Düzyatan, 17 yaşında girdiği İzmir 9 Eylül Üniversitesi'nde oyunculuk okurken başına gelen olayı şöyle anlattı;

"Üniversite birinci sınıftayken Burak isminde bir arkadaşımla gece dışarı çıktık, Göztepe'ye gittik. Birşeyler içtik. Sona otobüse binmek için durağa gittik. Ben otobüs durağına yaslandım, meğer durak da yeni boyanmış. Otobüs durağında beklerken sırtım mavi boya olmuş. Kim boyadı diye söylenirken durakta da 20 yaşında bir abla ve yanında bir teyze de otobüs durağında bekliyordu. Durağı kimin boyadığını gördüm ve onlara doğru ilerledim. Bağırıp çağırdım, durağa da bir tekme attım. Sonra bizim otobüs geldi, ablalara yol verdim önce siz binin dedim. Yanlarında da bir adam vardı. Tam biz de binecektik ki adam Burak'a bir yumruk attı ikimiz beraber yere yuvarlandık. Otobüs kapıyı kapattı gitti. Şok olduk. Çünkü son otobüstü. Arka taraftaki çöp tenekelerinden bulduğum sinema kolçağını aldım atladık taksiye otobüsü takip ettik. İkimiz de küçüğüz. Otobüs durdu adam aşağı indi. Elimdeki kolçakla adama vurmayı planlarken adam gitti Burak'a bir tane daha vurdu. Derken yanındaki kadın yapma dedi ve 'teyze bir şey yapmayacağız' dedim. Teyze sendeleyince adam da siz oradan beri bizi mi takip ediyorsunuz dedi. Ben adama konuşma dedim ve bir tane vurdum. Meğer o otobüs işçi konuk otobüsüymüş. Otobüsün içinden adamlar inmeye başladı. Çık çık bitmiyordu. Ben abileri gördüm anında taksiye atladım, yürü dedim. Adamlar taksiyi sallamaya başladı. Benim yüzüm bembeyaz oldu. Biz bir dayak yedik. Benim kafam şişti, gözüm kapandı, iki kaburgam zedelendi. Sonra hastaneye gittik. Hastanede benim de dövdüklerimden birisi oradaydı. 'Bizi neden dövdünüz abi?'  dedim. Siz duraktaki ablaya sarkıntılık yapmışsınız dedi. Tamamen yanlış anlaşılmaydı. Ama çok fena dayak yemiştik."