“Annem güzele meraklıydı”

İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme15 yaşında güzellik kraliçesi olduğunu anlatan Nebahat Çehre bunu gençlere tavsiye etmiyor. “Maalesef kimseye tavsiye etmiyorum.  Ama ben küçük yaşta girdim annem beni çok destekledi. Güzele çok meraklı bir kadındı, güzellerin resmini keserdi. Arkadaşımla gittim. Bana da teklif ettiklerini söyledim. Annemle konuştum. Bir anda kendimi Türkiye Güzeli gördüm. Yaşım küçük olunca çocuk muamelesi yapıyorlardı.” diyerek anlattı.

“Pahalı kremler kullanmam”

İpek Tuzcuoğlu’nun  “Genç kalma konusunda genetiğe inanıyor musunuz?” sorusu üzerine Nebahat Çehre  “Vucut olarak babama, cilt olarak anneme benziyorum. Pahalı kremler kullanmıyorum ama ucuzda kullanmam. Çok para vermem.Cildime hayatımda baktırmadım bir cildiyeci bulup baktırmak istiyorum. Baktıgımı zannediyorlar belki de. Hata ama bakmıyorum.” dedi.

Sette telefona alerjim var”

İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de iş disiplinine çok önem verdiğini söyleyen Nebahat Çehre sette telefon kullanımından muzdarip.”Benim hayatımda 23.30-24.00 en geç 01.00’e kadar yatmış oluyorum. Eğer setim varsa 23.00’de yatmış oluyorum. Benim prensibimde beş dakika ne beklesinler ne bekleyeyim. Hiçbir zaman yapmadım.  Çünkü sette yüz kişi bekliyor. Onların dakikalarını alma hakkına sahip değilim. Bu konuda çok disiplinliyim. Sette telefondan rahatsız oluyorum. Gençler teknolojiden vazgeçemiyorlar ama telefon odaya konur arada bakılır. Bacak altına konunca o titreşimi alıyor yönetmen. Bir kere benim konsantre olmam gereken bir sahnede durdurdu yönetmen kimde telefon var diye. Bir şey diyemiyorsunuz, ama onlara da zarar veriyor. Bizim işimizde konsantre olmak gerekiyor. Telefona alerjim var, bazen ses tonum bile yükseliyor.” diyerek paylaştı.

“Yılmaz Güney’in mezarına hiç  gitmedim”

İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de eski eşi Yılmaz Güney’den de bahseden Nebahat Çehre’nin hayata bakışında Güney’in katkısı çok olmuş. “Yılmaz Güney hakikaten çok dolu bir insandı. Üniversite okumuştu, ama onun dışında bir aydındı. Kendi halkını, kendini çok iyi tanıyordu. Yaptığı işi çok iyi biliyordu. Bilinçliydi. Yeşilçam’a çok büyük bir değişim getirdi. Yeşilçam’da önceden güzel kadın güzel erkek üzerine hikaye kuruluyordu, bunu yıkan yeni bir soluk getiren Yılmaz Güney’dir. Hayata bakış açımı çok değiştirdi.  Sinema hayatımda 120 film yaptım. Onunla yaptığım filmler kalıcı olanlardı. Setteki duruşu, bilinci, oyunculuğu kalemi beni aldı götürdü. Hayata hangi pencereden bakmam gerektiği gösterdi.İster istemez olgunluk çağına getirdi gençken. Çok çalıştım. Bende birlikte çektirdiğimiz hiç resmimiz yok yandı, başkalarında olanlar bende yok. Oyunculuğuma çok büyük katkısı oldu. Ben Paris’e çok sık giderim ama mezarına gitmedim. Kızı Elif’le görüşüyorum. Teklif etmedi ben de gitmedim. Bir gün gideceğim.” diyerek anlattı.

“Yılmaz Güney’i tabii ki bana soracaksınız”

İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de Yılmaz Güney’le ilgili kendisine soru sorulmasından rahatsız olmadığını belirten Nebahat Çehre “Yılmaz Güney’i tabii ki bana soracaksınız, ben oyuncuyum. Yılmaz Güney’i sormaları doğal onun da ilk evliliği benim de ilk evliliğimdi. Fakat hiçbir zaman evli olduğum bir Yılmaz Güney’i anımsamıyorum, onu anımsamamaya çalışıyorum. Sadece Yılmaz Güney’in ne kadar iyi hocalık yaptığını, bana öğrettiklerini, hep olumlu şeyleri hatırlıyorum. Beraberliklerde evliliklerde olumlu olumsuz zamanlarda olur ama ben hep bu taraflarını alıyorum. Yılmaz Güney’i kocam olarak değil oyuncu olarak anlatıyorum. Onun için onun bana bırakmış olduğu şeylere teşekkür ediyorum.” dedi.

“Yılmaz’a sevgim korkuya dönüştü”

İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de Yılmaz Güney’le ilişkisinde yaşadığı kırgınlıkları da anlatan Nebahat Çehre aşk uğruna gerçek kurşunların karşısında durmuş.  “Yılmaz  bir şeyi yapacağım dediği zaman yapardı. Silahla bir sahne vardı. Kafamdaki bardağa ateş ediyordu. Böyle birşeyi çekimde yaparken fünye ile patlatılırdı gerçek kurşun olmaması gerekirdi. Hikayeyi benle beraberken yazdı. Öyle yetiştirmişti ki beni bende iyi nişancıydım, o da havaya para at vururdu. Neticede baş bu.  İki kere boş geçiyor, üçüncüde vuruyor. Çok kuvvetli bir bünyeye sahibim bayılmadım, ama çığlık attım. Çok insan seti terk etti, Yılmaz’a “yapmayacaksın herhalde” hakiki kurşunla dedim. “Yapacağım” dediği an hiç birşeyi değiştiremezdiniz. Bana gelse belki sakat kalırdım. O anda biraz kırıldım. Sevgi, tutku, korkuya dönüştü. O sevginin korkuya dönüşmesi tehlikeli bir şey.” diyerek paylaştı. 

