METİN ÖZÜLKÜ ?EDA?YA HAMİLE OLDUĞUNU BEN MÜJDELEDİM?
Cine5 ekranlarının sevilen programı İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme?ye müzik dünyasının usta ismi sanatçı Metin Özülkü konuk oldu. Metin Özülkü müzik yolculuğundan özel hayatına bilinmeyenlerini samimiyetle paylaştı.
“Tekne kazıntısıydım”
İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de çocukluk günlerinden bahseden Metin Özülkü beş kardeşin en küçüğüymüş. Müzik piyasası ile tanışması da bir tesadüfle olmuş. “Annem babam kardeşlerim ablalarım abim bana en yakın olan on yaş büyüktü. Ben tekne kazıntısıydım, ilgiyle büyüdüm fakat bunun karşılığında şımarıklık olmadı benim üstüme bir yük bindirdi . Kimisi şımarırdı, bende bunu hak etmeliyim diye bir psikoloji oluşmuştu. Kadıköy’de bir caddedeydi evimiz 72 yılı 9 yaşındayım. Sabahları kapıları pencereleri açıyorum, keman çalıp şarkı söylüyordum. Bir gün kapı çaldı annem açtı kapıyı. Bir beyefendi Şanar Yurdatapan, “Ben her gün buradan işe gidip geliyorum. Burada hep bir ses duyuyorum demiş. Bizim çocuk demiş annemde. Tanışmak istedi. Geldi oturdu birkaç şarkı söylememi istedi. “Sana albüm yapacağız” dedi. Girdik stüdyoya. Uzun yıllardır göremiyorum arada telefonlaşıyoruz.” diyerek anlattı.
“Erol Büyükburç ve Edip Akbayram’ın hayatımdaki yeri ayrı”
İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de müzik yolculuğunda kendisi için önemli isimlerle yaşadıklarını da paylaşan Metin Özülkü “İlk 45’liğimin arkasından Erol Büyükburç’la çalışmaya başladım. O dönemde yorumculuk durumu yerine mutfak kısmı daha çok hoşuma gitti. Sonra orkestra müzisyenliğine döndüm. Müzik tutkumun başlangıç noktası Erol Büyükburç, ona olan hayranlığımla başlayan bir şey 6 yaşındayken. Biz memur bir ailenin çocuğuyduk konsere gitmek olaydı. Sadece benim değil ablamlar ailem hep beraber gidelim isterdim. Babam maaşı yatırırdı. Bütün Türkiye hayrandı. Erol Abi kirvem oldu. Orkestrasında çalıştım. Bir dönem onun yanında yaşadım. O zaman Boğaz Köprüsü yoktu. Etiler’de oturuyordu orada okudum. Müzikal yolculuğumda olgunluk öğretilerimi ondan aldım. Gençlik dönemimde Edip Abi de var. Edip Akbayram ve Dostlar’dık. Grupta hem bas gitar, hem keman, gitar çaldım. Edip Abi parçaları seçerken bile bize danışırdı. Şimdi öyle bir şey yok. Radyolarda en çok çalan tarzında parçalar yapılıyor. Bir düğmeye basıyorsunuz zaten o çalıyor. Bir şey yapmanıza gerek yok. Çok iyi müzisyenlerin bu dönemde sound ve aranje anlamında zorlandığını düşünüyorum. Çok hazıra konmak alışılmış bir şey değil. O da problem yaratıyor. Yeni nesil buna alışık onlar için problem yok.” diyerek düşüncelerini paylaştı.
“Aysel Gürel annemi de beni de samimyetiyle tavladı”
İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de müzik dünyasının unutulmaz ismi Aysel Gürel’i de anan Metin Özülkü “Aysel Gürel, nur içinde yatsın. Aysel Abla’yı 13-14 yaşımda tanıdım.Bizim hayatımız boyunca iş ve ailede çok az insan olur. Sevgi değerli ve farklıydı. Farklılığı şöyle anlarız mütevazi bir annem vardı. Annem ve Aysel Abla’yı karşılaştırdığımda Allah Allah derdim, bu iki insan yan yana gelse anlaşamaz dersiniz. Yanyana geldiler, kanka oldular nasıl bir dostluk. Aysel Gürel’in hayata bakışı ve tavlaması çok farklı, oynamıyor. Yaptığı her şey kendinin. Saydam ve şeffaf duruşu vardı ki ben de tav oldum.” diyerek duygularını paylaştı.
