için bir çaba harcamadığını belirten Levent Kırca, kameralara, "Gündeme gelmek istesem, İzmit'in Yuvacık Nahiyesi'nde ilköğretim okulu yaptırdım. Onu açıklardım. Bunu ilk kez mecbur kaldığım için söylüyorum. Bakın siz bile bilmiyorsunuz" şeklinde konuştu.

Sözü dolaştırıp dolaştırıp yine Altın Portakal'a getiren Levent Kırca sözlerini şöyle sürdürdü:

"Jüri başkanlığı önce bana teklif edildi. Hiç düşünmeden kabul etmedim. Jüri üyeliğini iste kabul ettim. Sonra da malum sebepten çekildim. 2 üniversitede hocalık yapıyorum. Buna rağmen kendimi jüri başkanlığı için yeterli görmedim. Hülya Avşar ozan tanımaz, şarkıcı-türkücü tanımaz, iki tane mürekkep yalamamış, nasıl jüri başkanlığı yapacak. Benim Hülya Avşar ile ilgili bir problemim yok. Beni düşman belledi. Onu da buna medyadaki arkadaşları yönlendirdi. Bu gazeteciler haberlerinde bana geçirdiler. Bir kere jüri başkanı tarafsız olmalı. Sanattan taraf olmalı. Kültürlü olmalı, filmleri bilmeli. Bu bir film festivali ve insanlar burada yapıtlarını ve düşüncelerini sergiliyorlar." (ayakligazete.com)