Yılmaz’ın mektupları yayınlanınca üzüntüden çok ağladım”

Yılmaz Güney’in kendisine yazdığı mektupların bir dönem basında yer almasının kendisini çok üzdüğünü anlatan Nebahat Çehre “Yılmaz’ın bana gönderdiği mektuplar vardı. Bu mektuplar bir gün Ses mecmuasında yayınlandı. Yılmaz yazılanları önüme attı. Benden başka kim verebilir çok haklıydı. Annemin eşi gazeteci, eve rahat girip çıkıyordu, bütün mektupları almış. Bunu anlatmak o kadar güçtü ki benden başka kim verebilir diye düşünmüş. Haklı olarak bundan daha çirkin birşey olamaz. O günkü kadar hiç ağlamadım.” diyerek anlattı. 

“En büyük pişmanlıklarım”

İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de sinemadan sahnelere geçişini anlatan Nebahat Çehre Zeki Müren’in desteğini de almış. “İki sene direndim sahneye çıkmak için. 1970’lerde sinema kabuk değiştirdi, arkadaşlar sahneyi değerlendirdiler. Şile’de teyzemler oturuyordu, Zeki  Müren’de oradaydı. Bana “Gel bakayım edalı kızım sen niye sahneye çıkmıyorsun” dedi. Sahilde yürüyorduk, “Bir şarkı oku” dedi, karşınızda nasıl söylerim dedim. Müzeyyen Senar’ın şarkısını söyledim. Sonra dersler aldım, sahne hayatımda başarılı geçti. En büyük pişmanlıklarımdan biri keşke devam etseymişim, hata yaptım. Çok teklif vardı, albüm kaset reddettim. İkinci pişmanlığım da  Hisseli Harikalar Kumpanyası. Haldun Dormen teklif etmişti. Yapamam mümkün değil dedim. 15 gün dene sonra reddet dedi. Yapamam dedim. En büyük ikinci pişmanlığım odur.” diye paylaştı.       

“Benim kendi hayatım için söylediklerimi, Meryem Uzerli’ye mal ettiler”

İpek Tuzcuoğlu’nun “Muhteşem Yüzyıl’la magazinin tam göbeğine düştünüz Meryem Uzerli ile ilgili sizin üzerinizden tartışma yapıldı, bu sizi üzdü mü?” sorusu üzerine Nebahat Çehre “Mesleğin bedeli bu. Ne kadar sesimi duyurabilirim. Arkadaş grubumla gittiğimiz bir gece sıkıldığınız bir gün sende bize katıl dersen, iki insan bir şey hissetmişse, ilişkileri bir sene güzel devam etmişse, o zaman çocuk mevzusuna nasıl bir şey derim. Benim daha önceki  röportajlarımda bana “neden çocuk yapmadınız” derlerdi. Bende çok ufak yaşta babamı kaybettim. Üvey babamdan da nefret ettim. İki üniversite bitirmiş hukukçu biriydi üvey babam. Çok ufak yaşta onun elindeydim. Şuna karar verdim. Ben anneyle baba ile yaşayan mutlu huzurlu bir yuvada çocuk yetiştirmek istedim. Bunu yapamadığım için çocuk yapmadım derdim. Benim fikrimi dolaştırıp Meryem’e söylemişim gibi kullandılar. Ne münasebet. Meryem bu sorumluluğu almıştır, çocuğuna bu duyguları yaşatmayacaktır, çok iyi anne olacaktır bu onun hayatı. Yapmadığım birşeyi bana mal etmeleri beni üzdü. Hiç alakası yok. Benim özel, kendimle ilgili bir şeyi döndürüp Meryem’e mal ettiler.” dedi. İpek Tuzcuoğlu “Meryem Uzerli ile tekrar görüştünüz mü?” diye sorunca  Nebahat Çehre “Hayır, tebrik ettim mesajla ama dönmedi. Belki de o da söylenenlere inanmıştır. Belki de vakti yoktur. Son doğum gününde beraberdik gitmeden önce.” diyerek anlattı.

“Canan Karatay’la karşılaştırılmama üzüldüm”

İpek Tuzcuoğlu’nun sosyal medyada Prof. Dr. Canan Karatay ile kendisi hakkında çıkan karşılaştırmalardan rahatsız olduğunu belirten Nebahat Çehre “Çok üzüldüm bana telefonla bildirdiler, Instagram’da çıkmış. Canan Hanım bir eğitmen, eğitime saygım var. Keşke bende eğitmen olabilsem. Kendisiyle hiç karşılaşmadım. Mesleğine çok saygı duyuyorum, çok saygın bir insan. Neye dayanarak böyle bir kıyaslama yapmışlar, bunları aşmak lazım. Böyle bir kıyaslama yapılması beni utandırdı. Canan Hanım’a da teşekkür ediyorum, beni tanımış, benim böyle bir şey yapmayacağımı biliyor.” diyerek paylaştı.