“30 yıllık beraberlikte sorunların üstesinden gelmek önemli”
İpek Tuzcuoğlu’nun “Eşiniz Eda Hanım’la yıllık birlikteliğinizle ilgili sorulardan sıkılmıyor musunuz? Birlikteliğinizin formülü ne? ” sorusu üzerine cevap veren Metin Özülkü “Formülü şu, insan sıkıntıyı kendisi yaratır. Bırakın eş olmayı tek başına 30 yıl kendin yaşasan da bunu çözemezsen kendinden de sıkılırsın. Birbirimizi sıkacak tipler olsaydık 15 günde sıkılırdık kimyamız tuttu. Birbirimize kızdığımız, anlayamadığımız, birbirimizi suçladığımız dönemlerde oldu, bunların üstesinden gelmeyi öğrendim. Üstesinden gelmek önemli. Bir gün stüdyodan eve geç saatlerde döndüm. Eda beklemiş beklemiş sinirlenmiş. Galiba ben erken gelirim demişim o da merak etmiş. Sinirlenmiş yazmış, bana patlayacağına satırlara dökmüş. Kapıyı beni eve almayacak şekilde açtı ikna ettim girdim. Kağıdı portmantonun üzerine attı, suratıma bakmadan gitti yattı. İşte krizleri yönetme meselesi, nasıl aşabilirim dedim. Aldım kağıda baktım sözler fena değil güzel, sabaha kadar beste haline getirdim. Sabah çay demledim kahvaltı hazırladım tepside. Bir elimde tepsi bir elimde gitar tepsiyi koydum yatağa. Oturdum o uyuyor başladım çalmaya. Öyle bir gözlerini açtı ki oradaki ifadesini hiç unutmuyorum.” diyerek anlattı.
“Türkan Sultan müziğin de sultanı olurdu”
İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de Türkan Şoray’la gerçekleştirdiği albüm çalışmasından da bahseden Metin Özülkü “Bir kere türkan hanım müziği çok seviyor. Albüm benim için süper bir deneyim oldu, baştan sona hiç üşenmedi, hiç kendini düşürmedi, baştan sona bir disiplinle yaptı. Olay bu. Zamanında müzik ve sinema arasında tercih ettiği bir dönem olmuş, müziği tercih etseydi inanın bana müziğin de Türkan Sultan’ı olurdu. “ diyerek düşüncelerini paylaştı.
Metin Özülkü “Eda’ya hamile olduğunu ben müjdeledim”
İpek Tuzcuoğlu’nun “Kırk yaşında geç baba oldun, iyi ki baba olmuşum diyor musun?” sorusu üzerine Metin Özülkü “Tabii. Biz önceleri çocuk düşünmüyorduk. Kariyerimiz için planlarımız vardı. Eda da ben de memur ailelerin çocuklarıyız ve kendi geleceğimiz için bir takım çalışmalar yapıyorduk. Çocuk sahibi olmayı ihmal ettik. Artık bir şeyleri düzene koyduk, hadi derken anladık ki çocuğumuz olmama potansiyeli varmış. Öyle bir 5-6 sene geçirdik. O beş altı sene de ben olursa olur olmazsa olmaz dedim, Eda da benim gibi düşündü. Biz gene de tedavi girişimlerinde bulunduk. Çocuk seviyoruz ama olmayacaksa dünyanın sonu değil diye düşündük. Bir gün bir baktık olmuş. İyi ki olmuş durumundayım şu an. Bizim şöyle orijinal bir durumumuz var. Belki de Türkiye’de ilk defa “Karıcım sana bir müjdem var hamilesin” diyen erkek benim. Normalde kadınlar söyler ya. Doktorumuz Eda’yı arıyor, ulaşamıyor beni aradı ben de Eda’yı aradım. Gözyaşları içindeydik telefonda karşılıklı. Geç baba olmanın dezavantajları da vardır ama avantajlı yollarını da gördüm. Birçok konuda daha dingin, daha huzurlu davrandığımı düşünüyorum. Evliliğimizi ilk kurduğumuz yıllarda 4 yıllık flörtün üstüne aynı evin içinde yaşamaya başlayınca iki ayrı insansın. Birbirimize alışma döneminde çok yedik birbirimizi. Çocuklar onun içinde yaşamadılar. Çocuklar hazırlanmış olgunlaşmış bir evin içine geldiler. Çok mutluyuz.” Diyerek duygularını paylaştı.