Burdur gölünün hızla kurumasının sadece göl ve çevresinde yaşayan canlılar için değil Burdur halkı için de hayati bir sorun olduğuna dikkat çeken Tarkan, “Bu muhteşem güzelliğin yok olma sürecinde olduğunu bilmek büyük bir üzüntü ve acı veriyor. Karşılığı ne olursa olsun Burdur Gölü'nün yok olmasına izin verilmemeli. Bu nedenle hep birlikte gölün korunması için, ne gerekiyorsa yapılmalı. Bir araya gelir ve birlikte hareket edersek bu sorunun üstesinden gelebiliriz. Çiftçisinden, öğretmenlerine kadar hepimiz ortak geleceğimiz için bunu yapmak zorundayız. Tüm Burdurluları ortak mirasımız olan Burdur Gölü'nün geleceği için harekete geçmeye devam ediyorum. Göl yoksa Burdur da yok” dedi.

Doğa Derneği Başkanı Güven Eken yaptığı açıklamada Burdur Gölü’nün bugüne kadar üçte birinin kuruduğunu belirterek şunları söyledi: “Bugünden harekete geçmez ve gerekli önlemleri almazsak ne yazık ki 2040 yılına kadar Burdur Gölü’nü kaybetmiş olabiliriz. Göl, yazık ki yağışların azlığı gibi doğal nedenlerle değil insan kaynaklı sorunlar nedeniyle kuruyor. Göle giden su kaynaklarının barajlarla tutulması ve yer altı kuyuları ile aşırı kullanımı, sadece gölün değil Burdur’un da sonunu getirebilir. Doğa Derneği, Burdur Gölü sulakalan yönetim planının gölün havzadaki tüm kaynaklarını içerecek şekilde genişlemesini talep ediyor.” diye konuştu.

Burdur Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya da yaptığı açıklamada Burdur Gölü'nün kurumaması için Doğa Derneği öncülüğünde verilen mücadelenin tüm Burdur halkı tarafından birlik ve beraberlik içinde sahiplenmesi gerektiğinin altını çizerek, “Tüm Burdur halkı, çiftçisiyle, yöneticisiyle, sivil toplum örgütleri ve sanatçısıyla Burdur Gölü'nün etrafında kenetlenmeliyiz. Burdur Gölü Burdur’un da geleceği demek. Gölü korumak ve yok olmasını engellemek için elimizden geleni yapacağız” dedi.