MAZHAR ALANSON:BİRİCİK İLE AŞKIMIZ NAZARA GELİYOR
Mazhar Alanson, Ekmek Teknesi?ndeki yeni karekteriyle yine adından söz ettiriyor. Usta yorumcu, Biricik Suden ile aşkının sık sık nazara geldiğin söylüyor. Alanson, şimdiye kadar tam dört kez Umre?ye gitmiş.
MAZHAR ALANSON: TAM DÖRT KEZ UMRE?YE GİTTİM
Mazhar Alanson, Biricik Suden?e sırılsıklam aşık. Eşine karşı duyduğu aşkın çok zaman nazara geldiğini ifade eden ünlü yorumcu:"Yaşanan bir hal bu, kime nasıl anlatırsın... Tasavvuf da hatta öyle bir şeydir, aşk hali. Yıllar önce Leyla?yı bulma faslındaymışım demek ki Mevla?yı bulma yollarında. Sonra Mevla?dan tekrar Leyla?ya geçmişim yine. Ama tabii Mevla?dan sonra Leyla?ya bakış başka oluyor. Eskisi gibi değil, daha değer verdiğin bir şey oluyor. Vakit ayırmak, emek vermek gerektiğini anlıyorsun aşka. Şu var, dikkat ettim biz Biricik?le ne zaman dışarı çıksak ve sarmaş dolaş, mutlu görünsek nazara geliyoruz. Ya başımıza bir kaza geliyor ya da olmadık bir konu yüzünden kavga ediyoruz"dedi.
Mazhar Alanson ile Biricik Suden, evliliklerinde çocuk sahibi olmak istiyor. Ancak, Biricik?in ruhsal durumu buna şimdilik engel görünüyor. Biricik Suden, çocuk sahibi olup olamayacağı yolundaşi soruya şu yanıtı verdi:
"Hayatımda hiç doğumla ilgili bir sorun yaşamadım. Aynı şekilde Mazhar?ın da bir sorunu yok. Yani bugün istesek, tabii Allah?ın da takdiriyle, çocuk sahibi olabiliriz. Ama hiç böyle bir şeye kalkışmadık, tamamen asılsız yazılanlar. En son iki yıl önce, 17 Temmuz?da kaza geçirdiğimizde gittim Amerikan Hastanesi?ne. Daha sonra adımımı bile atmadım, ne mikro-enjeksiyonu?. Mazhar iki senedir istiyor ama benim psikiyatrik tedavi göremem gereken bir durumum var. Hamile kalırım ama iki ay sonra buhrana girer, gider o çocuğu aldırırım. Çok istememe, sevmeme rağmen çocuk sahibi olmaktan çok korkuyorum. Onun sorumluluğu, mesuliyeti beni çok düşündürüyor. Biliyorum ki anne olursam çok deli bir anne olurum."
HİÇ BİR TARİKATLA İLİŞKİM YOK
Tasavvuf müziğiyle yakından ilgilenen, ve sık sık Umre ziyaretleri gerçekleştiren Mazhar Alanson şöyle diyor:
"Ben bir zamanlar o şeyden geçtim, ilgi duydum. Müziğime yansıdı, "Buselik makamı" diye bir şarkı bile yaptım. Hatta bir Sufi prodüksiyonu yapacaktık ama sonra gelen partiler bu işe müsait değildi. Biz zikir yapan, birilerine yaranmak için Mevlana?yı kullanan, sonra hapse atılan kişilerle aynı tasa konduk. Halbuki bir taraf olmak için yapmadık bunları. Ama şimdi daha medeni, sıcak bakılıyor bu işlere. Tabii sosyete partilerinde semazen çevirmekten bahsetmiyorum ya da hükümete yaranma durumundan. Ben bu tür şeylere çok muhalifim zaten. Benimki matrak bir şey, girse girse Bektaşilik?e girer. Ama dört kere Umre?ye gittim, kimse bilmez. Görülmesi, tecrübe edilmesi gereken yerler olduğu için gittim. Hindistan?a da gittim mesela. Ben daha çok "gezici derviş" oluyorum galiba.
Tasavvuf, insan hayatına yansıyacaksa ahlak olarak yansıması lazım. Ahlak derken, orada bütün mesele edep zaten. Bizim gibi edepsizler için değil tasavvuf. Mesela "egonla savaş" der ama meslek olarak egonun en çok konuştuğu işi yapıyorum ben. Maalesef sadece bilgi olarak aldım, hayatıma çok sokamadım tasavvufu. Soktuğum dönemler oldu ama devamlılık olmadı.
Cerrahi Tarikatı ile de bir ilgim yok. Zaten bildiğim kadarıyla tarikatlar da 1925 yılında kapatıldı, öyle değil mi?"
İlknur Kızıltoprak_Pazar Sabah